Her ne kadar TUİK rakamları işsizlik rakamlarının düştüğünü gösterse de hala ülkenin en büyük sorunu işsizlik…
Bu sorunu biraz açarsak kullanmamız gereken cümle üniversiteli işsizlik…
Her ilde açılan üniversitelerde hedef gençlerin kendi kentinde okuması, üniversitelerin kent ekonomisine fayda sağlaması ve en önemlisi okuma yazma oranın yükseltilmesiydi. Yani üniversitelerden beklenen şey işsizliğe çare olması değildi.
Son yıllarda hepimizin aklına giren ‘bu çocuk okumazsa işsiz kalacak’ fikri, ebeveynleri çocuklarının üzerinde ciddi bir yaptırım yapmaya itti…
Çocuklar daha ilkokul çağlarında yarış atı gibi o sınavdan çıkıp bu sınava sokulur oldu…
Parası olan, sınavı kazanamayan ya da düşük puan olan, çocuklarını özel üniversitelere gönderdi. Bundan sebep ülkede ofis dahi açamayan avukatlar ordusu oluştu…
Oysa bu ülkeye çaydı, terzi, ayakkabı, esnaf, tezgahtar, boyacı, fotoğrafçı vs. meslekler de lazım.Bugün sanatkârların bir çoğu çırak bulamıyor.
Tüm anne ve babalar istiyor ki oğlum, kızım mühendis, doktor, savcı olsun. Hiç kimse de benim çocuğumun yeteneği nedir, nasıl bir iş kurarsa mutlu olur demedi, demiyor!
O yüzden gençler günümüzde birkaç üniversite okuyor ama iş bulamıyor ..
Bir yeteneği yok, kalifiye değil. Puanı tutmuş bir okul okumuş ama sahada karşılığı yok. Sonra veryansın, üniversite mezunuyum ve işsizim…
Bakın kim istemez çocuğunun iyi bir meslekte olup para kazanmasını ama birde gerçekler var. Herkes evladının gerçeğini görse, bilse bugün belki bir çoğu iş sahibi olacak.
İŞKUR 2022 raporuna göre iş var, işçi yok!
Ne demek bu?
Kalifiye elaman yok. Her yer ne iş olsa yaparım diyen gençlerle dolu!
Hem okuyup hem çalışma kültürü yok oldu …
Personel arayan fabrika, işin ehlini istiyor, kuruma ne iş olsa yaparım diyenler başvuruyor. Ve ne yazık ki bunların bir çoğu üniversite mezunu…
Bizim ülke olarak da şehir olarak ta fabrika ayarlarına dönme vaktimiz geldi de geçiyor.
Benim evladım taşı sıksa suyunu çıkarır diyen anne ve babalar aranıyor…