Erzurum’un Pasinler İlçesi’ne bağlı Porsuk Köyü’nde meydana gelen göçükte bir anne ve iki çocuğu hayatını kaybetti. Haberlerde “çatı çöktü” denildi ama ortada bir ev vardı, o yapıya “ev” demek için bin şahit lazımdı. Yıkık, harabe, kümes olarak bile kullanılmayacak bir yerde bir aile yaşam mücadelesi veriyordu.
O gece aile, misafirleriyle birlikte otururken derme çatma yapı çöktü. Çoban olan baba yaylada hayvanlarının başındaydı. Acı haberi jandarma ekiplerinden öğrendi. İki evladı enkaz altında can verdi. 28 yaşındaki eşi Dilara Kara ise hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Geride gözyaşı, acı ve hüzün kaldı…
Kader mi diyeceğiz?
Bu ölümleri “kader” diyerek açıklayamayız. İnsan onuru bu kadar ucuz olmamalı. Köylü de milyonluk hayvanlarını teslim ettiği çobana böyle bir barınağı reva görmemeli, yerel yöneticiler de görmezden gelmemeli. Facia göz göre göre gelmişti.
Ne yazık ki tablo birçok köyde aynı. İmam evi var, taziye evi var, kıraathane var, hatta düğün salonu var ama çoban evi yok. Olsa da oturulacak halde değil. Her yıl “çoban bulunamıyor” haberleri yapılıyor. Peki bu çobanların aileleri nerede barınacak?
Sorun yapıda değil, ilgisizlikte
Elbette mesele sadece bir “çoban evi” dikmek değil. Ama Kara ailesinin sonunu o derme çatma yapı hazırladı. Deprem olmadan üç insan yok yere hayatını kaybetti.
Bilim insanları yıllardır uyarıyor. Erzurum Teknik Üniversitesi’nden Dr. Dilek Okuyucu, “Kırsaldaki yığma yapılar çok fazla, özellikle kerpiç evler. Olası bir depremde en büyük yıkım köylerde olacak” diyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen de, “4,5 şiddetindeki depremde bile köylerde evler yıkılıyor, acil dönüşüm lazım” diye defalarca ifade etmişti.
Depreme gerek kalmadan Porsuk’taki trajedi, bu gerçeğin en acı kanıtı oldu.
Vicdan muhasebesi zamanı
Köylerde hala yüzlerce benzer yapı var. Erzurum ikinci derece deprem kuşağında. Şehir merkezinde kentsel dönüşüm hızla ilerlerken kırsalda kimsenin sesi çıkmıyor. Artık sorumluluk almanın zamanı geldi. Hangi kurum el atar bilinmez ama işe çoban evlerinden başlanabilir.
Eğer bugüne kadar çoban evi yapan bir kurum, belediye varsa onları ayrı tutalım. Ama bu çağda insanların böylesi yapılarda yaşaması, toprak altında can vermesi hepimizin vicdanını sızlatmalı.
Çobana ev vermezler kız vermezler, çobanı adam yerine koymazlar ve çoban bulamıyoruz derler. Elbetteki bulamazsınız siz çoban değil eşşeklik edecek adam arıyorsunuz