Aradan uzun yıllar geçmiş olsa da Erzurum Lisesi bizim dünyamız da her daim farklı kalmış ve kalmaya da devam edecektir. Öğretmenlerimiz, sıra ve sınıf arkadaşlarımız, sınıflarımız, idarecimiz, yardımcı hizmetlilerimiz ve de kantinimiz. Hepsinin ayrı ayrı bir anısı var zihnimizde. Kantin tarafından yurt tarafına yurtlu arkadaşlarımızla geçişlerimiz, cuma namazı öncesi bizlerinde yurt tarafında ki lavabolardan abdest almalarımız, bazen de yurt tarafında üst katta yer alan mescit olarak kullanılan yerde kıldığımız namazları unutmak mümkün müdür? Elbette ki bunların hiç biri unutulmaz ama kaybolur gider. İşte bizde bu yazı dizimizle anılarımızın kaybolmamasına gayret gösteriyoruz.
O yıllara ait unutulması mümkün olmayan anılarımızdan biri de edebiyat hocalarımızdan olan Nermin Ünsalara ait olanıdır. Nermin hocamız lise-2’de edebiyat derslerimize gelmişti. Bir diğer edebiyat hocamız olan Aysel hocamız gibi, Nermin hocamızda giyim ve kuşamına dikkat ederdi. Okulun şık giyimli kadın öğretmenlerindendi. Nermin hocamız giyiminde olduğu gibi derslerinde de titizdi. Sınıf içinde düzenin bozulmasına asla izin vermezdi. Otoritesi vardı. Düzeni bozacak teşebbüsleri anında engeller, derse öğrencilerinin motivasyonunu yüksek tutmaya çalışırdı. Nermin hocamız yanlış hatırlamıyorsam iki dönem derslerimize girmişti. Hocamızla alakalı olarak döneme ait aklımda kalan en önemli anı yazılılarda göstermiş olduğu itinaydı. Sınavlarda asla kopya çekilmesine müsaade etmezdi. Kendi sınavı da olsa emanet sınavlarda gözetmen de olsa bu kural değişmezdi. Sınavlarda gözetmen olmasını istemediğimiz hocalarımızdan biriydi. Sınavdan önce sıra üstü ve altlarının kontrollerini ciddiyetle yapardı. Başka bir dersin sınavı varsa adeta sınavda farklı biri olurdu. Hatırlamadığım bir sınavdı. Sınav başlamıştı. Nermin hoca nedense benden ve sıra arkadaşımdan şüphelenmişti. Kopya çektiğimizi zannetti. Aslında öyle bir durum yoktu. Ben ortaokul yıllarımda çektiğim kopyadan sonra pişmanlığımı halen daha devam ettiriyordum. Zira rahmetli milli tarih hocam Hilmi Polat beni bir sınavda yakalamış ve bana unutulmaz bir ders vermişti. O günden sonra da ben kopya çekmeye tövbe etmiştim. O yüzden Nermin hocamızın bize doğru gelmesinden hiç korkmamıştım. Normal şartlarda olsa bu durum bizi tedirgin ederdi. Nermin hocamız geldi ve bizi sıradan kaldırdı. Hızlıca sıra altlarını ve üstümüzü aradı. Aradıklarını bulamamıştı. Sevindiğini yüz hatlarından anlıyordum. Bize oturmamızı söyledi. Masasına doğru yöneldi. Bizden neden şüphelenmişti onu anlayamamıştım. Nermin hocamızı aklımda kalan bir eczanelerin olduğuydu. Hastaneler caddesinde Nene Hatun Kız Meslek Lisesinin olduğu yerdeydi. Şu an duruyor mu bilmiyorum ama o eczanenin hocamıza ait olduğu söyleniyordu.
Edebiyat alanında ilgimizi farklı becerilere çekmeyi başaran hocamıza sonsuz teşekkür ederim. Erzurum Lisesinin bir ferdi olarak gönlümüzdeki yeriniz her daim olacaktır. Ben yaptığımız ve sizi üzdüğümüz her davranışlarımızdan dolayı sizlerden affımızı istiyorum. Bizlerin gençliğine verip birçok şeyimize göz yumdunuz. Var olun hocam. Nermin hocamızı mezun olduktan sonra bir daha görmedim. Şimdi ne yapar, nerelerdedir bilmiyorum. Hocalarımız yaşıyorsa sağlıklı ve huzurlu nice yıllar dilerim. Rahmet etmişse rabbim mekânını cennet eylesin. Önümüzdeki yazımızda tarih öğretmenimiz Kasım Kula ile ilgili anılarımızı sizlerle paylaşmaya çalışacağım. Selam ve dua ile…
“Bu yazının köşe yazısı olabilecek hangi vasfı var?” anlayamadım doğrusu. Üstelik cümle düşüklükleri ve yazım hataları da cabası.