Geçtiğimiz gün Türkiye’nin uyuşturucu ile imtihanını yazmış, Erzurum’un sicilinin bu konuda pek temiz olmadığını dile getirmiştim. Yazının mürekkebi kurumadan bir okuyucumun gönderdiği fotoğraf karesi içimi sızlattı.
Daha hayatlarının baharında olan iki genç, güpegündüz bir apartmanın bahçesinde herkesin gözü önünde uyuşturucu madde kullanıyor.
Mahalleli tedirgin, açık açık karşı çıksa gençlerin o halde ne yapacağını kestiremiyor. Emniyet güçlerine ihbarda buluyor. Gençler bugün oradan uzaklaşıyor ikinci gün tekrar geliyor…
Her gün onlarca çocuk mezbelelik bahçede gençlerin o hallerine şahitlik ediyor. Kadınlar sokakta yalnız yürümekten korkuyor.
Bahsettiğim yer Şükrüpaşa Mahallesi’nde tek bir sokak. Bu ve buna benzer olaylara maalesef birçok semtte artık rastlamak mümkün. Önceleri metruk binalar içinde madde kullanalar artık bu işi aleni hale getirmiş durumda…
Kentte kiminle sohbet etseniz aynı sıkıntıyı dile getiriyor.
Kim satıyor bunları o gençlere?
Kim bu işin ağababası?
Bu kadar polisiye tedbire rağmen avuç kadar şehirde nasıl oluyor da bu torbacılar rahat cirit atabiliyor?
Görevli yüzlerce bekçi, resmi ve sivil polise rağmen bunlar hala nasıl satış yapabiliyor, insanın aklı almıyor…
Aslında ülkemiz açısından da durum pek iç açısı değil.
Narkotik Suçlarla Mücadele Başkanlığı’nın yayınladığı 2023 Türkiye Uyuşturucu Raporu’na göre son üç yılda iki sentetik ilaç kullanımında yüzde 700 artış söz konusu.
Bu artış yalnızca metropol kentlerle sınırlı değil, Doğu’da da oldukça yaygın. Yıllara göre esrar kullanımı azalmış ancak sentetik ilaç, tiner ve türevi madde kullanımı artmış. Erzurum’da bu artıştan nasibini almış...
Hatırlayın ülkemiz bir dönem kapkaççıların hedefindeydi. Çıkarılan yasa ile ‘kapkaç’ gasp suçları kapsamına alınınca verilen cezalar caydırıcı oldu ve kapkaç bıçak gibi kesildi.
Kafası kızan birinin işyerine, evine veya arabasına molotof atıyordu. Molotof silah sayıldı, suç oranı düştü. Demek ki uyuşturucu ile mücadelede daha sert kanunlar gerekiyor…
Ayrıca bu işin en önemli ayağını tedavi oluşturuyor. Sadece hastane bünyesinde hizmet veren AMATEM ve ÇAMATEM’ler ihtiyaca cevap vermekten uzak. Her şey den önce güvenlik sorunu var. Bir şekilde tedavi olmak için ikna edilerek bu polikliniklere gelen madde bağımlılarını hastanede tutmanın imkansızlığı ortada…
Özel hastanelere ise ebeveynlerin bütçesi yetmiyor. Uyuşturucu ile mücadelede mutlaka tedavi ayağı da güçlendirilmeli..
Evladını uyuşturucuya kurban veren sayısız aile, sırf çocuğu bu illetten kurtulsun diye cezaevine girmesi için elinden geleni yapıyor. Nice evde ne dramlar yaşanıyor.
Madde kullanımı bu ülke için milli beka sorunudur. Hiç birimizin bana ne deme lüksü yoktur...