Adı üstünde, küçük esnaf. Bakkal, tuhafiyeci, iç giyim, küçük manav, kasap, fırın ve benzerini kast ediyorum. Erzurum, statü olarak büyük şehir olsa da hiç büyüyemeyen, daha çok başkasını büyüten konumda. Malum, kovit salgını, Suriye iç savaşı, Irak’ın malum hali, Ukrayna – Rusya savaşı ve İsrail’in Gazze’de yaptığı soykırımın oluşturduğu gerilim Türkiye’ye ekonomik anlamda olumsuz yansımaları olan başlıca faktörler.
Türkiye ve doğal olarak Erzurum’un en büyük sorunları arasında aşırı fiyat artışlarının oluşturduğu enflasyon. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in getirdiği sıkı tedbirler en fazla dar gelirli kesimleri, emekliyi, asgari ücretliyi ve birde küçük esnafı darlıyor.
Erzurum, başka illerin aksine zincir marketlerin en fazla şube açtığı şehirlerin başında geliyor. Bir sokakta bunların tümünü görebilirsiniz. Hatta bir sokağın iki başında bu üç harflilerden iki tane de görebilirsiniz. Zincir marketler, bir kural ve düzenlemeye tabii değiller. Dolayısıyla her şey satıyorlar. Fırıncılık, tuhafiye, hatta kasap, manav, bakkal, elektronikçi, cıncık boncukçu, mobilyacı özelliğini kiraladıkları mekanda yürütüyorlar.
Zincir marketler, bilindiğinin aksine istihdam bakımından da katkı sağlamıyor. Üç harflilerin bir şubesinde büyüklüğüne göre en fazla 3 personel çalışıyor. Alış-veriş yaptığınızda kasayı boş bulmanızın sebebi, kasiyer raf düzenlemesi, mal yerleştirme gibi işleri de yapıyor.
Faydası fazla olmayan marketlerin zararı çok fazla!
Bu üç harfliler birçok alanda faaliyet yürüten küçük esnaf ile haksız rekabet şartlarını oluşturuyor. Tuhafiyeci bir arkadaşım, “Hanımlar (…) üç harfli, marketten aldıkları yün ki naylon oranı yüksek eksik kalınca gelip benden aynı renk devamını istiyorlar. Ben, aldığınız yere sorun bizde yok, diyorum. Hatta aldıkları naylon oranı yüksek ipliği değiştirmek isteyen dahi çıkıyor. Benim onlarla rekabet şansım olabilir mi?” yakınmasını yapıyor.
Erzurum’a bu zincirlerin en büyük zararı ise, şehirde sermaye birikimine izin vermemesi. Çünkü bu zincir marketlerin kasası saat 16.00’da bankaya yatırılıyor. Hop, para İstanbul’da.
Berat Albayrak’ın ekonomi yönetiminde olduğu dönemde hazırlanan Perakende Yasası, Hal Yasası, Zincir Market Yasası maalesef Albayrak’la bir daha gündeme gelmedi.
Hal böyle olunca küçük esnafın tamamen savunmasız kaldığının altını çizmek gerekiyor.
Bir ekmeğe kredi kartı uzatmayın!
Küçük esnafın bir sorunu da 10-15 liraya dahi kredi kartı uzatılması. Fırında, bakkalda, baharatçıda, berberde benzer sıkıntılar çok.
Biz buradan hatırlatalım, hiç olmazsa 50 liranın altında alış verişlerinizde, fırında ve diğer küçük esnafta nakit alış veriş yapın. Unutmayın, biz ekmeğin parasını ödüyoruz diyebilirsiniz fakat o fırıncı, bakkal, tuhafiyeci o para için bankaya komisyon ödüyor.
Hiç olmazsa bu zor zamanlarda esnafa biz destek olalım.
Not: Berberde traş olurken şahit oldum, genç traş olduktan sonra ‘abi ibana atabilir miyim?” dedi ve yaptı. Yahu kardeşim iban ile de olsa ödeme yapıyorsun, paranı cebine koy da küçük esnafa bir yükte sen getirme?