Prof. Orhan Türkdoğan ve saatler sonra Alev Alatlı’nın ölüm haberleri geldi. Biliyoruz, ‘her canlı ölümü tadacaktır’ mesele geride bıraktığınızdır. Orhan Türkdoğan hoca, Alev Alatlı verdikleriyle Türk insanının yaşamında ölümsüz iz bıraktılar.
Alev Alatlı ve Orhan Türkdoğan hocanın Erzurum için ayrı ayrı önemleri var. Alev hanım, Erzurum kültürüyle beslenmiş. Babasının görevi sebebiyle o yoksul ama kültürün canlı olduğu Erzurum’dan beslenmiş. Orhan Türkdoğan hoca ise Atatürk Üniversitesi’nde önemli hizmetlerde bulunmuş.
"Ben ciddi bir Müslümanım" "Bilerek isteyerek seçimle Türk'üm" "Laf ola beri gele biz ikiye bölünmeyiz" "Oğlum biz kaç bin yıllık ulusuz. Okyanuslar taşar Türkiye'ye bir şey olursa!"
Sözlerin sahibi Alev Alatlı, dahası var, vasiyeti;
Nasihatimdir, vasiyetimdir Güneş her gün daha mütekâmil bir dünyaya doğmaz. Tarih ezelden ebede dümdüz uzanan doğrusal bir hat değil, devirli bir oluşumdur. Gün olur, en gerideki en öndekinden ileride olur. Aristarkus, Kopernik’e “zıpçıktı astrolog” diyen devrimci Martin Luter’den daha ilericidir. Ahmet Yesevi, Kadızade Mehmet’in çok ötesinde. Siz istihkâmlarınızı güçlendirin, zor zamanları fırsata çevirin. Benim yaşıma geldiğinizde, benim hiç olamadığım kadar hakîm, fehîm, müstakîm, emîn, mekîn ve metîn olun.
Aziz ülkemize gelince, ille de bir şeye benzetecekseniz, her budağından sürgün atan salkım saçak bir böğürtlen çalısına benzeteceksiniz Türkiye’yi. Bir sürgünü çiçeğe dururken, diğerinin kurumakta, ötekinin meyve vermekte olduğunu görün. Tek bir sürgüne takılıp kalmayın, bütüne bakmayı adet edinin. Unutmayın ki düz akılla anlaşılmaz, pergele, cetvele gelmez, kendisine has bir kimliği vardır, Türkiye’nin. Batmaz. Batarsa, okyanuslar taşar. Mademki son temsilcileriyiz Gezegen’in iyiliği için yaşatılması elzem bir medeniyetin, bizi durduracak tek “gerçek”, soğuyan Güneş’in dünyamızı yarı yolda bırakması ihtimali olmalı.”
Orhan Türkdoğan, milliyetçi aydın
Ziya Gökalp, Mümtaz Turhan, Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Erol Güngör gibi sosyolojideki önemli isimlerin son halkası olarak bilinen Prof. Dr. Orhan Türkdoğan, Türk sosyolojisi ve Türk sosyo-iktisadi yapısı üzerine birçok eser yazdı. Prof. Türkdoğan, 12 Eylül'ün ardından MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası'nda yargılanan isimler arasında yer alıyordu.
Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Türkiye için millî kültür yaratacak ve milli kültürün gelişmesini, dolayısıyla sosyo-kültürel gelişmeyi sağlayacak aydın tipinin özelliklerini belirlerken “millî mefkûre” sahibi olma özelliğini vurguluyor. Orhan Hoca millî-vatanî endişe duyan, tevazu ve aynı zamanda cesaret sahibi, ülkenin meselelerinin çözümü için araştırma hevesiyle Türkiye’nin her yerine şevkle giden, her düzeydeki insanıyla hemhal olabilen olgun bir kişiliğe sahip bir Türk milliyetçisidir.
Tarihî süreç içerisinde baktığımızda o dönemde Türk milletini-Türk devletini hangi mesele meşgul ediyorsa, Orhan Türkdoğan’ın o konuyu açıklayan bir büyük eser ortaya koyduğunu görüyoruz. 60 dolayında kitabı, 14 kitap bölümü, 18 konferansı/bildirisi, 433 makalesi olmak üzere toplam 550 adet eseri tespit edilebilmiş.
Sesleri, eserleriyle yaşayacak Alev Alatlı ve Orhan Türkdoğan’a rahmet diliyorum.
Değerli Kardeşim ,yazınız doyurucu olmuş çok teşekkür ederim.Yazınızda bahsettiğiniz isimler okullarımızda her biri ders olarak okutulsa idi veya onların ortaya koyduğu terbiye sistemini öğrencilere anlatılabilse idi ülkemizde her türlü kötülükler bu kadar olmaz idi.