CIFIT
Sıradaki parça ETSO’ya gelsin!
Prof.Dr.Küçükuğurlu, şimdi de Osmanlı ve Cumhuriyet döneminde Ticaret ve Sanayi Odası tarihini kitaplaştırdı..
Erzurum kalesi ve tabyaları başta olmak üzere Belediye, Özel İdare, ve kış sporları tarihini kitap haline getiren Prof.Dr.Murat Küçükuğurlu, şimdi de Ticaret ve Sanayi Odası’na el attı. Her ne kadar kuruluşunu 1919 olarak bildiğimiz Ticaret ve Sanayi Odası’nın aslında Erzurum’da taa 1885 yılında kurulduğunu tespit eden Murat Küçükuğurlu hoca, basıma verdiği bu yeni kitabında o zamanların Erzurum ekonomisine de ayna tutuyor. Tıpkı diğer kitaplarında olduğu gibi bildik tüm ezberleri bu kitapla da bozmaya hazırlanan hoca, ilk kurucu başkanın tüccar Hüseyin Hüsnü Efendi olduğunu açıklıyor ki, bu ismi ben de ilk defa duyuyorum. Sanıyorum bu ve benzeri bilgileri de yakın tarihte görev yapmış oda başkanları ve mevcut başkam Saim Özakalın da yeni duyuyor ve biliyordur..
***
Dönemin Erzurum’da ki esnaf ve tüccarlarının fotoğraflarının, mali durumlarının ve tutanaklarının da yeralacağı Ticaret ve Sanayi Odası’nın tarihi kitabında, yaşanan önemli ekonomik gelişme ve faaliyetler de olacak. Sık sık oda tarafından üyelerin biraraya getirildiğinin vurgulandığı kitapta, iş dünyasındaki kişilerin birlikte olması için farklı aralıklarla özellikle Akdağ köyünde piknikler düzenlendiği de ifade ediliyor. Gelecek nesillerin istifadesine sunulması planlanan Ticaret ve Sanayi Odası tarihi kitabında Uğurluoğlu, odanın Türkiye’de il kurulan odalardan birisi olduğuna da dikkat çekiyor. Kitapta bulunan belge ve bilgilerin ETSO’dan değil de tamamının Türk Tarih Kurumu’ndan alınmış olması da açıkçası bana garip geldi, söylemesem olmazdı.
---
Şimdi piyano saati...
Çocuklarımızın farklı ilgi alanlarını keşfetmelerini, sanatla içiçe büyümesini istiyorsanız ŞEHİRDER güzel bir adres olarak duruyor. Mustafa Uğurlu’nun başkanlığını yaptığı ŞEHİRDER, pandemi döneminde ara vermek zorunda kaldığı piyano kurslarına yeniden başladı. Erzurum Güzel Sanatlar Lisesi müzik öğretmenlerinden Ersin Yamanlı nezaretinde başlatılan kursta özellikle 8 ila 12 yaşındaki çocuklara öncelikle piyano öğrenme teknikleri hakkında bilgi veriliyor. Daha sonra kolay çalınabilen notalarla ezgilerin çalınması uygulanıyor. Teknik olarak eğitilen ve de meraklı çocukların özellikle 1 yıl gibi kısa sürede piyano çalabilmeleri hedefleniyor. Öğrenilmesi kolay ama uzman olunması zor bir enstrüman olan piyano kurslarına ilginin fazla olması, hem eğitmen hem de yönetim tarafından memnuniyetle karşılanıyor. Her kursiyer için 1’er saat uygulanan temel eğitim çalışmasına katılmak isteyenler ŞEHİRDER’e başvuruda bulunuyor.
---
Bir tane uçuk proje bile duysam gam yemeyeceğim!
Adaylarımızda vaad çok ama ete kemiğe bürünmüş, bilimsel ve mali kaynağı olan proje yok oğlu yok..
Bana göre tabi, artık kararsız seçmenlerin parmakla gösterilir hale geldiği, hemen hemen herkesin, her kesimin siyasallaştığı günümüzde kimsenin projeye filan baktığını ben de sanmıyorum ama yine de içimdekini söyleyeyim.
Şehrin kalkınmasını ve gelişmesini öngören vekil adaylığı konusunda aday olanların bir projesini duymuşluğunuz oldu mu?
Her ne kadar seçmenlerle yüzyüze gelindiğinde partilerinin genel politikaları kapsamında vaadlerle bulunulurken, hiçbir adayın şehire yönelik bir projesini duydunuz mu, onu söylüyorum.
Belki münferit olarak bazı partili adayların illa ki yapmak istedikleri ile ilgili düşüncelerini duymuş olabilirsiniz ama şöyle adamakıllı, ete kemiğe bürünmüş, bilimsel dayanağı olan projeden bahsediyorum.
Sizi bilmiyorum ama ben hele de aklımda kalan tek bir proje bile ne duydum, ne de gördüm!
Bir zamanların Büyükşehir adaylarından olan Fevzi Çakmak ile bizim eski mebuslarımızdan Mustafa Ilıcalı’ının çoğu uçuk olan projelerine benzer uçuk bir proje dahi duysam gam yemeyeceğim.
Bir sonucu hedefleyen, özgünlüğü olan ve de sınırlı bir sürede gerçekleştirilmesi öngörülen projesi bulunan lütfen bana haber versin.
Birkaç gündür ona takıkım!
İnsan bir küçük ilçeye belediye başkanı adayı olurken bile kendi çapında projesi olur da koca şehir için toplumun önceliklerini dikkate alarak bir proje ile karşımıza gelmez mi?
Dedim ya, buna takıkım ve dahi bu benim son kararımdır!
---
Eskinin şık Erzurum kadınları sergi oluyor!
Öğretim görevlisi Ayşe Özdemir’den farkındalık oluşturan bir çalışma daha...
Farklı olmak farkına varmaktır derler. İşte Atatürk Üniversitesi Rektörlük iletişim elemanlarından öğretim görevlisi Ayşe Özdemir, o farklı olan, farkına varanlardan. Uzunca bir zamanını alan Atatürk Üniversitesi’nin kuruluş hikayesi kitabı ile farkındalık yaratan ve iz bırakan Ayşe Özdemir hoca, aslında iyi de bir fotoğraf sanatçısı. Rektör Ömer Çomaklı’nın fotoğrafçılığını da yapan ve gününün büyük bir bölümü fotoğraf çekmek için etkinliklere koşmakla geçen Özdemir, artık ustalaşmaya başladığı fotoğrafçılığı ile kendisine yeni bir alan da açmış oldu. Daha önce engelliler ile alakalı bir fotoğraf sergisi açan Özdemir hoca, şimdi de bu defa yine anlamlı olduğu kadar şık da bir serginin hazırlığı içine girdi. 1938 ile 1960 yıllarında yaşayan Erzurumlu bayanların fotoğraflarını bulan Ayşe Özdemir, bunları sergilemeyi planlıyor. 30 civarında hem de günün şartlarına göre pek de şık sayılacak çeşitli görevlerde bulunan Erzurumlu kadınların siyah beyaz fotoğraflarını sergileyecek ve ‘’Bir zamanlar Erzurum’da kadın’’ temasını işleyecek. Böylesine farkındalık yaratacak, özgün proje için hocamı tebrik ediyorum, geneli Tapu kayıtlarından çıkan o fotoğraflardan oluşan sergiyi izlemek için iple çektiğimi belirtmek istiyorum.
---
Sen sen ol sundurma
diyen olursa yok de!
Palandöken Belediye Başkanı uzak dursun!
Yıldızı parlayan yeni toplu konut alanlarından Yıldızkent’te tıpkı Dadaşkent gibi geniş caddelerin yeralıyor olmasına hayran olmamak mümkün değil. Bir çoğu prestij caddesi olarak kabul edilen Yıldızkent’te ki yapılaşmada caddelerin yanısıra kaldırımların da geniş tutulması, özellikle işyerleri arasında mesafe olması güzel oğlu güzel. Ama korkum o ki, yarın tıpkı Dadaşkent’te olduğu gibi sundurma bombardımanı başlar, o güzelim görüntü bozulur. Palandöken Belediye Başkanı Muhammet Sunar’ın avukat olması sebebiyle bu konuda daha dikkatli olacağına inanıyorum. Estetiğe de, modern kent anlayışına da, şehir kültürüne de önem verdiğini biliyorum. O yüzden de kendi görev süresi içerisinde ne kadar talep gelirse gelsin işyerlerinin önüne sundurma konulmasına karşı dursun. Bozmasın o ferah görüntüyü. Belki ilk başlarda gelen talep, yağmur ve kar gibi etkenlere karşı küçük çatı şeklinde sundurma denir ama önüne geçilmez, işyeri sahipleri kısa zamanda orayı ayrı bir işyeri haline getirir ki, Allah muhafaza, o bari Yıldızkent’te olmasın. Maşallah bugün sundurma adeta işyerlerinin verandaları haline gelmiş ki, estetik olarak günümüz dünyasında buna hayır demek insanlık görevidir diye düşünüyorum!
---
TUTTUĞUM BABA SÖZLER :
Bazen halimize melekler imrenir. Bazen de halimizden şeytan bile iğrenir! (Mevlana)
DUVARIN DİLİ :
Herkesin biraz faili olduğu meçhul bir cinayetim şimdi!