İnsan hayata veda ettiğinde ilk olarak neyi kaybeder? Bu sorunun biliyorum ki hepimizde çok farklı bir karşılığı vardır. Sonuçta hepimizin cevabı da farklı olacaktır. Yıllarca emek verip, sonunda aldığımız ve başımızı soktuğumuz sıcacık yuvamız mıdır ilk kaybettiğimiz? Olabilir, ama sorunun cevabı değildir. Yoksa ayağımızı yerden kessin deyip bin bir meşakkatle satın aldığımız arabamız mı yoksa ölümle birlikte ilk kaybettiğimiz şeyin doğru cevabı. Araba cevabı da bence cevap olarak doğru kabul edilemez. Hayatımızı devam ettirebilmek, yeni bir yuva kurmak veya yuvanın kurulmasından sonra o yuvanın en değerlileri olan çocuklarımıza helalinden ekmek getirebilmek için çalışma hayatına dâhil olduğumuz işimiz yoksa cevap. Ne yazık ki bu cevapta doğru olarak kabul edilmedi. Pekâlâ dediğiniz duyar gibiyim. O zaman hocam sorunuz cevabı olarak dünya saadeti için her şeyimizle birbirimize söz verdiğimiz ahretliğimiz mi? Eşimizde aslında ilk kaybettiğimiz şey değildir. O zaman dünyanın lezzeti olan, yaşam kaynağımız, yarınları için plan yaptığımız çocuklarımız diye yeni cevap verelim. Bu da değil. Anlaşıldı. Siz aslında ilk kaybettiğimiz şeyin banka hesaplarında duran gayrı menkuller cevabını bekliyorsunuz. Paramız, ziynet eşyalarımız, hisse senetlerimiz, borsada ki kâğıtlarımız da bizim ölümle beraber kaybettiğimiz ilk şey değildir. Konu, komşu, eş, dost, çoluk, çocuk, iş yâda bir başka şey bu sorumuzun cevabı olamazdı, zaten cevap bunlar değildir. Bir de şöyle düşündüreyim size, dünya yolculuğu sona eren birinin haberi size geldiğinde ilk aklınıza gelen nedir? Soru içinde başka bir soru daha. Evet, aslında cevaba şimdi biraz daha yaklaştınız. Eğer düşündüğünüz şey doğru ise ölümle beraber ilk kaybedilen şey de böylelikle ortaya çıkmış olacak. Elbette ki ölen kişinin cenaze namazının kılınması ölüm haberinin gelmesiyle aklımıza gelen düşünce olur. İşte burada ilk sorunun cevabı da verilmiş oldu. Cenaze namazı ve cenazesi kılınacak kişiyle ilgili düşünceler. Hiç birimiz ölen kişinin adını vermeden hemen cenaze namazının kılınacağı yeri öğrenmeye çalışırız. Yani demem o kişi öldüğümüzde ilk kaybettiğimiz şey aslında ismimiz olur. Ölümün gerçekleştiği o an yeryüzünden ilk adımız silinir ve biz artık cenaze olarak adlandırılırız. Cenaze namazı ne zaman kılınacak? Cenaze nerede yıkanacak? Cenazeyi kim almaya gidecek? Cenaze işlemlerini kim takip edecek? Cenazeyi taşırken aman dikkat edin yer düşmesin gibi sözler havada artık uçuşmaktadır. Evet, canlar artık siz bir cenazesiniz. O bel bağladığınız üç günlük dünya sizin adınızı daha ayrılığınızın ilk anında sildi. Cenaze yukarı, cenaze aşağı ve siz sadece cenazesiniz. Ali’nin veya Veli’nin evi değil, cenaze evinin bir süre daha söz konusu edildiği kişisiniz. Bilesiniz ki birkaç gün sonrada o hükmünüzde bitecek ve isminle beraber, cenazeliğinde sona erecektir. Cenaze arabasında kayan yazılarla adına yer verilecek merak etme. O da kayarak.
İşte böyle dünya yolcusu, geldin ve gidiyorsun. İsmin Âdemdi, dünya sana, sende dünyaya çok anlamlar yüklemiştin. Dünya verdiğini aldı ve yine seni bir âdemoğlu olarak uğurladı. Geride yaptıklarınla beraber insanlarla beraberliğinde biriktirdiğin anıların kaldı. Ha unutmadan söyleyeyim ismin gibi bir zaman sonra onlarda hükmünü yitirecek ve anlamsız kalacak. O zaman dünyaya çok anlam yüklemeye gerek var mıydı? İsmini bile koruyamadığımız bu âlemde bu meydan okumak niye ey cenaze! İnsan nihayetinde kendini en cesur gören varlık da o yüzden.
Teyzemin vefatı nedeniyle arayan, soran, mesaj atan tüm dostlara teşekkürlerimi sunarım. Teyzem mekanın cennet olsun.