Ekonomi yönetiminin, ek vergiler, sıkılaştırmaya yönelik kemer sıkma, finansal politikalarda tasarruf gibi programların ya da dedikoduların kamuoyuna yansıması, bazen bu kadarına da pes dedirtiyor.
Dedikodu olduğuna ihtimal vermediğim bir program vardı ki vatandaşların pek çoğunun ya varlığını elinden almaya, ya da yıllarca bankaların esareti altında kalmaya itiyordu. ‘Kredi kartına olan borcun asgarisini üç kere ödeyenin kartı bloke olacak’ ve borcun tamamı ödenmek zorunda kalınacak gibi planlamaya kamuoyunda aşırı tepki verildi ve tepkiler üzerine geri adım atılarak “tekrar ele alınacak” deniliyor. Diyelim ki kamuoyunda tepki oluşmadı ve program bu haliyle yürürlüğe girdi. Sonra ki süreçte hiç mi Allah’tan korkmayacaksınız ve Erzurum’da emekli amcayı, asgari ücretliyi, yevmiye alan garsonu bankaların kucağına bırakacaksınız. Hiç mi düşünmüyorsunuz, 17 bin lira verdiğiniz asgari ücretli, 10 bin lira alan emekli bu pahalılıkta hayatını nasıl idame ettiriyor?
Sanki sıkılaştırma denilerek uygulamaların dozu biraz kaçıyor gibi. Bunun adı sıkılaştırma politikası değil düpedüz vatandaşları bilerek, isteyerek borç batağına sürmektir! Mevcut haliyle dahi Nisan 2024’te kredi kartı borcu nedeniyle yasal takibe düşmüş kişiler geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 90,8 artarak 125 bine ulaşmışken, bizler 90 gün olan yasal takip süresinin geçici olarak 180 güne çıkarılması ve borçların yapılandırılmasını talep ediyorken, kredi kartı asgari ödeme kısıtlamasının bırakın uygulanmasını aklınızdan bile geçirilmesinin halk nezdinde kumpas olarak algınlığını bilmenizi isterim.
Sigara Gerçekleri Neden Gizleniyor?
Bazen yazılarımda belirtiyorum ya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ülkenin gerçekleri ile ilgili bilgilendirmiyorlar. Bilgilendirdikleri de yarım yamalak! İşlerine böyle geldiği için mi, Cumhurbaşkanı’na hoş görünmek için mi, ya da iş yapıyormuş gibi algı oluşturmak için mi gerçekleri neden gizlediklerini anlamıyorum.
Konumuz, sigara tüketimine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Tavizsiz tavrımız neticesinde ülkemizde sigara kullanımında az da olsa bir gerileme yaşandığını memnuniyetle müşahede ediyoruz,” şeklinde açıklamaları. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu açıklamalarının ne bilimsel ne de sosyal hayatta hiç bir gerçekliliği yoktur. Daha yeni Avrupa Birliği İstatistik Ofisi raporuna göre Avrupa ülkelerinde en fazla sigara içilen ülke yüzde 29 ile Bulgaristan, ikinci ise yüzde 27,3 ile Türkiye olmuş. Bunun yanında benim ve ülkenin tamamının bildiği kaçak sigara satışının bandrollü sigara satışıyla neredeyse denk olduğunu ülkeyi yönetenlerin bilmemesine imkan yoktur.
Anlayacağınız sigaraya zam yapmakla satışların düştüğünü varsayanlar, faizi düşürmekle enflasyonun düşeceğini hesap edenler, kredi kartı asgari ödemesini kısıtlamakla ekonominin düzeleceğini düşünenler sonucunda ülkemiz bu hale geldi...
YKS’de Emanet Fırsatçılığı
Biliyorsunuz geçtiğimiz hafta sonu YKS’nin birinci, ikinci ve üçüncü oturum sınavları vardı. Öğrencilerin sınava giderken vazgeçilmezi telefon mutlaka ellerinde olur, belki otobüste rahatlamak için kulaklıkla yolculuk etmek isteyen olabilir, bir de evinin anahtarı üzerinde oldu mu öğrencinin vay haline!
YKS sınavına girişlerde okul önlerinde bekleyen emanetçiler parça başına 20 lira almışlar! Bu nasıl bir fırsatçılıktır ki telefon, kulaklık ve anahtar bırakan öğrenciden 60 lira alınmış. Burada amaç çaresiz insanlara yardımcı olmak mı yoksa fahiş gelir elde emek mi? Okul yönetiminin bilgisi olmadan bu tarifeyi kimse uygulayamaz. Öğrencilerin çaresizliğinden nemalananlara karşı Milli Eğitim İl Müdürlüğü veya Bakanlığın, iznin kimden alındığını, bu ücretlerin kime gittiğini ve nereye harcandığını araştırması gerekir.
Zamanında Gelenin Hakkı Ne Olacak?
Konu ile alakalı bir tartışmada öğrencilerin sınava geç kalmasından dolayı oluşan mağduriyetlere gelen tepkilerdi. Bazıları geç kalmasında bir mahsur yoktur, ne kadar geç gelirse kendi süresinden gider, bazıları da “olur mu öyle şey, üniversite sınavı basit bir sınav değil kuralları olması gerekir,” dedi. İkinci söylemin dediği gibi üniversite sınavı basit bir sınav olmadığı gibi o gün ciddiyetin en üst safhada hasıl olması gerekir.
Bir kere kimlik unutma nezaretini kesinlikle kabul etmiyorum. Heyecanda olsa kimlik unutulmaz, kimliği unutan da kusura bakmayın sonucuna katlanacak. Diğer bir husus trafik kazası, yolun kapalı olma durumları gibi mazeretlerle oluşan mağduriyet. Bu konuda bir şey diyemem ancak 1 yıl boyunca gecesini gündüzünü bu gün için harcamış öğrenci her geç kalanın sınav salonuna girişinde mutlaka başını kaldıracak ve o andan itibaren dikkati ve motivasyonu dağılacaktır. Bu nedenle gençlerin geleceğinin en önemli noktası olan bir sınavda ciddiyetle hareket edilmeli ve zamanında gelenlerin haklarına saygı duyulmalıdır.
Bina Önünde Kurban Kesmek Yasak
Yarın kurban bayramı. Yaz sıcağında şehir merkezinde kesilen kurbanlardan dolayı çöp kutuları kenarına bırakılan hayvan pislikleri, iç organlar ve kellelerin oluşturduğu atıklardan meydana gelen koku ve kötü görüntü uzun bir süre gitmiyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kurbandan arda kalan atıkları etrafta bırakanlara 4 bin 810 lira, yasak alanlarda kurban kesenlere ise 11 bin 540 lira ceza kesecek. Yani park, bahçe, cadde, sokak, bina önleri, meydan gibi umuma açık alanlarda kurban kesilemeyecek.
Müslümanlar, Allah’a olan kulluk görevini yerine getirirken tüm insanlığın hakkını gözetmesi gerekir. Çevreye bırakılan pis kokular birilerini rahatsız ediyorsa daha duyarlı davranışla hareket edilmelidir. Ki bakanlık yetkilileri, belediye ekipleri ve kolluk kuvvetleri bayram günü yoğun denetim yapacaklar. Bu nedenle hem komşu hakkına girmemek, hem de idari para cezası yememek için belediye tarafından ilan edilen bölgede kurban kesimi yapılması doğru ve ahlaki davranış olacaktır. Bu düşüncelerle Kurban Bayramı’nızı kutlar, tüm İslam âlemine hayırlara vesile olmasını dilerim.
Millet inim inim inliyor, canı çıktı, yaşam savaşı veriyor, bunlar daha iktidarda kalmak için birbirlerine zarf atıp kart kullanıyorlar. Ülke bu hale gelmiş, millet perişanmiş,hiç umurlarında bile değil, halen bu ortaklığı nasıl biraz daha devam ettirip, sanki nasıl biraz daha, bu güzelim ülke geriye gider, içindeler, ülke telaşlarinda değil.Bunun için de biraz daha uzatmaları oynuyorlar.Ülke ateş almış yanıyor, millet aç ve perişan, bunlar yüklerine yük katmak derdindeler. Yeter artık halk dayanamıyor.Geçende, bir vekil, birkaç görevde olan kendi adamlarının, 270,250,180,170 bin,TLgibi ballı maaşlarını söyledi. Peki sizden olmayıp vergi veren, askerliğini yapmış,kanunlara bağlı olanlar kimin adam?. Niçin bu ülkeyi, bu halkı böyle kutuplaştırdınız, kamplaştırdınız?.Yazık, günah değil mi bu millete?. Halen daha satafat, şaşaa, debdebe, saltanat son sürat devam ediyor.Halka sabır tavsiye edip,tasarrufu fakir, yoksul, aç halka yüklüyorsunuz. Selamlar. Hoşçakalın. Hayırlı bayramlar.
Sayın Yazar Kardeşim, yine çok güzel, hiçbir etki altında kalmadan, gerçek bir gazetecilik yaparak gerçekleri yazmışsınız. Teşekkür ederim. Vallahi aç 15,yoksul 53 milyon insanda ne kemer ne ümük ne ruh ne can kaldı. Faiz artırmak çözüm değil. Para, maliye ve yapısal politika ve reformlar birlikte yapılmadıkça bu yüksek enflasyon düşmez. Bu da yapılamıyor. Artık bu AKP'nin bu ülkeye vereceği bir şey yoktur, AKP bitmiştir. O güzelim, bu ülkeyi bu hâle bunlar getirdi, sorumlusu bunlardır. Ekonominin işleyen çarklarını bunlar bozdular, artık tamir tutmuyor. Yok 2025'te, yok 2026'da düzelecekmiş. Hah hah güldürmeyin. Her şey,22 yıldır ellerinde idi. Neden bu ülkeyi daha iyiye götürmediler de bu ülkeyi aç, yoksul, fakir, perişan hale getirdiler. Bizi kıskanan Almanya 4.7 trilyon dolar milli gelirle, 2023' de dünyanın ,4.ülkesi iken, bu gün 3. sırasına oturdu, biz de 16.sıradan, 23' e düştük. Demek ülke kötü yönetilmiş,zaten ortada. Bir an önce erken seçime gidilip, ülke kurtarılmalıdır.