“Barbie Fındıkkıran Müzikali 17 Kasım Cuma günü Erzurumlu miniklerle buluşacak. Turneye çıkan oyun ilk olarak Şanlıurfa ardından Mardin’de son olarak ise Erzurum’da sahne alacak.” Müzikal ile ilgili tek bulabildiğim haber Pusula Gazetesi’nde buydu ve başka bir bilgi yer almıyordu.
Biraz araştırdım, organizasyon “Sole Sanat” isimli kuruluşa ait. Sitesine baktım, bol bol yapılan organizasyon fotoları var. Birde “ 3 Haziran 1999 tarihinde kurulan kuruluşumuz; kurulduğu günden bu yana sahne sanatlarından görsel şovlara, konser organizasyonlarından menajerlik hizmetine, festival organizasyonlarından özel gün kutlamalarına, mekan süslemesinden teknik alt yapıya, oyun metni yazımından reklam kampanyası yazımına, maskot yapımından dijital baskıya
kadar birçok hizmeti başarıyla sunmaktadır. Mustafa ZORVER”
Başka bir bilgiye ulaşamadım. Müzikalle ilgili bilgi ve içerik bulunmuyor. Bir iki görsel. Sole Sanat Etkinlikleri Ajans ve Organizasyon tarafından hazırlanan “müzikal”in ismine taktım. Neden diye sordum. “Barbie” ismi neden çocukların beynine bu kadar kazınıyor. Oyuncakları, çantaları ve benzer objeleriyle her yıl milyarlarca liralık ciroyu da barındıran bir isim “Barbie”.
Biliyorsunuz Barbie ile ilgili 2023 yaz aylarında dünya çapında bir film yapıldı. Cezayir, Lübnan, Katar, Çin, Vietnam gibi birçok ülkede film yasaklandı. İndependert Türkçe ’de yer alan habere göre Cezayir yönetimi film içeriğinde "eşcinselliği ve Batı'nın diğer sapkınlıklarını övüyor" gerekçesiyle yasak getirmiş.
Konuyla ilgili Reuters'a konuşan Cezayirli bir yetkili filmin, eşcinselliğin yanı sıra "Batı'nın diğer sapkınlıklarını da övdüğünü" söylemiş.
Barbie müzikali Şanlıurfa, Mardin ve Erzurum’da sahnelenecek. Bilet fiyatlarıyla 100 TL. Her şey bir yana milli kültürün kendimiz tarafından hakir ve hor görülmesi insanı üzüyor.
Milli folklor unsurlarımız kimsenin umurunda değil. Erzurum barları, Artvin, Kars – Iğdır, Efe, Antep, Diyarbekir barlarının ardına daha çok ekleme yapabiliriz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en az iki konuşmasında kültür alanında başarısızlığımıza parmak basmasını hiç unutmuyorum. Milli eğitim ve milli kültür biraz da bizlerin, toplumun öksüz bıraktığı alanlar.
Yani bizi biz yapan, ayakta kalmamızı sağlayan değerlerimize yabancı, bigane kalıyoruz. Erzurum folklörü ile bezenmiş bir fındık kıran müzikali, Erzurum türküleriyle, hiç fena olmazdı. Fındıkkıran bilindiği gibi Çaykovsky eseri.
Yani emperyalizm doğunun işine gelen eserlerini işine geldiği biçimde işleyebiliyor. Barbie veya başka uydurma figürler ile sektör halinde dünyaya ‘kakalayabiliyor’ ve milyarlarca dolar parayı bedavadan kazanıyor.
Aklıma FETÖ’nün ‘Kayu’ bebek satışını, Keloglan bebeklerin ise depolarda çürümesi aklıma geldi. Yani emperyalizm zorla bizi sömürmüyor, bile isteye ve gönüllülük esasıyla sömürüyor.
“Gazze”nin yalnızca “Gazze” olmadığını bir anlayabilsek!