Yeni Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Suriye’ye bir gezi gerçekleştirdi. Neler konuşuldu, ne görüşüldü bize karanlık, fakat Tom Barrack, Büyükelçilik resmi X hesabından önemli bir açıklama yaptı. Sykes-Picot antlaşmasına atıf yapan Barrack Batı’nın çizdiği haritaların Ortadoğu’nun bugünkü sorunlarının kaynağı olduğunu açıkladı.
Önce Sykes-Picot antlaşmasının ne olduğuna bakalım. Sykes-Picot, “Anlaşmaya yol açan birincil müzakereler 23 Kasım 1915 ile 3 Ocak 1916 tarihleri arasında gerçekleşti. İngiliz ve Fransız diplomatlar Mark Sykes ve François Georges-Picot, üzerinde mutabık kalınan bir memorandumu imzaladılar. Anlaşma, 9 Mayıs ve 16 Mayıs 1916 tarihlerinde ilgili hükûmetler tarafından onaylandı. (Wikipedia)
Anlaşma, Arap Yarımadası dışındaki Osmanlı vilayetlerini, İngiliz ve Fransız kontrol ve nüfuz alanlarına etkin bir şekilde bölüyordu. İngiliz ve Fransız kontrolündeki ülkeler ise Sykes-Picot hattı ile bölündü. Yani günümüz Suriye, Lübnan, Irak ve Filistin bölgesinin ortaya çıkışı İngiltere ve Fransa’nın bu antlaşması sonucu ortaya çıktı.
Trump’un iktidara gelişi normal bir Demokrat – Cumhuriyetçi değişiminden çok öte şeyler içeriyor. Avrupa’da ki değişimde bunun parçası. Joe Biden’in temsil ettiği, paraya hükmeden güçler, İngiltere kaybedenler tarafında yer alıyor. Değişimin önemli bir göstergesi ise ABD yönetimini Türkiye ile çalışma isteği. Trump’un sıkça Erdoğan mesajları, Suriye’yi Türkiye’ye emanet etme söylemleri önemli emareler.
Yeni Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack eski dünyanın salasının verilmesinin bir işaretini X hesabından yaptığı açıklamayla ortaya koydu. U.S. Embassy Türkiye @USEmbTurkiye hesabından Barrack şu açıklamayı yaptı:
“Batı, bir asır önce haritalar, manda yönetimleri, çizilmiş sınırlar ve yabancı yönetimler dayattı. Sykes-Picot Suriye'yi ve daha geniş bir bölgeyi barış için değil emperyal kazanç için böldü. Bu hata nesillere mal oldu.
Bunu bir daha yapmayacağız. Batı müdahalesi dönemi sona ermiştir. Gelecek, bölgesel çözümlere, ortaklıklara, ve saygıya dayalı bir diplomasiye aittir.
Başkan Trump'ın 13 Mayıs'ta Riyad'da yaptığı konuşmada vurguladığı gibi, “Batılı müdahalecilerin Ortadoğu'ya uçarak nasıl yaşanacağı ve kendiişlerinizi nasıl yöneteceğiniz konusunda dersler verdiği günler geride kaldı.” Suriye'nin trajedisi bölünmüşlük içinde doğdu.
Suriye'nin yeniden doğuşu saygınlık, birlik ve halkına yatırımla gerçekleşmelidir. Bu da hakikatle, hesap verebilirlikle ve bölgeyle birlikte çalışmakla başlar, bir sorunu ortadan kaldırmadan geçiştirmekle değil.
Türkiye, Körfez ülkeleri ve Avrupa ile beraberiz - bu kez askerler, nutuklar ya da hayali sınırlarla değil, Suriye halkının kendisiyle omuz omuza duruyoruz. Esad rejiminin düşmesiyle birlikte barışa açılan kapıyı aralamış bulunuyoruz; yaptırımları kaldırarak Suriye halkının nihayet o kapıyı açmasına ve yenilenmiş bir refah ve güvenliğe giden yolu keşfetmesine olanak sağlıyoruz.”
Muhalefet hala bu gerçeği görmüyor!
Eski dünyanın uzantılarını hatırlar mısınız? S400’leri denize atacağız diyenler, başka ülkelere gönderelim diyenler, Rusya’ya karşı ambargo, savaş çığlığı atan, hani şu 7 ayaklı masa başındakiler! İşte onlar da Biden ile birlikte kaybettiler.
İngiltere’ye ‘yalnız bırakıldık’ diye sitem edenlerin kaybettiklerinin farkına vardıklarını görüyoruz, ama hala bağırıp çağırarak tutunacak dal bulur muyuz çabalarının da farkındayız.