Erzurum Valiliği; İl Tarım ve Orman Müdürlüğü “Dünya Kadın Çiftçiler Günü’nü kadın çiftçilerimizle bir araya gelerek kutladı,” diye bir paylaşım yaptı.
Paylaşımda, Erzurum’da çiftçilik yapan kadınların yöresel kıyafeti olan ehramla görüntü vermesine yapılan haberlere, yorumlara, söylenenlere bir baktım, aman Allah’ım! İlk 4 maddenin tartışıldığı bu günlerde paylaşımın kasti ve bilerek yapıldığı, kadın haklarının nerede kaldığı, bunların nasıl çiftçi olduğu gibi gözleri dönmüşçesine Taliban’dan girip şeriattan çıkmışlar. Bu insanların nerede ya da ülkenin değerlerinden bu kadar uzak bir şekilde nasıl yaşadıklarına hayret ediyorum. Bu örtünün Erzurum Bayburt yöresine ait ehram-ihram adı verilen geleneksel kıyafet olduğunu bilmeyecek kadar cahil ve ideolojilerinden başka hayat tarzı tanımayan bir kitle var ülkemizde.
Ehramla neden görüntü verdiklerine gelince, benim 80 küsur yaşlarında Allah rahmet eylesin yaşlı bir komşum vardı. Eve her gittiğimde bu teyze sofrada ise sofradan kalkar, oturuyorsa yüzünü kapatır yada arkasını döner, yanımda bırakın konuşmayı bir su dahi içmezdi. Bu yaşlı teyze sadece bana has değil, bütün erkeklere karşı böyleydi. Bir gün kendisine “büyükanne, ben senin bırak çocuğunu torunun yaşındayım, benden kaçmana gerek yok, lütfen sofradan kalkma yemeğini ye” diye telkinde bulunmuştum. Çok kısık sesle “sen bana namahremsin” demişti. Büyükanne yada teyze 80 küsur yaşındaydı ve ayakta durmakta zorlanıyordu ki o kadar yaşlıydı. Ne benim ne de başka birinin ona yanlış gözle bakmayacağımızı aslında kendisi de çok iyi biliyordu. Ancak örf, adet ve dini yaşantıdan taviz vermeyerek yıllardır süregelen hayat tarzını devam ettiriyordu. 90 yaşına merdiven dayamış, namaz kılmak, Kuran okumak, yemek, içmek ve uyumaktan başka bir işi olmayan ehramlı ninenin şeriat getireceğini düşünmek şapkadan tavşan çıkarmak değil, tavşandan şapka çıkarmak olsa gerek(!) Hem kadınlar kıyafetinden de, halinden de memnun. Ne giydiğinden, nasıl yaşadığından, neyi örttüğünden size ne! Bu kininiz, kavganız, muhafazakârlara üst perdeden bakan tutumunuz ne zaman bitecek?
Köfteci Yusuf Sağı ve Solu Birleştirdi
Köfteci Yusuf olayını biliyorsunuz, geçen hafta değişmiştim. Gerek binlerce sosyal medya yorumlarına gerekse bana gelen tepkilere baktığımda koyu AK Partilisinden, aşırı solcusuna kadar vatandaşların pek çoğu RESMİ BELGE olduğu halde işletmenin böyle bir şey yaptığına dair ihtimal dahi vermedi. Hatta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “devletin görevi vatandaşın sağlıklı güvenilir gıdaya erişimini temin etmektir. Tarım Bakanlığımızın yaptığı denetimlerin gayesi budur,” açıklamasına rağmen geri adım atılmadı.
Bu aykırılığı iki nedene bağlıyorum. Birincisi Ak Parti seçmeninin Erdoğan’a ne kadar bağlı olsa da çevresine ve kurumlarına güvenmediği ortaya çıkıyor ki karşı çıkanların tamamına yakını domuz eti olayının kumpas olduğuna inanıyor. Bu da bize, doğru bir şey yapılsa dahi devlet kurumlarının aşırı şekilde yıpranmasından dolayı güvenin diplerde olduğunu gösteriyor. İkincisi ise özellikle Kemalist ve liberal vatandaşların, muhafazakar diyebileceğimiz işletmeye destek çıkması “Ak Parti ne yapıyorsa tam tersi doğrudur” gibi algıdan vuku buluyor. Burada dikkat çeken ana fikir, Ak Parti iktidarında ilk defa sağ görüşlü vatandaşlarla, sol görüşlü yurttaşların aynı safta birleşerek Köfteci Yusuf’a sahip çıkmaları oldu...
Son olarak Köfteci Yusuf’a bir kaç soru ile konuyu burada kapatmak istiyorum. 1- Ürünlerinizde domuz eti olmadığını öne sürüp, kumpas olduğunu dile getiriyorsunuz. Köftelerinizi neden ulusal ya da uluslararası akredite bir laboratuvara göndermiyorsunuz? 2- Kumpas diyorsunuz, kim bu kumpası yapan? Çektiğiniz videoda aile geçmişinizi açıklayana kadar kumpas yapana dair ipucu verseydiniz, kamuoyu da ona göre fikir beyan etseydi. 3- 12 bin çalışan içerisinde size kumpas kuran oldu ise onun sorumluluğunu ne Bakanlığa, ne de domuz etine karşı çıkan halka mal edemezsiniz, her şeye rağmen sorumlusu şirketiniz ve sizsiniz...
İsrafın Gölgesinde 750 Lira Kesinti
Kredi kartı limiti 100 bin liranın üzerinde olan kullanıcılardan her yıl düzenli olarak 750 lira savunma sanayi için kesinti talep ediliyordu. Ancak toplumsal baskı o kadar yoğun bir şekilde verildi ki düzenlemeyi ertelemek, bana göre bir daha gündeme getirmemek üzere iptal etmek zorunda kalındı. Bu konudaki görüşlerimi Pusula Gazetesi’ne hafta içi belirtmiştim.
Konuya farklı noktadan yaklaşmak gerekirse aslında savunma sanayi için yılda 750 lira gibi bir ücreti yurdum insanı seve seve hiç tereddüt etmeden verir. Ancak burada sorun yukarıda belirttiğim gibi kurumlara olan güvensizlikten kaynaklı isteksizlikten doğan tepkilerdir. Hafta içi TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’nu dinlemişsinizdir. Eski yönetim Avrupa maçlarında sadece keyifleri için 165 milyon lirayı (özerk bir federasyon görünse de kamu kurumudur) harcamış, dönmüşler. Vatandaşlar haklı olarak makam araçları, sucuk partileri, her imkandan faydalanma, seyahat gibi harcamalara; “önce bu ve bunun gibi yüzlerce belki binlerce israfın önüne geç, sonra bizden iki katı sadece savunma sanayi için değil, her kurum için talep et” diyor. Peki Mehmet Büyükekşi ve yönetimine bu harcamalara karşı herhangi bir yaptırım uygulanacak mı? Tabi ki hayır! İşte vatandaşın vergi verirken iki kere düşmesinin sebebi bu israfları yapanlara karşı herhangi bir ceza verilmemesi ve yapanın yaptığıyla hayatına devam etmesi...
Sayın Yazar, ehram birilerine bat.. ehram Erzurum'un kültürü ve değeridir. Ne yani bunu yazanlar gibi, bilmem nerelerini açmak medeniyetse, o zaman köpeklerin oraları açık, köpekler medeni mi diyeceğiz. Bu giyim tarzı birr inancın ve bir kültürün birikimidir. Erzurum'a, Erzurumlu ya kimse ağız açamaz, açarsa o ağzı kırar, ezeriz. Erzurum tarih boyunca, Anadolu'nun serhat şehri olmuş, gelen dış güçleri burada eriterek yurda sokmamiş, ülkemizi bütün tehlikelerden korumuş ve kurtarmıştır. Erzurum denince herkes önce selam durur sonra da saygı gösterir. Bu ağzı bozuklar önce o pis ağızlarını çalkalayın temizlesinler, sonra temiz ağızla, temiz, duru ,saf,pak Erzurum'un ismini ağızlarına alsınlar. Erzurum candır can. Bu cana birileri kurban olsunlar. Tarih durdukça, Erzurum ve Erzurumlu Dadaş, bu topraklarda her zaman var olacaktır. Bak davul ne diyor, dan dan dan, ben bu sese vurgunum can can can. Selamlar.