“Sözünden dönen şahın fermanını kim anlar?
Ferhat’a bel bağladı susuz kalan insanlar…”
Zamanında Ferhat, Aslı için dağları delmişti. Tabi bu geçmişte bir felsefi hikaye olarak yazılmış, günümüze kadar ulaşmıştır. Lakin bu dünyada gerçekten sevdiği için dağları delen bir adam yaşadı ve koca bir dağı tek başına dize getirdi, hem de sırf onun yaşadığı acıyı başkaları yaşamasın amacıyla.
"Dağ Adam" olarak da bilinen, Dashrath Manjhi 1934 yılında Hindistan'ın Gaya yakınındaki Gehlaur köyünde fakir bir işçi ailenin çocuğu olarak doğdu. Gehlour Tepeleri olarak bilinen dağ, köyü ile temel olanaklara sahip en yakın kasaba arasında duruyordu ve bu, köylülerin tıbbi bakım, okullar ve diğer olanaklara erişimini zorlaştırıyordu. Dashrath Manjhi tek isteğini
“bizim için bir hastane, bir okul ve bir yol.” sözleriyle dile getirdi.
Manjhi'nin eşi trajik bir şekilde dağın etrafında dolaşarak hastaneye ulaşmaya çalışırken hayatını kaybetti. Manjhi tek başına 22 yıl boyunca gece gündüz neredeyse hiç durmadan çalışarak bir dağda yol açtı, amacı kimsenin kendi eşi gibi tıbbi hizmetten yoksun kalıp hayatını kaybetmemesiydi. Dashrath Manjhi, dağı delerek yaptığı bu yolla köyünden en yakın hastaneye kadar olan 55 kilometrelik mesafeyi tam 15 kilometreye indirdi. Hikayemiz şöyle:
Henüz 23 yaşındayken dağların ardındaki Dhanbad kömür madeninde işçi olarak çalışan eşine Falguni Devi bir gün yemek götürürken bu kayalıklardan düşerek ağır şekilde yaralandı. Tıbbi müdahale gerekiyordu ve bu tıbbi müdahale için en yakın doktor Gehlour dağının etrafından dolanarak ulaşabilecekleri 55 kilometre uzaklıktaki kasabada idi. Manjhi, Falguni Devi’yi kucaklayarak hemen hastanenin yolunu tuttu. Fakat Falguni Devi’nin ömrü yolun uzunluğuna yetmedi ve 1957 yılında tıbbi tedavinin zamanında yapılamamasından dolayı hayatını kaybetti.
Halbuki 55 kilometrelik yol değiştirilmesi mümkün olmayan bir kader değildi. Eğer köyün hemen çıkışındaki dağ delinebilseydi, 55 kilometrelik yolun 15 kilometreye kısalması mümkün olabilirdi. Hindistan yetkilileri ise bu konuda hiçbir şey yapmadığı gibi, yapacak gibi de görünmüyordu. Köydeki başka hiç kimsenin bu nedenle ölmemesini istemeyen Manjhi, adaletsizliğe daha fazla dayanamayıp dağı kendi başına delmek için kolları sıvadı. Manjhi eşinin başına gelenlerin başkalarında başına gelmemesi için bir çekiç ve kesici aletler ile 1960 yılında Gehlour tepelerini oymaya başladı. İhtiyacı olan çekiç ve kesici aletleri ise sahip olduğu tek keçiyi satarak aldı. Amacı 55 km lik mesafeyi en aza düşürecek bir yol yapmaktı.
Manjhi, 1960 senesinden 1982 senesine kadar tam 22 sene boyunca gece gündüz çalıştı. Belki de bir dozerin 10 günde kolaylıkla açabileceği bu yolu, elleriyle santim santim kazarak açmayı başardı. Dashrath Manjhi : “Aşkım, eşim bende ki kıvılcımı ateşlemişti. Beni yıllar boyunca korkmadan, endişelenmeden çalışmaya teşvik eden şey ise; binlerce köylünün istediği zaman güven içinde dağın bir tarafından diğerine geçebildiğini görme arzusu oldu. Dağa çekiç sallamaya başladığım zaman insanlar bana aklını kaybetmiş gözü ile baktılar ama bu benim içim daha çok işime azimle sarılmama sebep oldu.”
1960 yılında başladığı mücadelesi 1982 yılında 9 metre derinliğinde, 110 metre uzunluğunda bir kestirme yol olarak tamamlandı. Ömründen 22 yıl verdikten sonra halkına hakları olduğunu düşündüğü bu yolu kazandırdı.
Dashrath Manjhi'nin dikkat çekici başarısı, köyü ile kasaba arasındaki mesafeyi 55 kilometreden 15 kilometreye düşürdü. Onun kararlılığı ve sıkı çalışması, onu insanın direncinin ve görünüşte aşılamaz engelleri aşma yeteneğinin sembolü haline getirdi. 2012 senesinde yayınlanan ‘The man who moved the mountain’ (Dağın yerini değiştiren adam) isimli belgesel de Manjhi’nin hayatını ve elleriyle yaptığı yolun hikayesini anlatır.
Manjhi, 2007 yılında hayatını kaybetti, ancak onun mirası, bireyin azim ve kararlılıkla toplumuna önemli bir etki yapma yeteneğinin ilham verici bir örneği olarak yaşamaya devam ediyor.
Güney Afrika’nın devlet başkanlığını yapmış Nelson Mandela der ki:
"Bitene kadar her şey imkansız görünebilir"
Yazı için Büşra İrem Arslan’a teşekkür ederim.
Sayın Yazar, hele bir de o kkm' nin, MB yüklediği, 818 milyarlık borcu, sefalet endeksinde, Türkiye'nin ateş pahası enflasyonunda, bu ülkeyi Dünya'nın on ülkesi içerisinde, nasıl 5. sıraya getirdiğini, Sayın Cumhurbaşkanınin, 5 danışman yettiği halde, ikiyuzbin ₺ maaş alan 40 danışmanı, 1152 odalı o şatafatlı sarayda, sadece 40 tane aşçı başını, Bodrum'da, 680 milyon ₺' ye mal olan,305 odalı yazlık sarayda, halk perişan iken, tatil yaptığını da yazarsanız hayırlı bir iş yapmış olursunuz. Selamlar.