2011’de asfaltı dökülen Çat Yolu caddesi, şehrin yamasız tek asfaltlı caddesi olarak parmakla gösteriliyor..
Olursa böyle olsun,
beş kuruş fazla olsun!
Yaz aylarının başlaması ile birlikte belediyeler de önceden planlanmış faaliyet proğramının tatbikine başlıyor. Kuşkusuz bu faaliyetlerin en başında asfaltlama çalışmalaru geliyor. Önceden belirlenen bölgelerdeki yolların asfaltı için hazırlıklarını günler öncesinde yapan belediyeler, temin ettikleri malzemeleri ve araç-gereç-personel ile kolları sıvamaya hazırlanıyor. Büyükşehir Belediyesi başta olmak üzere ilçe belediyeleri de artıuk kendi uhdesinde olan asfalt şantiyelerinde ürettikleri asfaltı dökmek için gün sayarken, sadece bu çalışmalar içerisinde yeni asfaltlanacak yollar değil, eskiden dökülmüş ama artık yama da kadıramaz duruma gelen yollar da var.
**
Hemen hemen her belediye başkanı ve yönetimi tarafından asfalt dökülen yerler gerçeğinden hareketle bir şey söylemek istiyorum. Lütfen iş olsun, torba dolsun diye asfalt yapmayın. Sağlam, kalıcı, evladiyelik asfalt dökğn. O açından da ben her zaman taa 2011 yılında yapılan ve şehrin tek yamasız caddesi olarak ünlenen Çat Yolu Caddesindeki asfalt gibi asfalt dökün. Konaklı’dan başlayıp, SGK kavşağına kadar yaklaşık 9 kilometrelik, parmakla gösterilen cadde olmuş maşallah. Böylesine kalıcı asfalt dökmeyecekseniz hiç dökmeyin daha iyi. Kimse niye dökmüyorsunuz diye de laf etmez, korkmayın. Bu benim son kararımdır.
--
Tanıdığım en kallavi turizmciyi, 12 yıldır görev yaptığı Erzurum’da çok kötü küstürmüşüz..
Bitlis’e ‘Denk’ Geldi!
Son yıllarda turizm ile ilgili sayısız haber yapan biri olarak Google girip bakarsanız en çok da yaptığım bu haberlerde Erkan Denk ismine rastlarsınız. Aslen Edirneli olan, yaklaşık 12 yıldır Erzurum’da, Atatürk Üniversitesi’nde görev yapan öğretim görevlisi Erkan Denk, gerek Turizm Fakültesi’nin ve gerekse Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu’nun adına bilgi paylaşımında öncü, hatta sembol isimlerden biri olmuştu. Yayınladığı ulusal ve uluslararası bilimsel makalelerin yanısıra, peynir kitabı ve herşeyden önce de şehrin yöresel ürünlerinin coğrafi işarete kavuşmasında da tanınırlılığı, gayreti bir hayli fazla olan o Erkan Denk hoca, bir sabah uyandık, çok kötü küsmüş, Bitlis’e gitmiş. Hem de istek üzerine gitmiş, adeta kırmızı halı serilerek gitmiş. Sebebi de tanıdık aslında! Erzurum’da göremediği alakadarsızlık, umursamazlık, adam sendecilik!
***
Gastronomi, yemek kültürü alanında da bilgisine güvendiğim ve çalışkanlığına bizzat şahitlik ettiğim, bizi ilk onbirlere yazan bu isim şimdi Bitlis’de Eren Üniversitesi’nde doktora öğretim görevlisi olarak işe başlamış. Yakında da doçent, sonrasında da profesör olarak tanıyacağınıza inandığım Erkan Denk gibi kıymetli bir akademisyenin şehr-i mübarekeden gitmesine, koparılmasına şahsen benim gönlüm razı olmadı, olmaz. Kaldı ki Erkan hocayı biraz da gittiği Bitlis’de gayet mutlu olduğunu hissedince, ne yalan söyleyeyim, ben kötü oldum. Alanında başarılı işlere imza atmış bir turizmcinin Erzurum’dan koparılması beni sevindirmez, aksine üzer. Hem de 2025 Turizm Başkenti olduğumuz bir dönemde bu ayrılık, sadece Üniversite yönetimini değil, siyasilerini de ilgilendirir, bu hem bir kayıp, hem de bir ayıp, nokta.
--
Siyasiler ondan köşe bucak kaçar oldu!
Erzurum’da yaklaşık 30 yıldır bir restaurantta şef garsonluk yapan Nadir Balcı’nın köyüne gölet isteği, neredeyse siyasi müşterilerini kaybetme noktasına getirdi başatmış. İşletmeye yemek yemeye gelen, gerek DSİ yetkilileri ve gerekse siyasiler, şef garsonun illa ki gölet talebi ile karşılaşıyor. Tortumkale bölgesinde 50 haneli Ballı köyüne gölet yapılması için işletmeye gelen, gördüğü her yetkili ve siyasiye talepte bulunan şef garson, neredeyse köşe-bucak kaçırtır vaziyete geldi. Geniş ve verimli arazilerinin mutlaka gölete kavuşmasını her fırsatta dile getiren Nadir Balcı da artık durumun farkında ama, ‘’O göleti köyüme yaptırana kadar ısrarım devam edecek’’ diyor. İşletme sahibi Recai Emeç de talebin geçerli olmasından dolayı hem gülüyor hem de durumu anlayışla karşılıyor.
--
400 Milyonluk fabrika için Tarım Kredi parayı gözden çıkardı, kolları sıvadı, hayvan üreticileri yaşadı..
Daha yem derdi duymayacağız!
2.Organize Sanayi Bölgesinde birbiri ardına devam eden yatırımlardan biri de hayvan yemi fabrikası olacak. Tarım Kredi Yem Anonim Şirketi, 2.Organize bölgesinde 40 dönemlik yer aldı. 9 bin metre kare kapalı alana sahip, otomasyon destekli karma yem fabrikasının yapımına başlanırken, fabrikada üretilen yem ile bölgedeki hayvancılığın önemli ölçüde desteklenmesi sağlanacak, büyük bir sorun ortadan kalkacak. 100 kişiye istihdam sağlayacak, 13 bin ton hammadde depolama kapasitesine sahip olan fabrikada saatte 15 ton yem üretimi gerçekleşebilecek. İlk etapta 400 milyon TL yatırım bedeline sahip bu stratejik proje, Erzurum ve çevresindeki hayvancılığa büyük katkı sağlayacak. Artık bölgede yem sıkıntısı da tarihe karışacak.
--
Erzurum’da Alaçatı rüzgarı..
Son yıllarda ünlü markaların ard arda konuşlandığı Erzurum, bu defa ünlü cafe-restaurant işletmelerinden Alaçatı Muhallebicisine ‘merhaba’ demeye hazırlanıyor. Abdullah Kartal’ın işletmeciliğini yapacağı ünlü firmanın 125’nci şubesinin açılışı haftaya gerçekleşecek. Ege firması olan Alaçatı Muhallebicisi, kahvaltı ve kafe-restaurant hizmeti ile zincir halkalarına Erzurum’u da etkiledi. Eski Terminal Caddesi üzerinde daha önce Hasbihal Kafe olarak hizmet veren 500 metre karelik Alaçatı Muhallebecisinin yeni şubesinin iç ve dış dekorasyon yapımı için yaklaşık 5 milyon lira harcama gerçekleşti.
--
Atıl depoyu fullediler!
Sayısız alanı üretim firmalarına veren, ama kendileri bugüne kadar işletici firmanın şantiyesinde göçebe hayatı yaşayan 2.Organize Müdürlüğü, eski bir askeri depoyu idari bina olarak yapıp, yerleşti. 1960’lı yıllarda Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı bölgedeki Lojistik Birliği’nin deposu olarak kullanılan ama son yıllarda atıl tutulan değerli tek katlı taş bina, nihayet başka bir amaçla kullanıma açıldı. 10 kişiden oluşan 2.Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü, 3 ay süren inşaat çalışmasının ardından buraya geçti, şantiyeyi terketti. İdare binası olarak hizmet vermeye başlayan bina, iç mimarisinin yanısıra, üretim yapan çoğu firmanın tepe noktasında yeralmasıyla dikkat çekiyor.
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : İçinizde düşman yoksa, dışarıdaki düşman size sarar vermez! (Afrika atasözü)
DUVARIN DİLİ: Bırak ay gitsin, sen kal be gece!