Eğitim, yalnızca bilgi aktarmak değildir; aynı zamanda kimlik kazandırma sürecidir. Bir öğrenci kendi geçmişinden, yaşadığı toprağın insanlarından bihaber yetişiyorsa, o eğitim eksiktir. Bu yüzden “yerel kahramanların” okullarda anılması, hem tarih bilinci hem de toplumsal bağlılık açısından vazgeçilmez bir görevdir.
Bugün Erzurum’un Taşkaynak köyünde yaşamış olan Keyvanklı Hüseyin Ağa, 93 Harbi’nde gösterdiği direnişle adeta bir destan yazmıştır. Ama bu destan, yalnızca köy kahvelerinde anlatılan bir hatıra olarak kalmamalı; sınıflarda da dile getirilmelidir.
Peki bu nasıl yapılabilir?
1. Müfredat Dışı Ama Değer Yükü Yüksek Etkinlikler
Okullar, yerel kahramanları anmak için özel günler veya projeler düzenleyebilir. Hüseyin Ağa gibi isimlerin hayatı, “Kültürel Miras Haftası” veya “Toplum Hizmeti Projeleri” kapsamında öğrencilere anlatılabilir. Öğrenciler bu kişileri araştırır, sunumlar yapar, hatta küçük belgeseller hazırlayabilir.
2. Sözlü Tarih Projeleriyle Geçmişe Yolculuk
Türk Telekom Nurettin Topçu Sosyal Bilimler Lisesi öğrencisi Serdar Koçak’ın yaptığı gibi, gençler yaşlılarla söyleşi yaparak bu hafızayı yazıya dökebilir. Bu çalışmalar sadece bir tarih dersi değil; aynı zamanda vicdan, empati ve aidiyet dersidir.
3. Okul Panolarında ve Kütüphanelerinde Onlara Yer Açmak
Neden sadece büyük savaşların komutanları olsun duvarlarda? Neden sadece cumhuriyet döneminden seçilmiş birkaç simayla sınırlı kalsın okul portreleri? Her köyün, her ilçenin bir Hüseyin Ağa’sı vardır. Onların fotoğrafları, kısa hayat hikâyeleri okul koridorlarında yer almalı. Bu, öğrencinin göz hizasında duran bir hafıza olur.
4. Yerel Kahramanlara Adanan Yarışmalar
Kompozisyon, şiir, resim ya da tiyatro yarışmaları yerel isimlere adanabilir. Böylece gençler o isimle hem duygusal bağ kurar hem de kendi yeteneklerini tarih bilinciyle harmanlar. Örneğin: “Keyvanklı Hüseyin Ağa'nın Torunu Olsaydım...” konulu bir kompozisyon, hem yaratıcı hem eğitici bir çalışma olabilir.
5. Mezarlık Ziyaretleri ve Anma Etkinlikleri
Köylerdeki kaybolmak üzere olan mezarlar, öğrencilerle birlikte ziyaret edilip temizlenebilir. Mezar başında dua okunabilir, hayat hikâyesi anlatılabilir. Bu, hem geçmişe saygı hem de değer eğitimi açısından güçlü bir yöntemdir. Hüseyin Ağa’nın mezarı gibi tanınmaz hale gelen kabirlerin izi, bu yolla tekrar görünür kılınabilir.
Unutmayalım:
> “Kendi kahramanını tanımayan nesil, başkasının hikâyesiyle büyür.”
Bizim çocuklarımız, ders kitaplarındaki genel tarih kadar; kendi toprağında yaşamış, kendi dağını savunmuş, kendi halkını korumuş isimleri de bilmeye hakkı olan bir nesildir.
Ve eğitim sistemi bu hakkı vermekle yükümlüdür.