Hz. Muhammed (SAV) denince aklımıza ne gelir? ‘‘Güzel ahlak, merhamet, adalet, affedicilik, cesaret, ilim, tevazu, güven, lider, komutan, devlet başkanı, adil yönetici’’
Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali denince aklınıza ne gelir? ‘‘Vefa, dostluk, cömertlik, adalet, cesaret, yiğitlik, edep, hayâ, tevazu, ilim, cesaret, fedakârlık, kahramanlık’’
Sultan Alparslan, Ertuğrul Gazi, Osman Gazi, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim denince aklımıza ne gelir? “Fetihler, zaferler, cesaret, vatan, millet sevgisi, vefa, ilim, fedakârlık, kahramanlık, adalet, yiğitlik, tevazu, edep”
Başta Peygamber Efendimiz olmak üzere bütün bu insanların namazları, ibadetleri, Kur’an okumaları ile değil adaletli yönetimleri, ahlâkları, kahramanlıkları, dürüstlükleri, cesaretleri, tevazuları, ilimleri, hoşgörüleri ile hatırlanıyor olması nedendir?
Çünkü Allah; insanlarla olan ilişkilerimizde dosdoğru olmamızı, ahlaklı, dürüst, sadık, vefalı, adaletli, ilim irfan sahibi, faziletli insanlar olarak yaşamamızı, insanlara sevgiyle, saygıyla, tevazuuyla, hoşgörüyle yaklaşmamızı istemektedir.
Dindarlığımız, namazımız, ibadetlerimiz Allah ile bizim aramızdadır, ahiretimiz içindir. Kendi iç dünyamızı düzene sokarak ahireti kazanmamız içindir.
Allah; “Allah size, emanetleri, kamu görevlerini, devlet işlerini, sorumluluk gerektiren meseleleri mutlaka ehline, kabiliyetli, liyakatli, bilgili, dürüst kimselere vermenizi, insanlar arasında hakem, hâkim, yönetici, idareci olduğunuz, tercih yaptığınız zaman adâletle, hakkaniyetle icraat yapmanızı, hüküm vermenizi emrediyor.” (Nisa/58) Demiyor mu ki bu ayeti bilenler Peygamber Efendimizin, Mekke’nin Fethi sonrası Kâbe’nin anahtarını, müşrik olan, zamanında kendisini Kâbe’ye sokmamak için çok sert davranan Osman B. Talha’ya verdiğini, anahtarı teslim ederken de bu ayet bağlamında neler söylediğini iyi bilirler.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (SAV) buyurmuştur ki; “Bir kimsenin kıldığı namaz, tuttuğu oruç, yaptığı ibadetler sizleri aldatmasın. Sizler; konuştuğunda doğru söylüyor mu, kendisine bir şey emanet edildiğinde emanete riayet ediyor mu, söz verdiğinde sözünde duruyor mu, dünya işlerinde, makam, para, güç elde ettiğinde takvayı, dürüstlüğü elden bırakıyor mu, helâl-haram hassasiyetini gözetiyor mu, menfaat anındaki tavrı nedir? Bunlara bakıp öyle değerlendirin. Çünkü emanete riayet etmeyenin, güvenilir olmayanın, sözünde durmayanın, yalan söyleyenin dini olmaz.’’
Yine Peygamber Efendimiz buyurmuştur ki; “Münafığın alameti dörttür; konuştuğunda yalan söyler, söz verdiğinde yerine getirmez, emaneti ehline, liyakati olana vermeyerek emanete hıyanet eder, birisiyle anlaşmazlığa düştüğünde hasmına zulmeder, haddi aşar.”
Ve yöneticilikte, sosyal hayatta insanlar içinde adaletin, hoşgörünün, kendinden olmayana adil davranmanın öneminin belgesi; “Habeşistan’a hicret.” Peygamber Efendimiz hicret etmek zorunda kalan Müslümanlara “Siz Habeş Ülkesine gitseniz iyi olur. Orada yanında hiç kimsenin zulme uğramadığı, insanlara adaletli davranan bir hükümdar vardır. Orası doğruluk yurdudur. Umulur ki Allah sizi orada ferahlığa kavuşturur.” derken Müslüman olmayan bir yöneticiyi kastediyor, Müslüman olmayan bir yöneticiyi övüyor, “orası doğruluk yurdudur” derken de İslam’ın yaşanmadığı bir ülkeyi işaret ediyordu.
Şimdi hepimiz kendimizi, çevremizdeki insanları, ardına düştüğümüz, her dediğini doğru kabul ettiğimiz, her yaptığını onayladığımız, biat ettiğimiz, tarafgirlikleriyle Allah’ın emirlerine, Peygamber uygulamalarına ters düşen insanları Kur’an ve Sünnet doğrultusunda, bir kere daha gözden geçirelim.
Tabi ki; nefsimiz, şeytanlarımız, bağnazlığımız ve menfaatlerimiz müsaade ederse.
AHMET BERHAN YILMAZ
Var ol hocam dilerim hepimiz gereken dersi çıkarabiliriz
Diyanet bu yazıyı Hutbe olarak camilerde okutmalı, her kurumun kapısına da bu yazı asılmalıdır.
Kıymetli hocam agziniza sağlık . ne zaman ki inandığımız İslami her türlü bidat şirk ve hurafelerden arındırıp gerçekten Kur'an ve sünnet ışığında icsellestiririz o zaman umid ederiz ki düzelenlerden kurtuluşa erenlerden oluruz. Yoksa yarın zaten yuzlesecegiz üstünü örtbas ettiğimiz herşeyle... Saygılar sevgiler hocam
Hocam çabanıza, dürüstlüğünüze, bu milletin refaha kavuşmasına yönelik emeğinize saygı duyuyorum ancak boşuna uğraşıyorsunuz. Çünkü bu toplum aldanmayı, aldatılmayı ve aldatmayı seviyor ve bundan vazgeçmek istemiyor.
Emanet ehline teslim edilmediği sürece; Müslümanlıktan, ahlaktan, dürüstlükten, adaletten, merhametten, adil yönetimden, liyakatten, kahramanlıktan ve cesur davranmaktan söz etmek boşunadır.
Hocam Allah sizin gibi aydınları korusun ve çoğaltın...❤
Berhan Hocam, Muhatap aldigin kitle, bu yazdiklarini/uyarilarini bilmiyor mu? Biliyor, hem de alasini... Oyle vaazlar dinlediler ki, hacilarindan, hocalarindan, imamlarindan, seyhlerinden, liderlerinden... Ama gordugun gibi ise yaramadi, yaramiyor, yaramayacak da... Artik baska seyler soyleyip yapmak lazim, diye dusunuyorum.
Okumuyoruz Kuran ı Kerim mealini ve anlamıyor bilmiyoruz Allah 'ın emirlerini. İşte bu yüzden Gavs ı Kutup diye takılıyoruz Allah ile aldatan iblislerin peşine..BADELİYORLAR Milleti, BADELİYORLAR DEVLETİ..Hürmetler Hicam.
Bildiğimiz hakikatleri nefsimizin hevesleri uğruna bilmezlikten geldiğimiz için Allah (C.C.) bize hesap soracaktır! Göz yumduğumuz haksızlıklar için, sessiz kaldığımız adaletsiz işler için bedel ödeyeceğiz! Bizi içimize hapseden, kıpırdadığımız an zulme uğratanlar ise daha da ağır bedeller ödeyecektir!!! Yüreğine sağlık Berhan kardeşim.
Hocam şu yazdığınız yazıyı Avrupa ülkelerinde bir cuma hutbesinde yada kilisilerde yayınlansa halkın bir çoğu müslüman olur,bizde kırk yıl okunsa bu yazdıklarınıza göre ancak toparlanır halkın yüzde ellisi ancak Müslüman gibi yaşamaya başlar. Allah sizden razı olsun Hürmet eder saygılar sunarım
Yüreğinize sağlık sayın hocam.
Rabbim bizi hakkıyla iman edenlerden eylesin Rabbim devletimizi milletimizi Rabbim sizin gibi değerli insanlarımızı başımızdan eksik etmesin Rabbim bizi doğru yoldan şaşırtmasın Rabbim devletimizi zulüm altında bırakmasın Rabbim senden razı olsun değerli hocam
Bütün ülke camilerinde, okullarında, fakültelerinde hatta bütün İslâm ülkelerinde ders, Hhutbe, vaaz konusu olarak okutulmalı. Allah razı olsun, yüreğine, eline, diline sağlık Berhan Hocam.