Allahü Teâlâ, Musa aleyhisselâma, "Ey Musa! Filân mahallede, bizim dostlarımızdan biri vefat etti. Git onun işini gör. Sen gitmezsen, bizim rahmetimiz onun işini görür” buyurdu.
Hazret-i Musa, emir olunduğu mahalleye gitti.
Oradakilere, “ Bu gece burada Allahü Teâlânın dostlarından biri vefat etti mi?” diye sorunca: “Ey Allahın Peygamberi! Allahü Teâlânın dostlarından hiç kimse vefat etmedi. Ama, filân evde zamanını kötülüklerle geçiren fasık bir genç öldü. Fıskının çokluğundan, hiç kimse onu defnetmeye yanaşmıyor” dediler.
Musa aleyhisselâm:
-Ben onu arıyorum, buyurdu. Gösterdiler.
Hazret-i Musa, o eve girdi. Rahmet meleklerini gördü. Ayakta durup, ellerinde rahmet tabakları olup, Allahü Teâlânın rahmet ve lütfunu saçıyorlardı. Hazret-i Musa, yalvararak münacaat etti: “Ey Rabbim! sen buyurdun ki, o ''Benim dostumdur.'' İnsanlar ise fâsık olduğuna şahitlik ediyorlar. Hikmeti nedir?”
Allahü teâlâ:
“Ey Musa! İnsanların onun için fâsık demeleri doğrudur. Ama, günahından haberleri var, tövbesinden haberleri yok. Benim bu kulum, seher vakti, toprağa yuvarlandı ve tövbe etti. Bizim huzurumuza sığındı. Ben ki, Allah'ım! Onun sözünü ve tövbesini kabul ettim. Ona rahmet ettim ki, bu dergâhın ümitsizlik kapısı olmadığı anlaşılsın!” buyurdu.
Sünnetle Yaşamak
Ebu Hureyre (r.a.)’dan:
Resulullah (s.a.v.) üç yudumda içerdi, kabı ağzına koyduğunda besmele çeker, ağzından uzaklaştırdığında hamd ederdi ve bunu üç defa yapardı. [Senedi hasendir. İbnü’s-Sünnî, Amelü'l-Yevm ve'l-Leyl,465]
***
Abdullah b. Amr (r.a.)’tan rivayet edildiğine göre Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Rahmân’a ibadet edin, selâmı yayın ve yemek yedirin ki cennetlere giresiniz.” [Tirmizî, IV, 287]
***
Ebu Mâlik el-Eş’ârî (r.a.)’tan rivayete göre Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Şüphesiz cennette dışları içlerinden, içleri dışlarından görülen ve yüce Allah’ın yemek yedirenlere, selamlaşmayı yaygınlaştıranlara, insanlar uykudayken namaz kılanlara hazırlamış olduğu köşkler vardır.” [İbn Hibban, Sahih, I, 363]