Tıpkı Gençlerbirliği maçında olduğu gibi, gene bir kaza golü ile ‘yine mağlup mu olacağız? ’ı sordurtan bir oyun vardı ilk yarı sahada. Bir türlü oyun kuramayan, ‘vızıldayan ama bal yapmayan arı’ gibiydi Erzurum. Her ne kadar topa yine çok sahip olmasına rağmen derli toplu bir atak organizasyonu gerçekleşemediği gibi, pozisyon üretmekte zorlanan, final paslarında beceriksiz bir oyuncu grubu izliyorduk. Bilmezler ki gol biraz da sabır işi, azim işi. Biraz da bunu erken gol isteğine bağlıyorum. Koca ilk yarı boyunca Eren’in dokunmakta geciktiği pozisyon haricinde net bir pozisyon bulamayan Erzurum’a karşın özellikle ilk yarını bitimine doğru rakibin gollük pozisyonları vardı ki, yatsın kalksın ev sahibi ekip soyunma odasına 0-0 gittiğine dua etsin. Erzurum ne kadar yavaş ise konuk takım o kadar hızlıydı. Faye denilen adam tam bir ‘fay hattı’ gibiydi, uzunluğu yanında çabukluğu akıl karı değildi. Öncü sarsıntıyı andırıyordu yaptıkları, yıkıcı depremi haber veriyordu adeta… Taraftar kadar öyle sanıyorum ki Hakan Kutlu hoca da bir an önce ilk yarı böyle bitsin diye kenarda dua ediyordu!
*
‘’Bir adam çok adamdır’’ tanımına oldum olası bayılırım. Gerek Furkan ve gerekse Sefa’nın oyuna girişi, Erzurum’a oyun kalitesi getirdiği gibi bu iki oyuncunun da istekli ve etkili oyunu, skor tabelasına yansıdı. Roshi ve Eren’in gollerinde bu iki oyuncunun rolü vardı ki, iyi ki de kulübedeymişler. Mehmet Altıparmak hocam kusura bakmasın ama kısmen takımının ‘boyu uzun, aklı kısa’ydı. Bu oyun ile Iğdır’ı, o da seyrettim maçı, tesadüfen yendiler. Bir de Çarşamba günü erteleme maçı oynayacakları Malatya’yı yenerler, başka sanmam yenecekleri takım bulsunlar. İyi oyuncuları var ama oyun zekalarında eksiklik var. Savunmada tekrarlanacak her hata rakibe hep gol yazar. Her neyse. Erzurum, favori çıktığı bir iç saha maçını daha yendi ama pas oyununu biraz daha güçlendirmeli, yeni ve eskilerin daha iyi kaynaşmaları gerekiyor diye düşünüyorum. İlk maçı itibariyle gol yemediği için hem iyi hem de şanslı buldum Ataberk’i. Trabzon’dan gelen Tekliç kalite adam. En seri oyuncu olarak da onu gördüm. İç saha galibiyetleri evet ama yetmez. Artık bir deplasman galibiyeti oyuncuları da ekstradan motive edecektir. Bu galibiyet camiaya ‘helal-ı hoş’ olsun.