Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı Resmi Yayınları, Seri no: 8, yani Türkiye Cumhuriyetinde Ayaklanmalar (1924 – 1938) ayrı ayrı 14 ayaklanmayı ve bastırılmasını ayrıntılı olarak aktarmaktadır. İlgi duyanların bu kaynağı okumasında fayda var.
Şeyh Said İsyanı ve Asi Resul isyanı arasında 4 yıl bulunuyor. Asi Resul isyanı, ismini verdiğimiz kaynakta şöyle aktarılmaktadır;
“Gerçekte ne genel bir ayaklanma ne de güneyden geçen eşkıya tarafından çıkarılmış bir mesele olmayan bu ayaklanma olayına sebep; Eruh ilçesi Jandarma Komutanı Teğmen Ziya'nın ötedenberi Lodi bucak merkezinin Tilmişar köyünden Jilyan aşireti reisi Resul'e muğber oluşu dolayısıyle, hasmı hakkında aldığı ihbarları vesile yaparak Eruh İlçesi Kaymakam Vekili Jandarma Yüzbaşısı Galip'i de kandırmak suretiyle, Resul, kardeşi Akit ve daha bazı kimseler için tutuklama müzekkeresi sağlamak suretiyle ve silah toplamak bahanesi ile aranan şahısların bulunduğu dört köyde, aynı zamanda arama başlamıştı. Resul'ün evi aranmışsa da bir şey bulunmamış ve Resul yakalanmıştı. Diğer köylerde de bir fevkaladelik olmadı. Yalnız Akit'in bulunduğu Goveşil köyü araştırılırken şiddet gösterilmiş olması ve yeteri kadar da tertibat alınmamış bulunması dolayısıyle Akit ve taraftarlarının açtığı ateş üzerine müsademe başladı ve bir onbaşı, dört jandarma eri şehit edildi.”
Harp Tarihçisi Mesut Uyar, Asi Resul hadisesinin Genelkurmay yayınında hasımlık olarak bahsedilen konunun, kız kaçırma meselesinden kaynaklandığını ve bu olay ile Şeyh Said meselesinin bilerek veya bilmeyerek birbirine karıştırıldığının altını çiziyor.
Mesut Uyar; “Yıllardır muhafazakar kesim içinden bazıları Şeyh Sait İsyanı (1925) ile Asi Resul (1929) ayaklanmasını karıştırıp ortaya arzu ettikleri anlatımı kurguluyorlar. Şeyh Sait İsyanı önceden planlanmış kapsamlı bir isyandır. Düğün, kadın vs sebep olmadı.
Şeyh Sait İsyanı Kürtçü subaylar tarafından planlandı. Vurucu gücü Güneydoğudaki birliklerdeki isyancılardı. Şeyh Sait ve diğer din adamları isyanın sivil ayağını teşkil ediyordu. Askeri telgraflarla şifreli haberleşen isyancıların yaptığı hata sonucu askeri kanat açığa çıktı ve tutuklandı.
Korku içindeki isyanın sivil kanadı konuyla alakasız bir jandarma kontrolünde paniğe kapılıp isyanı başlattı. Peki, düğün ve kadın konusu nereden geliyor? 1929 Asi Resul Ayaklanmasından.
Eruh Jandarma Bölük Komutan Vekilinin sevdalandığı kızı Çimencik köyünden zorla kaçırmaya kalktı. Çıkan kargaşada 2 jandarma öldürülünce köyün ağası Resul dağa kaçtı. Jandarma hadiseyi isyan diye bildirince bölgeye asker sevk edildi ve bu basit asayiş hadisesi ayaklanmaya dönüştü.
Bu iki isyanı birbirine katanların amacı Şeyh Sait isyanını basit göstermek dönemin hükümetini dolayısıyla Cumhurbaşkanı Atatürk'ü töhmet altında bırakmak. Şeyh Sait isyanı ciddi bir isyandı. Planlandığı gibi yapılabilse sonucu epey kötü olabilirdi. Askeri kanadın tasfiyesine rağmen isyan 6 ay sürdü, kasabalar düştü.
İsyancılar Diyarbakır'ı kuşattı. Ne yazık ki Şeyh Sait İsyanını bütün boyutlarıyla ortaya koyan bir kitap yok. Robert Olson'ın 1989'da basılan kitabı arşivler ve basılı kaynakların bir kısmından istifade etmediği için yetersiz ve artık eskidi. İsyanın asıl lideri Albay Cibranlı Halit ve Azadi örgütü üyesi subaylardı. Sonradan Ağrı İsyanına liderlik edecek grup Şeyh Sait isyanının planlayıcı ve askeri kanadıydı. Planlanan olsa Siirt, Ağrı, Elazığ ve Diyarbakır'daki bazı birlikler isyanı başlatacaktı.” (Kaynak: Mesut Uyar)
Genelkurmay Harp Tarihi Dairesi Başkanlığı'nın 1972'de basılan ama dağıtılmayan Türkiye Cumhuriyetinde Ayaklanmalar kitabında Asi Resul ayaklanmasının çıkışı böyle anlatılmış. Yazarın belirtmediği husumet kadın meselesi.
Emekli Albay Reşat Hallı'nın yazdığı Türkiye Cumhuriyetinde Ayaklanmalar kitabı yıllar sonra Kaynak Yayınları tarafından ismi değiştirilerek yayınlandı.