O korkunç depremin üzerinden tam bir yıl geçti. On binlerce kişi binaların altında can verdi. Yaralı olarak kurtulanların çoğu geri kalan hayatlarında engelli oldu, yüzlerce ocak söndü…
Komşu illerinde de hissedilen ancak 11ilde yıkıcı etki gösteren deprem, Türkiye’yi kalbinden vurdu. Türk milleti bir kez daha kenetlendi ve deprem bölgesine koştu.
Asrın felaketinden geri kalanlar doğup, büyüdükleri toprakları terk etmek zorunda kaldı.
Devlet var gücü ile o illeri ayağa kaldırmaya çalışıyor. Çevre ve İklim Bakanlığı adeta illeri şantiye ye çevirdi.
Elbette o kentlerin bir yılda ayağa kalkması beklenemez. Göç etmek zorunda kalanların tekrar geri dönmesi için şartların oluşması, kaç yıl sürer kestirmek güç…
Bu kadar geçen zaman içinde o depremde kusuru bulanan kaç kişi tutuklandı, kaç kişi adalete hesap verdi? Kaç kişi için ne gibi cezalar devreye girdi belli değil!
Ya da şöyle soralım, depremin ardından hangi yeni kanunlar çıkarıldı?
Bundan böyle yasalara, yönetmeliklere uymayanlar için hangi bağlayıcı kurallar devreye girdi?
Yakında seçim var. Türkiye 5 yıl daha yerelde kendini yönetecek belediye başkanlarını seçecek.
Erzurum Merkezde tek bir başkan değişti ve mevcutların tamamı aday gösterildi.
Gösterilen adayların ilk açıklamaları kentsel dönüşüm oldu.
Mesele binaların dönüşmesi değil...
O binaların depreme dayanıklı olarak dönüşüp dönüşmediği…
Çünkü Hatay’da Kahramanmaraş’ta, Elazığ’da ve 2011 Van depreminde yerle bir olan binaların çoğu sıfır inşa edilen binalardı ve bu binalar binlerce insana mezar oldu.
Ülke olarak en yakın deprem dahil bize gösterdi ki depreme karşı ne yapacağından çok depremden sonra ne yapılacağını çok daha iyi biliyoruz.
Depreme hazırlıktan ziyade sonrasında neler yapılacağına daha çok zaman ayırıyoruz.
AFAD, sadece bu sene binlerce insana arama kurtarma eğitimi verdi, bütçesi artırıldı. Lojistik merkezler bölgelerde geliştirildi.
Aslında Japon deprem bilimcilerin de söylediği gibi ülkemizde yasa ve yönetmenliklerde sorun yok.
Sorun uygulamada…
İnşallah yaşananlardan ders alıp, bundan sonra uygulama ve denetimlerde daha radikal oluruz…
Sayın Yazar, o illeri ayağa kaldıracaklarına, fay hattı üzerine o binalar yapılmamaliydi. Melzemeden çalan tutuklanan yok. Çünkü hepsi yandaş, candaş.O fay hatlarına bina yapmak değil, oralar yeşil alan olmalıydı. Japonya'da deprem hayatı durdurmuyor, Türkiye'de ise deprem öldürüyor. İşte aradaki fark, işte insana verilen değer. Allah, başınıza gelen musibetler, kendi ellerinizle yaptıklarınızdan dolayıdır( Rum - 41).Bu ilahi emre itaat edilmediği, bilime kulaklar kapatıldığı için bu felaket yaşandı.Sonra da kalkıp kaderin planıdır diyerek suçu üzerlerinden atmaya çalıştılar. Ne ders alması, kim ders aldı ki. Bu durum ,bu ülkede insana verilen değeri çok güzel ortaya konuyor. Neden, Marmara, Van, İzmir depremlerinden ders alınıp işi sıkı tutmadilar?.Bu gerçekler göz ardı edilirse işte bu felaket yaşanır.Neden bakanlar, yardımcıları,valilerden, bürokratlardan hiç birisi hesap vermedi ?. İktidar da hesap vermedi ya.Suçlarını kolay yoldan kadere atıp kenara çekildiler. Selamlar.