Divanü Lügâti't-Türk'ün yazarı ve çok yönlü bir bilim adamı olan Kaşgarlı Mahmut hakkında bilinenler sınırlıdır. XI. yüzyılın başlarında Kaşgar'da doğduğu ve yüzyılın sonlarına doğru öldüğü tahmin edilmektedir. Kaşgarlı Mahmut tarafından kaleme alınan Divanü Lügâti”t-Türk, Türkçe-Arapça ansiklopedik bir sözlüktür. Kaşgarlı Mahmut Türk diliyle Arap dilinin at başı yürüdükleri bilinsin diyerek Divanü Lügâti't-Türk'ü yazma amacını açıklar. Kaşgarlı Mahmut, eserde 7500 civarında Türkçe kelimeye dair açıklamalar yapar. Madde başlarını açıklarken maddi ve manevi kültür unsurundan yararlanır. Hiç şüphesiz bu edebi ürünler yanında dil öğretimi konusunda sunulan öneriler, Türk dili ve edebiyatı için olduğu kadar Türk kültürü ve eğitimi için de birer hazinedir. Dönemin örgün eğitim kurumlarına ilişkin bilgi vermeyen Kaşgarlı Mahmut, ailede çocuğun bakımı ve yetiştirilmesi üzerinde durur. Eserde çocukla ilgili dikkat çekilmesi gereken en önemli noktalardan biri çocuğu yaşama hazırlayan kişinin anne olmasıdır. Anne çocuğun eğitiminin her aşamasında yer almaktadır. Bununla birlikte çocuğun beslenme ihtiyacını karşılayan bireyin anne olduğu görülmüştür. Anne çocuğun kişisel bakımı ve temel eğitimiyle ilgilenirken baba çocuğun meslek sahibi olması için rol almıştır. Çocuğun eğitimi ile ilgili bölümlere bakıldığında özellikle tuvalet eğitiminin üzerinde durulduğu ve annenin bu konuda etkin bir role sahip olduğu belirlenmiştir. Ayrıca çocuğun eğitiminde anne ve babanın asıl model olduğu ve ailenin önemine dikkat çekilmiştir. Çocuk eğitiminde başta aile daha sonra ise çevrenin etkisi büyüktür. Kaşgarlı Mahmut, Türklerin bilim için bilig , kitap için ise bitig kelimelerini kullandıklarını söyler . Kitap yazılması ve okunmasına ilişkin kırk kadar örnek cümle verir. Örneğin bilgin kişiyi hoş tutup sözünü dinle, diyerek Türklerdeki eğitim geleneğine örnekler verir. Kaşgarlı Mahmut'un eserinde eğitim açısından vurgulanması gereken en önemli husus ise dil öğretim yöntemidir. Onun dil öğretim yönteminin başlıca özellikleri şunlardır: İlkin çok sayıda örnekten hareket edip kurala ulaşma yolunu izlemiştir.
Dil öğrenmede örneklerin, metinlerin önemini çok iyi görmüş; örneklerini günlük hayattan, atasözlerinden, şiirlerden derlemiştir.
Dil öğretirken Türk kültürünü tanıtma amacı gütmüş, bu konuya özel bir önem vermiştir.
Dil öğretiminde tekrarın önemini çok iyi kavradığından, önceden geçen bir kuralı gerektiğinde hatırlatmaktan çekinmemiştir.
Edip Ahmet Yükneki, Türk- İslam medeniyetinin önemli bir ismidir. Ancak hayattı hakkında fazla bilgi yoktur. Yüknek'te doğduğu XII. yüzyılda yaşadığı kâbul görmektedir. Atebetü”l-Hakayık'ın yazarı olarak bilinir. Kendini eserinde adım Edip Ahmet'tir, diye tanıtmaktadır. Atebetü'l-Hakayık'ın sonuna başkaları tarafından eklenmiş bir dörtlükte de , gözünün anadan doğma kör olduğu anlaşılmaktadır.Atebetü”l-Hakayık, hakikatlerin eşiği anlamındadır. Edip Ahmet Yükneki, Atebetü”l- Hakayık'ı yazma sebebini şöyle açıklar: Sözüm, edep ve öğüttür; bu kitabı kendim gidersem, sözüm kalsın diye yazdım; ey benden sonra gelen! Bunu okursan beni duada unutma! Edip Ahmet Yükneki, Atebetü”l-Hakayık”ta din ve toplum hayatı bakımından gerekli görülen ahlak kuralları, iyi ve doğru insan olmanın faziletleri üzerinde durur. Bu açıdan eseri bir nasihatname özelliği taşır. Edip Ahmet Yükneki, bir yandan doğru olan davranışları över bir yandan da kaçınılması gereken davranışları söyler. Onun hikmetlerindeki en önemli eşik ise eğitimdir. Eğitimle iki dünya mutluluğuna ulaşılacağını söyleyen Edip Ahmet Yükneki, bilgi sahibi insanın pahalı akça olduğuna işaret eder. Ayrıca dile hâkim olmayı, çalışmayı, cömertliği, tevazuyu öğütler.
Edip Ahmet Yükneki, Atebetü”l-Hakayık'ta bireylerin ahlaki eğitimini amaçlayan kuralları manzum olarak verir. Bunu yaparken bilgiyi ara, usanma, bil ki Hak resulü, bilgiyi Çin'de bile olsa arayınız, dedi örneğinde olduğu üzere ayet ve hadislerden destek alır. Bir bakıma eğitim sitemimizde yer bulan değerler eğitimine yol gösterir. Bu eserde eğitim başlığı altında dinleme, okuma, konuşma ve yazma becerileri üzerinde durulur. Dinleme sadece soyut bir kavram olarak kullanılmaz. Eserde etkileşimli bir dinleme tavsiye edilmiştir. Atebetü'l Hakâyık'ta; doğru sözlü ve yumuşak dilli olmak, insanlarla iyi iletişim kurmak, güzel ve gönül alıcı sözler söylemek, takdir etmek, düşünerek konuşmak gibi, konuşma becerisi ile ilgili hususlar vurgulanmıştır. Ayrıca ilgili eserde, kırıcı konuşma, sert üslup kullanma, insanları rencide etme, yalan söyleme, gevezelik yapma, düşünmeden konuşma, nasihatlere kulak tıkama; olumsuz davranış biçimleri olarak sunulmuştur. Atebetü'l Hakâyık'ta, anlatımı güçlendirmek, düşünceleri etkili bir biçimde sunmak için öğütler verilmiştir.