Yazdığımız bu yazılar bir geçmişe ışık tutmaktır. Tüm hocalarımız bizim için kıymetlidir. Onların orada bulunmaları bile bizim için şanstır. Elbette ki herkes herkesten aynı şekilde memnun olacaktır diye bir kaide yoktur. O dönem hangi konumda olursak olalım bize ders veren öğretmenlerimiz bizden bilgi ve tecrübe olarak öndeydiler. Bu yüzden lütfen yorum yaparken daha dikkatli olmamız gerektiğine inanıyorum.
Erzurum Lisesini oluşturan taş binamıza her zaman koşarak gelirdik. Orta bahçede sıra olur, ardından günlük kontrollerimiz yapıldıktan sonra sırayla sınıflarımıza giderdik. Kontrollerde en önemli konu okulumuzun simgesini taşıyan kravatın takılmış olmasıydı. Pantolon, ceket ve kravat olmazsa olmazlarımızdı. Ha saç ve sakala bakılması da çabasıydı. Kurallara uymayanlar kesinlikle okula alınmazdı. Sabah bizleri öğretmenlerimiz içeriye aldıklarında okul müdürümüz Necip Çadırcı mutlaka orada olurdu. Müdür beyin bunu aksattığına şahit olmadı. Bu durum bize de ciddiyet kazandırıyordu. Nihayetinde okul müdürü görevinin her daim başındaydı.
Erzurum Lisesinin en şık giyinen kadın öğretmenlerinden biriydi edebiyat öğretmenimiz Aysel Güneş hoca. Sarı saçları, şık giyimi, taktığı takılarıyla genç kızların ulaşmak istediği ve hayallerinde ki kişiydi Aysel hocamız. Aysel Güneş hocamız net bir öğretmendi. Dersinin bir dakikasını bile boş geçirmemeye dikkat eder, dersi önemsemeyenleri ciddi şekilde uyarırdı. Dersin akışının bozulmasına, laubali davranışlara asla izin vermezdi. Kız ve erkek öğrenci ayırt etmeden görevini yerine getirmeyenleri af etmezdi. Aysel hocamızın ödevlerini yapmayanlara karşı uyguladığı yöntemi ise farklıydı. Birde mutlaka defter kontrolü yapardı. Notlar aldırır onlardan da sınavlarda sorardı. Lise 1’deyiz. Ders zili çalmış ve bizler teneffüsteydik. Başkanımız kız öğrencilerden biriydi. Adı Zeynep idi. Lise dönemimizde ilkokul ve ortaokuldan alışkanlığımız olan azanları tahtaya yazma devam ediyordu. Zeynep başkan yine elinde tebeşiri azanlar taifesini yazmaya hazırlanıyordu. Zil çalmış bizim derse hazırlık yapma vaktimiz gelmişti. Yalnız bizde ki haylazlar durur mu? Herkes birbirine şakalar yapıyor, sırasına bir türlü oturmak istemiyordu. Zeynep başkan herkesi uyarıyor, uyardıkları kişiler söz dinlememiş iseler tahtada ki yerlerini alıyordu. O esnada oynamaya devam edenler arasında bende vardım. Aysel hocanın sınıfa girdiğinden bile haberim olmamıştı. Aysel hoca derse geldiğinde herkesin defter ve kitaplarını açmış bir şekilde beklememizi isterdi. Bunu görmediğinde ise sinirlenirdi. İşte o gün ki derste Aysel hocamızın sinirli olduğu günlerden birini yaşıyorduk. Sınıf toz duman olmuştu. Pencerelerde kapalı olunca sınıfın havası çekilmez bir haldeydi. Aysel hocamızın istemediği bir havaydı. Aysel hocayı fark ettiğimde iş işten çoktan geçmişti. Aysel hoca gelmişti gelmesine birde tahtaya baktığımda ne göreyim! Tahtaya yazılan 7-8 azandan biri de bendim. Eyvah dedim. Şimdi Aysel hocadan azar işitme vaktidir. Aysel hocamızın elinde sürekli kısa boylu bir çubuk olurdu. Tahta da dersini anlatırken bunu kullanırdı. Bazı zamanlarda ise sadece yanında taşırdı. Birden Aysel hocamızın sesiyle tüm sınıf irkildik. Tahtada adı yazılı olanlar hepsi çabuk tahtaya çıksın. Aysel hocanın tahtaya çıkın demesiyle birlikte o 7-8 arkadaşla beraber bende tahtada ki yerimizi almıştık. 7-8 kişilik azanlar ekibinde şu an adını hatırlamadığım kız öğrencilerde vardı. Hepimiz tahtaya kalktığımız ilk işimiz Zeynep’e kötü kötü bakmak oluyordu. Aysel hocamız kız ve erkek öğrenci ayrımı yapmazdı. Suç varsa herkese eşit bir şekilde davranırdı. Kimin hatası varsa onu tüm sınıfın önünde hatasıyla yüzleştirirdi. Kızlarda payını nasibi ölçüsünde alırdı. Şimdi o azanlar listesinde olmayı, Aysel hocamız tarafından tahtaya çıkarılmamızı bile insan özlüyor. Tahtaya çıkmış olmak, tüm sınıfın önünde dizilmek, hocamızdan uyarı niteliğinde sözler duymak inanın hepsi güzelmiş. O günler yaşanmış ve geride bu gün anılar olarak kalmıştı. Aysel hocamızdan ondan sonra ben bir daha haber alamadım. Şimdi nerelerdedir, ne yapıyor bilmiyorum. Bizlere kattığınız her şey için değerli hocam sizlere minnettarım. Her şey için teşekkür ederim. Bir sonraki yazımızda edebiyat öğretmenlerimizden Nermin Ünsalar hocamızı satırlarımıza taşımaya çalışacağım.