Tüketiciler, garantisi bitmiş ya da devam eden arızalı telefonlarını tamir için şehir dışına göndererek mağdur oluyorlar. Servisle yapılan görüşmede “telefonunuzu gönderim ve teslim alımlarında ücretsiz kargo ile belirtilen adrese gönderebilirsiniz,” deniyor. Ücretsiz kargo tüketiciye cazip geliyor ve ürünü gönderdikten sonra sorunlar sarmalı başlıyor.
Evet, kargo ücretini servis karşılıyor ancak telefon servisten içeri girdikten sonra arızanın giderilmemesi gibi bir durum söz konusu olmuyor. Yani servis telefona bakıyor, fahiş oranda tamir ücreti talep ediyor, tüketici tamir ücretini kabul etmez telefonu geri almak isterse, bu kez de arıza tespit ücreti olarak 500 ila 1000 lira arası ücret talep ediliyor. Eğer talep edilen ücret ödenmez ise telefon gönderilmiyor.
Tüketicilerin özel yada kurumsal servislere ürünü gönderirken aşağıdaki hususlara dikkat etmesi gerekiyor.
▪︎ Tüketiciler, arızalı ürünü şehir dışına göndermek istediklerinde, yetkili servis dışında farklı bir servise göndermesinler ve telefon görüşmesinde “tamir ettirmez isem arıza tespit ücreti ödeyecek miyim,” diye sorsunlar.
▪︎ Kargo gönderimlerinde telefonun markası, fiyatı, varsa faturası kargo tarafından düzenlenen belgeye mutlaka eklenmelidir. Kargo kayıplarında gönderilen ürünün tespiti yapılamadığından mağdur olunabiliyor.
▪︎ Arızalı telefon yada başka bir ürün, yetkili servis denilerek özel servise gönderilebiliyor. Bu konuda iyice araştırma yapmadan ürünün gönderilmemesi gerekiyor. Bu konuda yetkili servis ile özel servis ayrımının net ortaya konulması noktasında yıl içinde düzenlemeye gidildi. Hizmet sunan özel servis istasyonlarının yetkili servis istasyonu algısı oluşturacak şekilde hizmet vermesinin önlenmesi için fiş, tabela ve broşür gibi her türlü tanıtım ve faaliyetlerde ‘özel servis’ ibaresi kullanma zorunluluğu getirildi. Bu ibareleri belirtmeyen servise tüketici ürünü gönderir mağdur olursa, hiç bir gerekçe göstermeden haklı olur ve servis ceza alır.
▪︎ Özel hizmet sunan servislerin servis fişi düzenlemek, yedek parça ve fiyat listesi bulundurarak tüketicinin görebileceği bir yere koymak gibi sorumlulukları var. Bu nedenle gerek internet üzerinden araştırmalarda, gerekse bulunduğunuz şehirde ki özel servislerin bu sorumluluklara riayet edip etmediklerine dikkat edilmelidir.
▪︎ İster şehir içi, isterse şehir dışına gönderilen ürün 20 iş gününde teslim edilmez ise tüketici ya ürünün yenisini, ya da ücretini özel veya kurumsal fark etmeksizin servisten talep edebilir.
▪︎ Değiştirilen malın garanti süresi değiştirilen gün ile değil, ilk ürünün garanti süresinden devam eder. Yani ürün değiştiğinde değil, ilk satılan maldan kalan garanti süresi ile devam eder, sıfırdan başlamaz.
▪︎ Otomobil ve kamyonetler için azami tamir süresi 45 iş günüdür.
▪︎ 104 bin liranın altında olan uyuşmazlıklarda Tüketici Hakem Heyetlerine müracaat edilebiliyor. Ayrıca tüketiciler ikamet ettikleri ilçenin yanında İl Tüketici Hakem Heyetlerine de müracaat edebilir. Yani Yakutiye’de ikamet ediyorsanız Yakutiye Kaymakamlığı İlçe Tüketici Hakem Heyeti’nin yanında Ticaret İl Müdürlüğü bünyesinde bulunan il tüketici hakem heyetine de müracaat edebilirsiniz. Bunun yanında ilgili işlemin yapıldığı ikamette ki hakem heyetine de müracaat edilebiliyor.
Alın Teriyle Kazanılan Paranın Kıymeti!
Son aylarda ev ve araba fiyatlarının fahiş oranda artmaması ve satışların düşmesinin en önemli nedeni konut kredisi faiz oranlarının yüksek seyretmesinden kaynaklanıyor. Bu etkenler sektörde daralmaya yol açsa da tüketiciler gelir gider riskini etkili şekilde hesaplayarak adım atıyor.
Tüketiciler 10 liralık evin kredi ile 40 liraya mal olmasından dolayı şu an için ihtiyaç ve yatırımlarını askıya aldı. Görüştüğüm pek çok tüketici, “yıllarca emek harcayarak, çabalayarak kazandığımı bankalara teslim edemem” diyor. Bu düşüncede olanlar bana göre sonuna kadar haklılar. Çünkü hangi kurumda, işletmede çalışılırsa çalışılsın para kazanmanın kolay olmadığı gibi alın teriyle kazanılan paranın her kuruşuna sahip çıkılması gelecek yıllarda oluşacak sorunların önüne geçilmesi noktasında önemlidir.
Alın teriyle para kazandın mı üçün beşin hesabını yapıyor, harcamalarına o derece dikkat ediyorsun. Mesela baba parası yiyenler harcamalarına o kadar dikkat etmezler. Çünkü emekle elde edilen mal ve servetin zorluğunu, ne şartlarda kazanıldığını bilmezler.
Devleti yönetenler de baba parası gibi alın teri dökerek kazanmadıkları için israfta, faiz de sınır tanımıyorlar. Mesela sadece Ocak-Temmuz döneminde dış borç için ödenen faiz tutarı 12.7 milyar dolar, 2005’ten bu yılın ağustos ayı sonuna kadar ise 145.1 milyarı anapara, 89.5 milyarı faiz olmak üzere 234.6 milyar dolar ödemişiz.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in Perşembe günü yaptığı açıklamada brüt rezervlerinin 156.4 milyar dolara, swap hariç net rezervler ise geçen yılın mayıs ayına göre 90.5 milyar dolar artışla 5,5 yılın zirvesi olan 29.9 milyar dolara yükseldiğini açıkladı. Buraya kadar işlerin yolunda gittiği görünse de ağustos sonunda 122 milyar dolar olan borç için bundan sonra 115.3 milyar doları anapara, 47.3 milyar doları da faiz olmak üzere 162.6 milyar dolar ödenecek. Bunun nedeni ise borçlanmanın uzun vadeye yayılması... Bir şeyi çok merak ediyorum. Bu dudak uçuklatan faiz oranlarına onay veren yetkililerin imza atarken elleri titremiş midir? Belki bu yıl ödemelerin yüklü olmasından dolayı uzun vadeden başka çare olmayabilir, o zaman da ekonomiyi bu hale getirenlerin vicdanı sızlıyor mudur diye sormak gerekmez mi?!
Sonuç olarak yukarıda faiz olarak ödenen milyar dolarlarla ülke baştan sona yenilenebilir, onlarca yol, köprü yapılabilir. Araç, yakıt, yol giderleri çerez parası görünse de esaslı tasarruflarla pek çok yara kapanabilir. Ama yazının başlangıcında belirttiğim gibi alın teriyle kazanılan para kılı kırk yararak harcanıyor, emek verilerek kazanılmayan para ise bol keseden dağıtabiliyor.