2010’lara kadar Türkiye edilgen ülke konumunda olduğu için, içerideki siyasi gündem birinin kara dediğine diğerinin ak demesi biçiminde gelişirdi. 2002’ye kadar iktidarda kalmayı başarmak sanat isterdi. Erken seçim en çok duyulan konuların başında gelirdi. Halk bir umut diye oradan oraya savrulurdu. Her seçim büyük kayıplar doğururdu.
2002 sonrası bir şeyler değişmeye başladı. Vatandaşın haberi çok olmasa da geçmişte Türkiye başını kaldırdığı veya BATI’ya hayır der gibi olduğu dönemlerde içeride karışıklık başlar, ekonomik krizler oluşur ve iktidar değişirdi.
İşler değişti!
Günümüz Türkiye’sinde gelişmeleri bu bağlamda değerlendirmek sağlıklı sonuca varmak için önemli. Türkiye, menfaati yani çıkarı olmayan gelişmelere karşı tavır alıyor. Buda Sistem’in sahiplerini çok kızdırıyor. O sebepten olsa gerek, Türkiye’nin sıkıştırılması için çeşitli aktörler devreye giriyor.
Kıbrıs meselesine farklı bir bakış
İşte bu bağlamda sağlıklı bir tespit Aslı Baykal’dan geldi. CHP’nin son Milli Lideri Deniz Baykal’ın kızıdır kendisi. Şu tespitleri yapıyor, “Türkiye Suriye üzerinden İsrail'e yaklaştıkça O da Kıbrıs üzerinden Türkiye'ye yaklaşmaya çalışıyor. Kıbrıs'ta bir anda çok gereksiz bir başörtüsü krizi patladı, serbestti değildi; İslam düşmanlığı körüklendi bile diyebiliriz.
O çözüldü derken Avrupa Birliği, Orta Asya'da bulunan 5 Türk Devleti'ne 12 milyar Euro destek verdi ve bu devletler de 35 yıl sonra KKTC'nin varlığını tanımayarak Güney Kıbrıs'a büyükelçi atayacaklarını duyurdu. Bir ve beraber olduğumuzu tüm dünyaya haykırmamız, içerideki düşmanları etkisiz kılmamız gereken bir zamandayız.
Ve artık herkes, uyuyanlar da, uyanıp anlamalı, iç düşman hiç beklemedikleri kişiler, boşuna uyarmaya çalışmıyoruz. Birilerine içeriyi karıştır dikkatleri içeriye çek diye talimat veriliyor, onlar da üzerlerine düşeni layıkıyla yapıyorlar. O arada dünya Türkiye üzerinde oyunlarına hız kesmeden devam ediyor. "Yurttaşlarım, unutmayın! Direncinizi kıracak bir araç, düşmanın Türkiye’yi içerden oyarak çökertmesidir. Düşman, ülkede mevcut siyasi nifaklardan ve yüksek makamların teslimiyetçilik eğiliminden istifade ederek çalışır her zaman. Dış düşmana karşı aldığınız önlemleri, gösterdiğiniz birliği iç düşmanlara, iç bedhahlara karşı da daha uyanıklıkla, daha bir şiddetle gösteriniz, gerçekleştiriniz". (Aslı Baykal)
İsrail'in Eski Danışmanı Adiri: Türkiye ile Savaş Gerçek Bir Tehdit
İsrail’in eski Cumhurbaşkanı Şimon Peres’in danışmanı Jonathan Adiri, Türkiye’nin artık Orta Doğu’da masada yer almak istemediğini, aksine kendi masasını kurduğunu söyledi.
— Erdoğan’ın Suriye’nin kalbinde askeri üsler kurmayı hedeflediğini belirten Adiri, İsrail’in kuzey cephesini şekillendirememesi halinde Türkiye ile vekalet savaşının İran’dan çok daha büyük bir tehdit haline gelebileceğini vurguladı.
— Türkiye, İran gibi izole değil; ekonomik ve siyasi olarak etkili bir bölgesel güç. Batı ile bağlarını koruyarak AB üzerinde etkili olurken, Doğu ile de uyum içinde hareket ediyor.
— NATO’nun ikinci büyük ordusuna sahip olan Türkiye, askeri teçhizatının %70’ini kendi üretiyor ve dünyanın dördüncü en büyük SİHA üreticisi konumunda.
— Ancak Türkiye’nin en büyük kozu askeri gücü değil, Avrupa’nın enerji güvenliğini sağlayan doğal gaz boru hatları.
— İsrail’in Türkiye ile gelecekteki bir savaşı önlemek için kesin adımlar atması gerektiğini belirten Adiri, olası iki ittifak seçeneğini sundu: Mısır, BAE ve Suudi Arabistan ile Beyaz Saray aracılığıyla bir Sünni blok oluşturmak. Yunanistan ve Kıbrıs ile mevcut ittifakı güçlendirmek.
— Ancak nihayetinde Türkiye ile ortak çıkarları belirleyip, çatışmadan iş birliğine geçilmesi gerektiğini söyledi. (Kaynak: ynet/ Clash Report TR)
Neymiş, anlayabildik mi?