Daha kaldırıp indirmeye gerek yok!
Yaklaşık 13 yıl oldu Taşmağazalar trafiğe kapatılalı. Daha modern bir hale getirilmesi, araç ve kara trafiğinin düzene binmesi için dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler’in asırlık çarşıyı trafiğe kapatması, bitmeyen bir tartışmayı da beraberinde getirdi. O gün bugündür bir tartışmadır sürüp gidiyor. Taşmağazalar yeniden trafiğe açılsın mı, yoksa bu haliyle devam mı etsin diye. Onca görüşmeye, toplantıya rağmen bir türlü bu tartışmanın önüne geçilmedi. Sonunda bu tartışmalardan bunalan ve artık nihayi bir sonuca varmak isteyen mevcut Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen bir karar aldı ve zabıta marifetiyle esnaf arasında bir anket yapılması uygun bulundu.
Taşmağazalar esnafı da artık son sözünü söylemişken…
***
Ne var ki genelde açılsın diye görüş ortaya koyacağı sanılan esnafın kararı mevcut haliyle devamdan yana çıktı! Büyük bir titizlikle gerçekleşen anket sonuçlarına göre 56 esnaf trafiğe açılsın derken, 86’sı da kapalı kalmasını uygun bulan görüş belirtti. Zabıta Daire Başkanı Suat Engin’in makamında açılan zarflardan çıkan anketin sonucuna göre 7 esnafın da çekimser oy kullandığı dikkatlerden kaçmadı. Artık bu tartışmanın göbeğindeki esnaf da yorulmuş olmalı. Kamuoyunun da sıkılmaya başladığı ortada. Anket de diyor ki, demek ki çoğunluk mevcut halden memnun. Öyleyse daha kaldırıp, indirmeye gerek yok diye düşünüyor ve bu benim son kararımdır diyorum!
---
Ceketin yeni sahibi!
İçişleri eski bakanlarımızdan Erzurum Milletvekili Selami Altınok, ‘’Recep Tayyip Erdoğan yeninden Cumhurbaşkanı seçilirse o ceketinizi bana verir misiniz?’’ diyen AK Parti eski İl yöneticisi İlker Özkara’ya verdiği sözünü tuttu ve özel dikim ceketini ona verdi. Sağlık eski Bakanı Recep Akdağ’ın huzurunda evinden getirttiği kahverengi ceketini İlker Özkara’ya veren ve il binasında kendi eliyle giydiren Selami Altınok, Erdoğan için bir değil, binlerce ceketin helal olduğunu söyledi ve Özkara’dan iyi günlerde giyinmesi dileğinde bulundu.
---
Dondurma geçidi!
Ne de güzel demişler. Öğretmen, öğrencinin gülüşüne düşen ilk cemredir demiş diyenler. Dün öğretmenleri nezaretinde yaya olarak şehir turu atan, tarihi ve turistik yerleri gezen Palandöken Saltuklu Ortaokulu öğrencileri, yorgun düşünce öğretmenleri tarafından ödüllendirildi, dondurma ile mükafatlandırıldılar. Caddede dondurma yiyerek yürüyen ve ilginç görüntü oluşturan öğretmen ve öğrencilerim mutluluğu adeta yüzlerinden okunuyordu..
---
Sen çok yaşa İstanbul!
‘’Artık demir almak günü gelmişse zamandan, meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan’’. Yahya Kemal Beyatlı’nın poetik türündeki bu meşhur şiiri sanki de Alaftargil ve Gülerci ailesini anlatıyor. Uzun yıllardır kayak sporuna hizmet eden ve ilk olimpiyat sporcularımızdan olan, aynı zamanda akademisyenliği bulunan Atakan Alaftargil, ailesi ile birlikte İstanbul’a yerleşme kararı alırken, bir başka Erzurumlu aile, uzun yıllardır Kartal’da yaşamını sürdüren gazeteci arkadaşımız Kenan Gülerci ve ailesi de yıllar sonra İstanbul’u terkedip, ‘tersine göç’ ten yana tercihlerini kullandı, Erzurum’a yerleşme kararı aldılar. Atatürk Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nden de emekli olmaya da karar veren, ‘’Yokuş çıkmak zor ama manzara da yüksekten seyredilir’’ diyen Atakan Alaftargil, ortağı olduğu Kar Spor AŞ’nin İstanbul’da yeni açılan üretim tesisi için artık aktif ticaret hayatına atılmaya hazırlanırken, Kenan Gülerci de sahibi olduğu Kartal Haber Gazetesi’nin dijital yayınını Erzurum’dan sürdürmeyi planlıyor. Erzurum’da saygın kişilikleri ile bilinen her iki ailenin kararı, istatistikleri de doğrular cinsten. Zira istatistikler, İstanbul’un en çok göç alan şehri kadar en çok göç veren şehri olduğunu gösteriyor. İnce eleyip sık dokuyan, verdikleri kararın doğru olduğuna inanan her iki aileye, yeni hayatlarında başarı temennisinde bulunuyor, sağlıklı, ‘musmutlu’ ömürler diliyorum..
Gideni de çok, döneni de!
---
‘’Ey mezarda yatanlar. Hele kafanızı kaldırın!’’
Öylesine kıymetli, öylesine hayati bir hizmet olmalı ki, 23 Mayıs 2021’de vefat eden Nazmi Ilıcalı, Atatürk Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi’nin Hayvan Hastanesini ziyaret ettikten sonra kapıya çıkmış ve ellerini Asri mezarlığa doğru açarak, ‘’ Ey mezarda yatanlar. Hele kafanızı kaldırın. Erzurum’da hayvanların röntgeni çekiliyor!’’ demiş, hem şaşkınlığını ve hem de mutluluğunu paylaşmış. Sahadayken geçmişte sıklıkla haberini yaptığım bir isim olan Fakülte Dekanı Prof.Dr.Yavuz Selim Sağlam da bana ilk defa hastaneyi gezdirdiğinde, kendisinin dile getirdiği Nazmi ağabey ile ilgili o anekdotun ne denli yerinde olduğuna kanaat getirdim, ‘’Al benden de o kadar’’ dedim! Türkiye’de hayvan hastaneleri arasında ilk 3’de gösterilen, böylesine bir kurumun varlığı, bana göre de sadece hayvancılık açısından değil, insanlık için de on numara beş yıldızdır ve yadsınamayacak bir ‘reform’dur. Üniversite yerleşkesinde Veterinerlik Fakültesine bağlı geniş bir alana kurulan ve kentin yanı sıra çevre illere acil servis, dahili poliklinik, jinekoloji ve cerrahi hizmet sunulan hastanede, buzağı, inek, koyun, keçi gibi çiftlik hayvanlarının yanı sıra kedi, köpek, egzotik ve kafes hayvanlarının da tanısı konulup tedavileri yapılıyor.
Rahmetli Nazmi Ilıcalı, Hayvan Hastanesini ziyaret ettikten sonra kapıya çıkmış, asri mezarlığa doğru kollarını açmış ve seslenmiş:
***
Sadece geçen yıl yaklaşık 10 bin hasta hayvana yardım elinin uzatıldığı hastanede uzman akademisyenler ile birlikte 40 personelle 7 gün 24 saat kesintisiz hizmet sunuluyor. Rektör Prof.Dr.Ömer Çomaklı, Avrupa Veteriner Eğitim Kurumları Bilimsel Etkinlikler Destekleme Komisyonu tarafından da akredite edilmesinden dolayı bu örnek hastanenin ihtiyaç duyulan her türlü tıbbi araç, gereç, malzeme ve ekipmanı konusunda fakültenin bir dediğini iki etmiyor, anında karşılıyor, hiçbir talebe ‘yok’ demiyor. MR, röntgen, tomografi, ultrasonografi ve ameliyat gibi hizmetleri de sunan hastanede gelen büyükbaş ya da küçükbaş hayvana, tıpkı diğer sağlık kuruluşlarında ki gibi sıra veriliyor ve bu sıralar monitörlerde gösteriliyor. Şaşkınlığımı normal bulduğu her halinden belli olan dekan Sağlam, ziyarete gelen herkesin hemen hemen aynı şaşkınlığı yaşadığını söyledi. İl Kültür ve Turizm Müdürü Cemal Almaz ve gazeteci ağabeyim Selahattin Şener ile hastane ziyaretinin ardından günün sonunda şu cümleyi kurduk: Allah yapandan edenden razı olsun. Veteriner cerrahi ve koruyucu tıpta bizim fakülte çağ atlamış!
---
TUTTUĞUM BABA SÖZLER :
Varlığı bir şey kazandırmayan insanların, yokluğu bir şey kaybettirmez! (Dostoyevski)
DUVARIN DİLİ :
Dünya batıyor, yüzmeyi öğrenin!