Türk Telekom Nurettin Topçu Sosyal Bilimler Lisesi olarak katıldığımız etkinlikle ilgili sunumuzun son bölümünü bugün sizlere sunmuş olacağız. Mülteci sorununa böylelikle farklı bir bakış acısı ortaya koymaya çalıştık. Keyifli okumalar dilerim.
Yakın zamanda vukuu bulan Afganistan’daki hükümet değişimi ve NATO’nun bölgeden çekilmesi, yıllardır devam eden Suriye iç savaşı ve geçtiğimiz aylarda cereyan eden Rusya-Ukrayna Muharebeleri Akdeniz’de yeni bir göç dalgası oluşturmaya yetmiştir. Lakin cihanın tamamına yayılmış olan Türk harsının doğurduğu misafirperverlik bu defa milletimizin iltica eden insanlara karşı tavrının zerre kara değişmediğini göstermiştir. Yine şefkat elini açmış ve âleme yardımını esirgememiştir. Her ne kadar bu cansiperane tavrımız devam etse de misafirliğin vaktini bilen milletimin matemlere gark olmasına sebep olmuştur. İçtimai mevzularda bazı zamanlar, mültecilerle karşı karşıya gelen milletimiz; yıllarca din, dil, ırk ayırt etmeksizin gölgesine aldığı diğer milletlerden yalnızca sadakat beklerken bazı zamanlar nankör cevaplar alması insanlarımızı tefekküre daldırmıştır. Ki bazı vakitler bu güruhlarla münakaşaya sürüklemiş, lakin gerek milletimizin yüce karakteri, gerek devletimizin ( Bilhassa İç İşleri Bakanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil Güvenlik komutanlığı) aldığı fevkalade önlemler bu konuda herhangi bir meselenin büyümeden sonlanmasına sebep olmuştur. İşbu mevzuunun neticesinde rahatlıkla anlayabileceğimiz gibi aziz milletimizin yüce harsı ve devletimizin kudreti yine cihanşümul hal almış ve merhamet elini acizlere uzatmaktan çekinmemiştir. Gerek Akdeniz’de ölüme terkedilen bir mülteci çocuk gerek bombalardan kaçmış bir yaşlıyı gerek okulundan, ailesinden olmuş bir genci merhamet kanatları altına almıştır. Bu dönemde uluslararası hukuktan, BM kararlarından, milletlerarası antlaşmalardan ve evrensel hak ve hürriyet ilkelerinden zerre taviz vermeden alnının akıyla yine yüksek şerefini cihana göstermiştir.