Etrafımız ateş çemberi! Dünya yanıyor! İnsanların kapleriyle, merhametleriyle, hakikatleriyle aralarına; kibir, ego, hırs girmiş. Uzun sözün kısası başlıktaki ifade yeniden sorgulanmaya muhtaç. Ben bir ayet, iki Erzurum güneşinin kalbe dokunan dizelerinin mihmandarlığında kendimi sigaya çekmeye çalıştım
aşağıdaki satırlarda. Size de öneririm.
“Gerçek şu ki, Biz insanı acı, sıkıntı ve imtihan
(ile yüklü bir hayat)a gönderdik.”
Beled sûresi / 4
“Dendandır inci denden
Fark olmaz inci tenden
İncitme can gönül yap
İncinme incitenden”
İbrahim Hakkı Erzurumi
Âşık der inci denden
İncinme incidenden
Kemâlde noksân imiş
İncinen incidenden
|
Alvarlı Muhammed Lütfî
Dünyayı sen ne sandın ya...
Kısa lakin demir leblebi!
Geçici ancak kolay değil.
Değersiz amma sıkıntılarla dolu.
Bir nefeslik de illa acılara belenmiş.
Ey arkadaş sen bu dar-ı fenaya zevk edesin değil, imtihan
olasın diye gönderildin.
Dünya sana geçici huzuru değil cenneti bulmak için ihsan
edildi.
Şimdi gerçeğinle yüzleş...
Mızmızlığı bir kenara bırak...
Zira vaktin giderek azalıyor!
Unutma geçici olan ne olsa kolay...
Sıkıntıları zor verse de ümitleri teskin olmana yeter!
Yeter ki sen Allah’a güven ve seni sevdiği için kul eylediğini
hiç aklından çıkarma.
Meraklanma Muallim’in merhametli, imtihanın kolaydır.
Yeter ki sen, talebelikten cayma!
İmtihandan kaçma!
Tek soruya güzel bir cevap bekliyor senden Âlim olan Rab-
bin...
İnsan nasıl olunur?
Cevap zaten kalbine yazılı...
Ve gönlünden geçene bakmak bu sınavda yasak değil!