Tarih sahnesinde iz bırakan insanlar vardır; Gürsoy Solmaz da onlardan biri. Ortaçağ Ana Bilim Dalı’nda akademisyen olan Gürsoy Hoca, seksenli yılların hızlı öğrencisi, mücadele insanı ve akademinin yüz akı olarak Erzurum’a bir Erzurumludan daha fazla eser kazandırmış önemli bir isimdir. 1997 yılında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nden Erzurum’a gelen ve öğrencilerinin gönlünde taht kuran Solmaz Hoca, tarihe olan tutkusuyla derslerine ayrı bir anlam kattı. Uzun boyu ve kıvırcık saçlarıyla dikkat çeken bu koca yürek, Sarıkamış'ın soğuk rüzgarlarını içtenlikle hissederken, Erzurum'un her taşında, her sokağında bir hikâye aradı, buldu ve kalemine sarıldı.
Erzurum’la ilgili onlarca kitap yazan bu usta tarihçi, sadece geçmişi değil, bugünü de büyük bir ustalıkla okur. Şehir dışı gezileriyle öğrencilerine ufuk açan Gürsoy Hoca, üniversite öğrencilerini şehir dışına çıkarır, serhat şehrimiz Kars’a ve gölüyle meşhur olan Van’a götürür, bu yerleri anlatır ve notlar aldırırdı. Öğrencilerine kitap aldırarak onların kütüphanelerinin oluşmasına vesile olurdu. Hareketli, enerjik ve günü yakalayan tavrıyla her an etrafını yeni bilgilerle besler. "Gani gani" diyerek bolca bilgi, hikaye ve anekdot paylaşma arzusunu yansıtır; öğrencilerine bilgi birikimini cömertçe aktarma hevesiyle tarihi olayların derinliklerine inmeye davet eder.
Odasına geleni boş göndermeyen, kapısı her daim açık olan, haksızlığa tahammülü olmayan hocamız, üniversite yıllarımızda gece derslerinden çıkışlarda Mediko tesislerinde sık sık bir araya gelir, bazen yemek yer, bazen de çay içme etkinlikleri düzenlerdik. Bu keyifli anlar, derslerde öğrendiklerimizi pekiştiren ve ilişkilerimizi güçlendiren unutulmaz anılardı. Hoca, zaman zaman bu buluşmalarda samimi sohbetlerimizle tarihin derinliklerine dalmamızı sağlardı. Ayrıca, kış aylarında eğlenceli kartopu savaşları düzenleyerek, gençlik coşkusunu paylaşmayı da ihmal etmezdik.
Bir gün ben, Ankaralı Osman, Sinoplu Mustafa, Urfalı Mahmut, Antalyalı Mehmet ve Maraşlı Harun, Gürsoy Hoca'nın evini boyamak için toplandık. Evi boyamaya çalışırken o kadar çok tiner kullandık ki, hocamız bu duruma şaşırmıştı. 25 kg boya ile sadece bir odayı boyadık; halbuki biz boyacı değildik, Mehmet'in oyununa gelmiştik. Mehmet'in şakasıyla yola çıkmıştık ve sonuç olarak, adeta evi boyamak yerine evi bitirdik desek yeridir. Ancak Gürsoy Hoca yine de bize bir şey demedi. Güler yüzüyle bu durumu karşıladı, bu da onun ne kadar hoşgörülü bir insan olduğunu bir kez daha gösterdi.
Torunlarının gözünde bilge bir dede, eşine olan derin sevgisiyle bir sevda adamıydı. Hayatında hep bir adım önde olan tarih aşkıyla ve yazılarında bize gösterdiği büyük gönül zenginliğiyle Gürsoy Solmaz, Erzurum’un sessiz kahramanlarından biri olarak hafızalarda yaşamaya devam ediyor. "Farzı muhal" diyerek olasılıkları tartıştığı anlarda, tarihin karmaşık yapısını daha anlaşılır kılmayı başardı. Her ders, bilgi dolu bir yolculuğa dönüştü; "gani gani" bilgilerle dolup taşan bir serüven haline geldi.
Biz Gürsoy Hoca'dan çok şey öğrendik: hayatı, yaşama sevincini, tarihi, sevmeyi ve sevilmeyi. Hocam, iyi ki varsın, iyi ki hayatımıza girmişsin, ömrün uzun olsun.
Tebrikler.
Gürsoy Hoca’nın eski bir öğrencisi olarak yıllar geçse de onun derslerinde aldığım ilhamı hiç unutmadım. Şimdi 47 yaşındayım ve geriye dönüp baktığımda, Gürsoy Hoca’nın sadece akademik anlamda değil, insani olarak da bana çok şey kattığını anlıyorum. O, sadece tarih anlatmadı. Hepimizi dinlerdi. Öğrenci halimizden anlardı. Bize destek olurdu. Bazen sıkışmış hissettiğimizde yanımıza gelip bir iki kelimeyle dertlerimize derman olurdu. Bir hocadan fazlasıydı. Yardımseverliği, o sıcacık tavırlarıyla herkese dokunurdu. Onunla geçen zamanlar, hayatımın en değerli anılarından biri olarak kaldı. Gürsoy Hoca, sadece bir hoca değil, bir insan olarak da hepimizin gönlünde taht kurdu. Ellerinizden öperim. Taner Hocam, değerli hocamı kaleme aldığınız için size de teşekkür ederim.
Gürsoy Hoca’nın eski bir öğrencisi olarak söylemeliyim ki, onun sadece bir tarihçi değil, aynı zamanda öğrenci halinden anlayan, yardımsever bir insan olduğunu hepimiz yakından gördük. Bilgeliği kadar alçakgönüllü oluşu ve her zaman yardıma hazır olması, onu öğrencilerinin gözünde özel bir yere koyardı. Dersleri sadece akademik bilgi değil, aynı zamanda hayat dersleriyle doluydu. Gürsoy Hoca’nın desteği ve anlayışı, akademik kariyerimde ve kişisel gelişimimde büyük rol oynadı.
Gürsoy Hoca'nın hem iyi bir tarihçi hem de gönül adamı olarak anılması, onun bilgi birikimiyle birlikte insanlara olan samimi yaklaşımını da gözler önüne seriyor. Bilgiyle insan sevgisini harmanlayarak tarih anlatan birinin bıraktığı iz, her zaman toplumda derin bir saygı uyandırır.
Gürsoy Hoca’nın "iyi bir tarihçi ve iyi bir gönül adamı" olarak anılması, sadece tarihsel bilgiye olan hakimiyetini değil, aynı zamanda insanlara dokunan yönünü de ön plana çıkarıyor. Onun akademik kariyeri boyunca birikimini genç nesillere aktarması, geniş tarih bilgisini herkesle paylaşması, yalnızca bir eğitimci değil, aynı zamanda bir yol gösterici olduğunun kanıtıdır. İnsani değerlerle yoğrulmuş, gönül kazanmayı bilen bir akademisyenin topluma kattıkları, her daim hatırlanmaya değer. Gürsoy Hoca, tarihe olan derin sevgisi ve insanlara olan içtenliğiyle örnek bir şahsiyet olarak öne çıkıyor. Hocamıza sonsuz saygılarımla
Teşekkürler ????