Böylesi olsa olsa ancak benim memleketimde olur!
Hani derler ya sussan gönül razı değil konuşsan hükmü yok. İşte onlardan biri;
UNESCO, 2004 yılında 116 şehrin katılımıyla ‘Yaratıcı Şehirler Ağı’ oluşturdu. Bu ağı oluşturmaktaki ana mantık ise çeşitli bölgelerden farklı gelir seviyeleri, kapasite ve nüfusa sahip şehirleri yaratıcı endüstriler alanında çalışmak üzere bir araya getirmek, kentlerin kalkınması için uluslararası iş birliğini geliştirmek...
Şehirlerinin sosyal, ekonomik ve kültürel kalkınmalarına katkı sağlamayı hedefleyen UNESCO, birçok dalda başvuru alanı oluşturdu. Kültür, edebiyat, görsel sanatlar, el sanatları ve gastronomi gibi...
Hâlihazırda 7 şehrin UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’na girdiği Türkiye’de bu dallara kentlerin yalnızca belediyeleri aday olabiliyor.
***
Erzurum’u marka şehir yapma girişiminde bulunan Büyükşehir Belediyesi, gastronomi dalında ‘Yaratıcı Şehirler Ağı’na müracaatta bulundu ve resmen aday oldu.
Birçoğunuzun aklına ‘neden gastronomi dalı’ diye gelebilir. Bence de en doğru alanda başvuruda bulunulmuş. Çünkü Ticaret Borsası’nın bir süredir canhıraş çalıştığı tescilli ürün sayısı bakımından Erzurum, Türkiye’de üçüncü sırada olan bir kent.
54 coğrafi işaret tescilli ürünü bulunan Erzurum, Gastronomi alanında söz sahibi. İşte bu alan Erzurum’u da UNESCO’ya doğal olarak aday il haline getirildi.
Bu durumu doğru okuyan Erzurum Büyükşehir Belediyesi, kolları sıvadı ve UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı 2023 yılına aday oldu.
Tebrik ediyorum, buraya kadar belediyenin hakkını verelim.
Ve devam edelim, UNESCO Türkiye Milli Komitesi 2023 Yaratıcı Şehirler Ağı’na katılacak kenti belirlemek için toplandı.
Toplantıda 30 Haziran 2023 tarihine kadar Büyükşehir Belediyesi’nin adaylık dosyasını UNESCO’ya sunması gerekiyordu.
Ama yoktu ve Erzurum direk elendi...
Erzurum ile birlikte adaylık başvurusunda bulunan Tokat, 2023 yılının gastronomi dalında UNESCO’nun fark yaratan kentti oldu.
Peki, ne oldu da o dosya gitmedi?
Erzurum Büyükşehir Belediye Genel Sekreteri Zafer Aynalı’ya bizzat sordum. Olayı doğrulayarak, “bu işi yürüten personelin ne yazık ki işgüzarlığı sayesinde treni kaçırdık. Gerekeni yapacağız” dedi.
Güler misin, ağlar mısın?..
Bu unutulacak, pas geçilecek bir şey mi?
Bu işlere bakan personel kimdir mesela!
Nereye ne için başvurduğunun farkında mıdır?
Sizin elinizin tersi ile ittiğiniz o dosyanın içindeki bilgileri sağlamayabilmek için kimler ne mesailer, ne bedeller ödedi...
Öncelikle bu işin hesabını sormak Erzurum’u marka şehir yapma adına yıllardır mücadele veren Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’e düşer.
Sonrasında ise Erzurum’u gastronomide üçüncü şehir konumuna getiren, gittiği her fuarda kentin değerlerini anlatmak için alnının derisi çatlayan Erzurum Borsa Başkanı Hakan Oral’a…
Çünkü en yakın adaylık 2025’te.
Hadi yaptığınız işi hafife alıyorsunuz, bari emek verenlere kar altında şu kent bir adım daha ileri gitsin diye çabalayanlara saygınız olsun.
Bu olay bize bir kez daha gösterdi ki geri kalmışlık bir bütün maalesef. Şehrimiz her yerde zaten küme düşüyor.
Bırakın UNESCO’ dan da düşsün...
.
Sahipsiz memleket ve liyakatsiz insanlar masa başında görev alırsa olacağı bu yazık
Yazık çok yazık bu olayda gösteriyorki maalesef Erzurum’un geri kalmışlığı tesadüf değil liyakat siz sorumluluk bilinci olmayan pembe kırmuzı dosyaları koltuk altında tutan onların gücüyle koltuk işkal eden çapsızlar yüzünden.Erzurum maalesef bu halde buna ne Sekmen ne sen nede ben engel olabiliriz. Maalesef !!!
Tabi ki personel suçlu. Hata yapınca personel yaptı, ödül alınca da kendileri alıyor ve hava atıyor. İlgilenmemişsin, haberin bile olmamış, umursamamışsın. Rezalet ortaya çıkınca persınel suçlu, gereği yapılacak.