Muş’ta çiftçilerle buluşan Tuncer Bakırhan: "Korucuları işsiz bırakmayacağız inşallah. Elindeki silahı al, ver sopayı, köyde hayvan baksın. Daha onurlu bir görevdir” diye saçma bir açıklama yaptı. Esen yeli kendinin sanıyor olmalı ki, Türkiye’nin gururu Güvenlik Korucularına çobanlık önererek sözde onları aşağıladı.
Altını çizelim ve öyle havaya girenlere hatırlatalım ki, o rüzgar Türk Devletinin rüzgarıdır ve sizin anladığınız ve bileceğiniz bir rüzgar değildir. DEM’li Bakırhan’a güzel bir cevap Gazedeci Nedim Şener’den geldi. Şener; “PKK’lı teröristler köy basıp Kürtleri, hamile Kürt anneleri, bebekleri katlederken, “ajan, işbirlikçi” diye çobanları, işçileri, esnafları kurşuna dizip, elektrik direklerine asarken dili lal olan @tuncerbakirhan kıt aklıyla yıllardır vatan savunması yapan Güvenlik korucuları ile dalgasını geçmiş. Sen asıl silahsız hiç bir anlamı olmayan Kürt katili PKK’lı teröristleri ne yapacaksın onu düşün”
Nedim Şener’in açıklaması okkalı olmuş.
Türkiye Güvenlik Korucuları da bir açıklama yaparak, şu hatırlatmayı yaptılar:
“DEM’li Tuncer Bakırhan’a karşı açıklamamız.. 1978-1990 yılları arasında kalkışma başlatan terör örgütü PKK kanlı eylemler, hain saldırılar yapıyordu, 1985 yılında PKK ile mücadele etmek için Korucu sistemi kuruldu ve örgüte çok ağır darbeler vuruldu. Kimse sokağa çıkamazken Korucular, terör örgütünün karşısında durdu, örgütü sekteye uğrattı. Abdullah Öcalan bir sorgusunda, Korucular bize çok sıkıntı çıkardı, onlara bize katılın dedik kabul etmediler, bizde genç yaşlı demeden onlara saldırdık demişti.. Bu uğurda Şehit olan başta 2 bin Güvenlik Korucusu arkadaşımıza gazi olan 3 bin Korucular ve tüm Şehitlerimize minnettarız.. ruhları şad olsun..”
Esen havayı kendilerinin sananlara söyleyelim, Korucular yalnızca bir güvenlik unsuru değil, bu toprakların kendi içinden çıkardığı direniş iradesidir. Milletin vicdanını temsil ederler. PKK’nın silahla devlete diz çöktürmeye çalıştığı yıllarda, kimileri pusuda izlerken onlar hedef oldu. Kimse inkar edemez: Eğer bugün hala bu dağlar Türk yurduysa, bunda Korucuların nasırı çatlamış ellerinin, şehadetle mühürlenmiş alınlarının payı büyüktür. Her kim bu emanete dil uzatıyorsa, tarih karşısında konuşmadan önce susmayı öğrenmelidir.
Bir densizlik sonucu aşağılanan çobanlık, bir aşağılanma mesleği midir?
İsterseniz birde oraya bakalım.
Tuncer Bakınhan’ın Güvenlik Korucuları’nı kendi çapınca güya aşağıladığı çobanlık bir Peygamber mesleğidir.
Bu ülkenin değerleriyle değerlenmemiş, bu ülkenin insanlarının değerlerini alaya almaya, aşağılamaya ancak, bu milletin değerlerine bihaberler kalkışabilir.
Kaynaklarda Hz. Yakup'un çobanlık yaptığı belirtilmektedir. Hz. Yakup dayısının yanında 20 yıl kadar çobanlık yapmıştır. Yakup dayısının yanından ayrılırken dayısı ona “Senin sayende malım bereketlendi." demiştir. Çoban olamayanların ne yazık ki vekil olmaları ayıbını yaşıyoruz!
“Kaynaklarda Hz. Yakup'un çobanlık yaptığı belirtilmektedir. Hz. Yakup dayısının yanında 20 yıl kadar çobanlık yapmıştır. Yakup dayısının yanından ayrılırken dayısı ona “Senin sayende malım bereketlendi. Malımdan ne dilersen dile...” dedi. Yakup: “Davarlarının bu sene doğacak alaca renk yavruları, beyaz renkli olup da üzerinde siyah benekler bulunan, siyah renkli olup üzerinde beyaz benekleri bulunan yavruları, ayrıca doğacak olan beyaz renkli ve boynuzsuz oğlakları bana verirsin.” dedi. Ve bunun üzerine dayısı “evet” cevabını verdi. (Kaynak: Mustafa Yıldırım, Dergipak)