Türkiye terör iletinden çektiği kadar hiçbir şeyden çekmedi...
Binlerce vatan evladını bu uğurda şehit veren, hayatının baharında gençlerin gazi olduğu ülkemizde 40 yıla yakın ulusal bütçenin hatırı sayılır bölümü terörle mücadeleye gitti…
Son düzlükte yurt içinde terör bitme noktasına geldi. Azim ve kararlı mücadele ile savunma sanayine yapılan yatırımlar sayesinde, bugün terör ülkenin gündeminde üst sıralardan indi.
***
Ne yazık ki son yıllarda başka bir terörizm baş gösterdi, ‘uyuşturucu’. Üstelik bu terörizm şu an tüm illeri tehdit ediyor. Bir ilde az diğerinde çok gibi bir durum da söz konusu değil…
Polisiye tedbirler, operasyonlar ve yargı müdahalesi…
Zehir tacirleri ile her türlü mücadele yapılıyor ama hala istenilen düşüş noktasına gelinemiyor!
Uyuşturucu kullanım oranı çocuk yaşlara kadar düşmüş durumda! Ailelerin bilinçsizliği bu kara buhranın önlenemez yükselişini sağlıyor.
Güvenlik toplantılarının ana maddesini oluşturan uyuşturucu ile mücadelede en eksik kalan kısım, vatandaşın ihbar hakkını kullanmaması!
Siz buna duyarsızlık deyin ben mahalle baskısı, sonuç değişmiyor…
Kendi çocuğu tarafından şiddet görmeyen ya da artık kontrol edilemeyen bir gelişme olunca anne ve babalar ihbar yolunu seçiyor. Oysa komşusunun çocuğunun uyuşturucu illetine bulaştığını biliyor ama ‘bana ne’ deyip ihbar etmiyor…
Korkuyor ya da taraf olmak istemiyor. Çocuğunu ondan uzak tutunca güvenliği sağladığını düşünüyor!
***
Kimse ama hiç kimse güvende değil!
Öncelikle bunun bilinmesi gerekiyor. Uyuşturucuya ulaşmak için her yolu deneyen, kriz anında kendini kontrol edemeyen bağımlılar tarafından onlarca cinayet işlendi bu ülkede...
Annesinin boğazını kesen, kullandığı yasaklı madde nedeniyle hiçbir kutsalı tanımayan bu insanlar, sizlere neler yapar bir düşününün…
Uyuşturucu ile mücadele sadece devletin değil hepimizin görevidir.
Korkmayın, bildiğiniz gördüğünüz her şeyi kolluk kuvvetleri ile savcılık ile paylaşın. Bugün belki bireysel olarak risk altında olmayabilirsiniz. Ne yazık ki böyle giderse her bir birey bunun kurbanı olacak.
***
Erzurum özelinde içkili mekan sayısı az ama sokaklar uyuşturucu müptelaları ile dolu!
Her kent kendi farkındalığını oluşturması lazım.
Bu konuda tüm kurumlar, STK’ların harekete geçmesi lazım.
Geleceğimizi tehdit eden bu karabasanı yenmemiz lazım.
Uyuşturucunun getireceği her türlü olumsuzluğun önüne geçmemiz lazım.
Gönüllülerden oluşan ekipler kurup belki de kapı kapı gezip insanları bilinçlendirmemiz lazım.
En önemlisi Erzurum’da bu çocukların tedavi olması için ÇAMATEM’ler kurdurmamız lazım.
Siyasiler başta olmak üzere tüm bürokrasi bu konuda elini taşın altına koyması lazım.
Tüm bunları yapabilmemiz için bize bir deli yürek, yol gösterici lazım.
Yarın anaları ağlatmamak için bugün baba tokadını devreye sokmamız lazım…
Yazdıklarınızda sonuna kadar haklısınız. Ama gelin görün ki binbir umutla kurulan UCİM de boşa çıktı. İşlevsiz olarak tabela da kaldı...