Hepimiz mum ateşi önündeki üç kelebek gibiyiz
Âşıklar cihanında bir efsaneyiz her birimiz
Siz kelebeğin hikâyesini bilir misiniz?
Kısacık ömrünü ateşe pervane, feda etmeye gönüllü kelebeğinkini…
Canını yakmaya can atan kelebeğinkini…
Yüreğinin ateşinden düşen kozla cesedine ateşlerden ateş beğendireninkini…
Siz, ateşin etrafında sema eden kelebeği hiç içiniz de gördünüz mü?
Hissettiniz mi onu?
Bildiniz mi, tanıdınız mı, kendinizden bir parça belleyip onurlandınız mı?
Sizin kelebeğinizin de nârın etrafında döndü mü başı?
Gönlünüz bir kelebek, ruhunuz aydınlığın emrine ram, ölmeden dirilmenin mümkünsüz olduğunu anladınız mı?
Yoksa sadece uzaktan bakıp acıdınız mı?
Onsuz olmanın kederiyle, kendinize kahretmek yerine…
Kibirle can sandığınız gölgenizin size kalacağına mı sevindiniz?
Siz, ömrünüzü ne zamandan beridir kelebeğinkinden çok beller oldunuz?
Kim öğretti size bu hakikatsiz iftirayı!
Kim sizi bir kelebekten daha korkak olmaya çağırdı…
Ve siz onu kim zannedip emrine ram oldunuz?
Yanılgınız şimdi size yanacak bir ateş bile bırakmadı…
Sizin ömrünüz artık kelebeğinkinden çok daha kısa…
Anlamsız…
Bir ateşe yanıp kül olmanın mestliğini bilmeden toprak olmaya…
Ruhunuzu ne yapsanız çürüyecek bir kadehin önünde eğilmeye…
Ebeden mahkûm ettiniz!
Siz aşktan vazgeçtiyseniz…
Aşk sizi sonsuza kadar yok sayacak!
Hazreti Mevlana’nın üç kelebeği vardı…
Her biri âşıklar cihanında efsane…
Biri ateşe yaklaşan…
Diğer etrafında dönen…
Ve içine atan kendini!
Sizin hiç olamayacağınız kadar aşka yaklaşan üç kelebeğini Pir’in, duymaya ve yanmaya var mısınız?
Hepimiz mum ateşi önündeki üç kelebek gibiyiz
Âşıklar cihanında bir efsaneyiz her birimiz
İlki ateşe yaklaşmış ve demiş: ben aşkı biliyorum, aşkı anlıyorum
İkincisi ateşin yakınında yavaşça kanat çırpmış ve demiş: aşkın ateşinde yandım
Üçüncüsü kendini ateşin ta ortasına atmış
Evet, evet, budur işte gerçek aşkın anlamı!
Ey güneş gel çünkü
Onun emriyle bütün evren raks ediyor
Mutluluktan perişan ruhlar raks ediyor
Kulağına nerede raks ettiklerini söyleyeceğim
Havada ve çöldeki tüm zerreler
İyi bilin, onlar sanki bizim gibi deli divaneler
Her bir zerre ister mutlu ister mahzun
Nedenini sormadan güneş divanesi olmuşlar