Ülkede gün geçmiyor ki sanal bahis, uyuşturucu ve çocuk pornosu operasyonları yapılmasın. İşin en can yakıcı tarafı, bu suçların artık büyükşehirlerle sınırlı kalmayıp Anadolu kentlerine hatta kadim şehir Erzurum’a kadar sirayet etmiş olması...
Bu suçlar artık münferit değil, operasyonlarda her camiadan isimler gözaltına alınıyor. Hatta son yıllarda “toplumun aydınları” diye tarif edilen beyaz yakalı kesimden isimlerin bile bu bataklığa bulaştıklarına şahit oluyoruz.
***
Erzurum gibi muhafazakar yapısıyla bilinen, aile bağlarının güçlü olduğu bir şehirde sanal bahis denilen tuzağın bu kadar yayılması düşündürücü. Tabiri caizse kelli felli, makam sahibi nice isim bugün sanal bahisin kurbanı. İş dünyasından tanınan, itibarlı kişiler boğazına kadar bataklığa saplanmış durumda. Öğrenci, ev hanımı, esnaf; bu çarka elini kaptırmış ve çıkamıyor.
İçişleri Bakanlığı neredeyse iki günde bir bu suçlara yönelik operasyon yapıyor. Dikkat edin; bu operasyonların bir ucunda çoğu zaman Erzurum var. Ya gözaltı listelerinde ya dijital ağların bağlantı noktalarında ya da mağdur hikâyelerinde bu şehir karşımıza çıkıyor.
Türkiye genelinde uyuşturucu kullanım oranı AB ülkelerine göre düşük gösterilse bile Erzurum özelinde tablo alarm veriyor. Özellikle gençler arasında yasaklı maddeye erişimin kolaylaşması, sanal bahisle birleştiğinde çok daha tehlikeli bir sosyal yaraya dönüşüyor.
***
Çocuk pornosu meselesine gelince…
Açıkçası bu başlık Erzurum için utanç verici. Maneviyatıyla övünen bir şehirde bu tür sapkınlıkların konuşuluyor olması bile başlı başına bir çöküş göstergesi. Bu kadar sapkın ülkede ne ara türedi?
Hep mi vardı, yoksa artık pervasızca mı ortaya çıkıyorlar bilmiyorum. Ancak bilinen bir gerçek var; Erzurum’da da bu işlere karışan, meslek sahibi, toplumda karşılığı olan isimler mevcut!
Devlet elbette mücadele ediyor. Polisiye tedbirler, operasyonlar, tutuklamalar yapılıyor. Ama sorulması gereken asıl soru şu: Erzurum gibi bir şehirde bu ahlaki erozyonu sadece cezalarla durdurmak mümkün mü?
***
Bakın, Erzurum’da sanal bahise bulaşan bir kişi öylesine büyük bir borcun altına giriyor ki ne yapacağını şaşırıyor. Borcu kapatmak için her yolu deniyor, olmuyor. Tüm birikimini kaybediyor. Evinde huzur kalmıyor. Tartışmalar, kavgalar derken yuvası dağılıyor. Ve sonunda düştüğü kuyudan çıkamayınca hayatına son veriyor. Geriye yetim çocuklar, dul kalmış bir eş ve milyonlarca liralık borç kalıyor.
Bu sadece tek bir hikaye değil. Erzurum’da fısıltı halinde konuşulan, ama yüksek sesle dile getirilmeyen benzer vakalar var. Ve bu hikayelerin benzerleri her gün Türkiye’nin başka şehirlerinde de yaşanıyor.
Biz sadece kadın cinayetlerini konuşurken, Anadolu’nun birçok kentinde sanal bahis ve uyuşturucu yüzünden onlarca, yüzlerce kadın şiddetin başka bir yüzüyle mücadele ediyor. Yoksulluk, borç, psikolojik çöküş ve parçalanmış aileler...
***
Türkiye’de kumarhaneler yasak ama şehrimizde herkesin cebindeki telefon artık bir sanal kumarhane! Ekranlarda görünen operasyon haberleri buzdağının yalnızca görünen kısmı. Erzurum ayağını biraz kazısanız, karşınıza ürkütücü bir tablo çıkar.
Şunu açıkça söylemek gerekiyor: Adı sanal, yaşattıkları gerçek olan bu suçlar için Erzurum özelinde de ciddi, caydırıcı ve uzun vadeli politikalar üretilmezse, kolay yoldan zengin olma hayaliyle çıkılan bu mayınlı yolda bu şehir çok daha büyük kayıplar verecek.
Sevda hanım şu araştırma hastanesi ve şehir hastanesindeki otopark sıkıntısınıda bi araştırırımısınız , niye kimse ilgilenmiyor ,
Sayın hemşerim ilk defa Erzurum 'un son yıllarda düştüğü durumu medeni cesaret ile görüp, duyup, kaleme alan Erzurum sevdalısı olduğunuz için yürekten tebrik ederim. Eminim 'ki sizi yazılarınızdan rahatsız olup aforoz etmek isteyen çok kişi vardır. Bu ve benzeri ayyuka çıkan herkesin bildiği fakat görmezden duymazdan gelen bir sürü bol keseden atan kişiler eleştiri yapanlara hakaret ederek yok efendim kadayıf dolması, cağ kebabı gibi artık gariban vatandaşın yiyemeyeceği şeylerle memleketimizi anlatıyor. Kırk beş yıldır gurbette yaşıyorum, içinde yaşayanlardan çok fazla Erzurum yerel ve sosyal medyadan takip ediyorum. Her geçen gün, ay, yıl küçülen unutulan büyük şehir sıfatını kaybedecek duruma gelen memleket olmuş. İFLAH OLMAZ FAKAT MEVLAYA EMANET OLSUN ERZURUM
bu işlerin sorumlusu beceriksiz yönetimlerdir. Kimse işini yapmıyor,