Bir gece sessizliğinde ya da kalabalıklar içinde yalnızken, kendine şu soruyu sordun mu hiç?
“Neden bu hayattayım?”
“Ben kimim?”
“Niçin bu ailede, bu bedende, bu ülkede dünyaya geldim?”
Bazı soruların cevabı hemen bulunmaz. Bazılarını ise zaten bilemeyiz, çünkü cevap bizim elimizde değildir.
İnsan, ne zaman doğacağını ya da ne zaman öleceğini seçemez. Bu, Yaradan’ın takdiridir.
“Her can, ölümü tadacaktır.” (Âl-i İmrân, 185)
Doğumun vakti de bellidir, son nefesin anı da...
İşte bu yüzden o iki tarih arasındaki zaman dilimi çok kıymetlidir.
Çünkü o kısım sana emanettir.
Anne ve babamızı da biz seçmedik. Belki varlıkla, belki yoklukla büyüdük. Belki çok sevdik, belki de eksik kaldık. Ama yine de bize can veren, adımızı fısıldayan ilk insanlardır onlar.
“Cennet, annelerin ayakları altındadır.” (Nesâî)
Belki bir gün onların kıymetini daha iyi anlayacaksın, belki kaybedince…
Ama şimdi dur ve düşün:
Kaç kez bir teşekkür ettin? Kaç kez sarıldın hiçbir şey istemeden?
Genç kardeşim,
Bazı şeyler yazılmıştır. Ama bazıları senin kaleminle yazılmayı bekliyor.
Doğduğun yer kaderindir ama yaşayacağın hayat tercihindir.
Yani, nasıl bir insan olacağın, neye inanacağın, kimlerle yürüyeceğin sana kalmıştır.
Her gün aynaya bakıyorsun ama kendine ne kadar bakıyorsun?
Yüzüne değil… Ruhuna… Kalbine… Vicdanına…
Hayat, sadece notlardan, sınavlardan, telefon bildirimlerinden, Instagram hikâyelerinden ibaret değil.
Bir gün, neye güldüğünü, neye ağladığını, kimi kırdığını, kimden özür dilemediğini hatırlayacaksın.
O gün vicdanına hesap vereceksin.
Ve bazen en sessiz anlarda, içindeki ses en yüksek haykırışı yapacak:
“Ben gerçekten iyi biri miyim?”
Bu yazı sana biraz durmak için.
Bir an dur.
Yarışma, koşturma, gösterme.
Sadece ol.
İyi biri ol.
Güzel biri ol.
Kalbinde taşıdığın iyilikle yürümeye başla.
“Kişi, sevdiğiyle beraberdir.” (Buhârî)
Kimi seviyorsan, kimle yürüyorsan, sonunda onunla karşılaşacaksın.
İyiliği seçersen iyilerle karşılaşırsın.
Kötülüğü seçersen, sonunda karanlık seni çağırır.
Dostlarını seç.
Sevdiğin şarkıları bile dikkatle seç.
Çünkü her şey seni sen yapar.
“Üzüm üzüme baka baka kararır.”
Karardığın yer kim?
Açıldığın pencere neresi?
Sorgula…
Hayat sana ne verirse versin, sen elindekini nasıl kullandığınla anılacaksın.
Yarın bir gün, bir çocuğun gözlerine bakarken ya da yaşlanmış bir halinle aynaya bakarken kendine “iyi ki” diyebiliyor musun, buna bakacaksın.
Çünkü bazı pişmanlıklar sadece içimizde yankılanır.
Ve bazı özlemler sadece dua olur dilimizde.
“De ki: Herkes kendi yapısına göre hareket eder. Rabbi ise kimin daha doğru yolda olduğunu en iyi bilendir.” (İsrâ Suresi, 84)
Sevgili genç,
Bu hayat senin.
Ama bu hayat aynı zamanda bir emanet.
O yüzden boş yaşama.
Zaman geçiyor, ama sen geçip gitme zamanla birlikte.
Bir iz bırak.
Bir dua bırak ardında.
Bir hayır bırak kalplerde.
Çünkü bu dünya, seni yaşarken değil, güzel yaşarken hatırlayacak.
Ve unutma:
Yolun başını yazdılar… Ama nasıl yürüneceği sana kaldı.
Teşekkür ederim değerli hocam
Ne kadar güzel tavsiyeler.