Sosyal medyada, oyun oynarken, ya da bir siteyi ziyaret ettiğimizde ilk karşımıza çıkan reklamlardan bir tanesi Temu oluyor. Çin merkezli e-ticaret şirketi olan Temu, tüketicilere etkili reklam yapmış olacak ki Türkiye’de 30 milyona yakın ziyaretçiye ulaşmış. Bu rakam ülkemizde büyük ve kurumsal online satış sitesinin yarısına denk geliyor. Tabi şu gerçeği de göz ardı etmemek gerekir ki şirket, pazar payını büyütme ya da genişletme amaçlı bazı ürünleri maliyetine, bazılarını ise zararına satıyor. Yani reklamlarda sunduğu ürünleri, belirttiği fiyata satmasının tek nedeni müşteri kazanmak.
Türkiye’de 30 Euro’nun altındaki siparişlerde gümrük vergisi alınmıyor ancak bakanlığın 30 Euro’luk gümrüksüz alışveriş limitinin sıfırlanmasına yönelik çalışmalara başladığına dair kulis bilgileri kamuoyunda dillendiriliyor. Eğer planlanan çalışma hayata geçirilir ise ürünün türü daha detaylı bir şekilde belirlenecek ve gümrük vergisi bu minvalde hesaplanacak. Ayrıca ürünün türüne göre verginin üzerine yüzde 20 KDV gerekiyorsa ÖTV, gümrük sunum ücreti, damga vergisi ve ek masraflar eklenecek.
Aslında gerek yurt içi esnafı koruma, gerekse gelir kaybını önleme noktasında her ürünün fiyatına ve türüne bakılmadan gümrük mevzuatına tabi olması gerekir. Çünkü sadece Çin’den sipariş edilen ürünlerin yıllık tutarı milyarlarca dolarlık satış demek oluyor ki bir de bu satışların sadece bireysel olduğu varsayıldığında yurt dışı alışveriş, risklerini hesap etmeden tüketicilerin önemli tercihi haline geliyor.
Yurtdışından ürün satın almak tüketiciler için cazip görünse de aslında bazı durumlarda faydasından ziyade zararı olabiliyor. Bir ürünü düşük fiyata alabiliyorsunuz ancak sonrasında olacaklara ya da olması ihtimal sorunlara çözüm üretemiyorsunuz.
Hafta içi haberlerde okumuşsunuzdur. Temu’da satılan ayakkabıların yüzde 50’sinde yüksek oranda kanserojen ve alerjen madde tespit edilmiş. Fiyatı uygun olduğundan dolayı yurtdışından satın alınan bir ürünün içeriğinde ne tür madde, mikrop ya da hastalık olduğu bilinmediğinden buralardan alışveriş yaparken çok dikkatli olmak gerekir.
Bunun yanında denetim yapılmayan ve nerede üretildiği belli olmayan bir ürünü şatafatlı reklamlara kanarak almak sağlıklı bir alışveriş seçeneği değildir. Çünkü garantisi olmayan bir ürün 3 gün sonra arızalansa ya da farklı bir sorun çıksa şikayet edeceğin bir kurum ya da iade hakkın yoktur. Dava edilse sonuçlanması yıllarca sürebilir, kazanılsa ödenen ücretin geri alınabileceğine dair garanti yoktur.
Yurt içinde internet üzerinden alışveriş yaparken tüketicilere güvenilir satış sitelerini yani Ticaret Bakanlığı tarafından oluşturulan e-ticaret güven damgasına sahip olunan yerleri tercih edin diye uyarılarda bulunuyoruz. Yurt dışından tercih edilen alışverişte hem kişisel bilgiler hem de banka bilgileri o sitenin veri tabanına kaydedildiğinden bu bilgilerin nasıl saklandığı, üçüncü kişilere verilip verilmediğine dair herhangi bir bilgi olmadığından alışveriş yaparken dolandırılma ihtimaline karşı da dikkatli olunmalıdır.
Sonuç olarak denetiminden emin olduğumuz yerden alışveriş yaparak hem kendimizin hem de ailemizin sağlığını riske atmamış oluruz. İkincisi ise herhangi bir eksik, ayıp ve arıza durumunda muhatap olacak birilerini buluruz.