Kahramanmaraş depreminden sonra kamuoyunda sürekli dillendirilen gündem, can kayıpları ile beraber Marmara’da meydana gelecek bir depremle ülke ekonomisinin derin yara alacağından kaynaklı planların yer alması. Bu nedenden dolayı uzmanların gündeme taşıdığı tedbirlerden bir tanesi Marmara Bölgesi’ndeki fabrikaların İç Anadolu’ya taşınması.
Konunun Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde dahi masaya yatırıldığı, Ankara, Konya, Nevşehir, Aksaray ve Niğde gibi illerin gündemde olduğu, fabrikaların bu illere taşınacağı yönünde çalışmaların devam ettiğini iktidara yakın gazete ve yazarlar köşelerine taşıdı.
İşsizliğin yoğun olduğu, devamlı göç verildiği, hatta 10 gençten 7’sinin Erzurum’u terk etmek istediği bir ortamda, yatırımların Doğu Anadolu’ya neden taşınmadığı, Doğu Anadolu’da ki illerin neden gündeme alınmadığını artık sorgulamamız ve ısrarcı olmamız gerekiyor.
Tabi Doğu Anadolu bölgesine neden yatırım yapılmadığına dair hep aynı gerçekler öne sürülerek bir şekilde haklılık payı çıkaranlar olacaktır.
Öncelikle Doğu Anadolu’nun hiç bir il ve ilçesinde kalifiye eleman temin etme de sorun yaşanacağını sanmıyorum. Yeter ki maaş, mesai ve sosyal hayatta gereken değer verilsin. İşçiler 12 saat çalıştırılıp 250 lira yevmiyeye mahkum edilmesin. Lojistik noktasında yakıt pahalı olabilir. Ancak yılda 25 milyon ton taşımacılık yapan TCDD, yanı başımızdan geçiyor. Bu imkan değerlendirilerek fırsata dönüştürülebilir.
Erzurum özelinde üniversite öğrencileri haricinde kent ekonomisine elle tutulur bir katkı yoktur. Sağlık ve turizm alanında atılan adımlar heyecan yaratsa da yeterli değildir. İkinci Organize Sanayi’nin hali ortada! Erzurum’a yıllar boyu normalin üstünde devlet memuru istihdam edilerek yatırım yapılmadı ve sadece memur şehri olarak kaldı. Bu nedenle Marmara Bölgesi’nden taşınması düşünülen yatırımların birazını Doğu Anadolu’ya taşımak hiç zor değil, yeter ki istenilsin.
Verilerle Doğu Anadolu’nun Hali
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın verilerine göre bu yıl ocak-haziran döneminde alınan teşvik belgesi sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 48,3 artarak 8 bin 166 adet, belgeler kapsamında gerçekleşecek yatırımların tutarı yüzde 62,8 artışla 524,9 milyar lira ve istihdam yaratılacak kişi sayısı da yüzde 11,5 artışla 179 bin 435 olmuş.
Son 6 ayda İç Anadolu’da 59,2 milyar lira, Güneydoğu’da 48,1 miyar lira, Karadeniz’de 26,3 milyar liralık yatırım için teşvik alınırken, Doğu Anadolu’ya yönelik yatırımlar 10,4 milyarda kalmış. Geçen yılın aynı dönemine göre Güneydoğu yatırımda yüzde 125,7, İç Anadolu yüzde 108,2, Karadeniz yüzde 20,2 artış göstermiş. Doğu Anadolu’ya yönelik yatırım tutarı ise yüzde 2,2 oranında azalmış.
Yani ilk altı aylık dönemine göre toplam yatırım hacminde İç Anadolu’nun payı yüzde 11,9’dan yüzde 15,3’e, Güneydoğu’nun payı yüzde 6,6’dan yüzde 9,2’ye yükselirken, Doğu Anadolu’nun payı yüzde 3,3’ten yüzde 2’ye gerilemiş.
Batıdan boşaltılması düşünülen fabrikaların neden Doğu Anadolu’ya taşınması gerektiğinin en açık gerekçesi Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın yukarıda paylaştığı verilerdir.
Yine İlk Evim, Yine Aynı Senaryo
Hükümetin ilk kez ev alacaklar için 1,20 faizli, 180 ay vade kampanyası, tedbir alınmazsa faydadan ziyade zarar getirir. Geçmiş yıllarda pek çok kez olduğu gibi düşük krediden faydalanmak için aile mensubuna evin satılması, bir gecede ev fiyatlarının yüzde 20 zamlanması gibi fırsatçılara mutlaka önlem alınmalıdır.
Çalışmaları yürütülen düzenleme, konut fiyatları azda olsa düşmüşken tekrar tırmanışa geçirecektir. Ve bu gerçeği yetkililerin bilmemesi önemli bir eksiktir, bilip de böyle bir çalışmaya önlem almadan ısrar edilmesi daha vahimdir.
Gerek konut piyasasının canlanması, gerek arz ve talebin arasında ki farkın azda olsa kapanması, gerekse ekonomiye can suyu olması için şu an elde ki en iyi enstrüman TOKİ’dir. Bu tür kredili kampanyalar yaparak hep aynı sorunlarla karşılaşmak yerine devlet gücüyle bu sektör kontrol edilebilir.
Çünkü son yıllarda TOKİ, hem ödemeler, hem de fiyatlar noktasında müteahhitlerden farklı çalışmıyor. Vatandaş fazladan ücret ödeyecekse TOKİ’ye ödesin ki kandırılsa da devlet kazansın.