Şair Nefi Ortaokulumuz ve öğretmenlerimizle bizlerin 90’lı yıllara ait heybemizde kalan anılarımızın tarihinde yolculuğumuzu kaldığımız yerden devam edelim mi? Evet, edelim hocam dediğinizi duydum. O zaman hadi bakalım kaldığımız yerden yazı dizimizde o döneme ait başka bir kesite yer vermeye başlayarak bugün ki serüvenimizde anılarımızı tazeleyelim. Şair Nefi Ortaokulu bir dönemin efsanesiydi. 90’lı yılların şehrin güzide okulu, adeta efsanelerin buluşma noktasıydı. İşte o güzide okulun efsane isimlerinden biri Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi hocası ve bir dönemin idarecilerinden Adil Atasever hocamızdı. Adeta Şair Nefi Ortaokuluyla özdeşleşen isimdir Adil Atasever Hoca. Bugün kime Şair Nefi Ortaokulundan bir hoca sorsanız ilk akla gelen isimlerin başında Adil hoca olur. Belki sizin dersinize hiç girmemiştir ama o sizin gönlünüzde mutlaka yer edinmiştir. Adil hoca tatlı dili, güler yüzü, iş bitiriciliği, nezaketi, tarzı, duruşuyla mutlaka sizi etkilemiş ve çoktan sizin vazgeçilmezleriniz arasına girmiştir. Öğretmenler odasının az ötesinde ek binada Adil hocanın odası yer alırdı. Adil hoca hem Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerine girer hem de müdür yardımcılığını yerine getirirdi. Sınıf başkanı olma hasebiyle odasına çok gider gelirdim. Sınıf defterlerimiz onun odasında toplanır sabah yine onun odasından sınıf başkanları tarafından dağıtılırdı. İşte bizde yani başkanlar o anlarda Adil hocamızı görürdük. İyi ki de görürdük Adil hocamızı zira onu görünce günümüz neşeyle başlar, gün sonunda ise yine neşeyle evlerimizin yoluna düşerdik. Adil hoca adı gibi adildi. Adalet anlayışında Hz. Ömer gibi olmaya çalışırdı. Peşin hüküm vermemeye çalışırdı. Sınıflardaki olumsuzluklarla ilgili gelen bilgilere hemen inanmaz, gelen bilgileri teyit etmeye çalışırdı. Olaylarla ilgili tüm tarafları dinler, ondan sonra karar vermeye çalışırdı. Birden fazla olaya şahit olduğum için yukarıdaki satırları yazmam da kolay oldu. Adil Atasever hoca saç ve sakalına dikkat ederdi. Giyim ve kuşam onun için önemliydi. 3 yıl süren eğitim-öğretim sürecinde ben hep Adil hocayı öyle gördüm ve öyle tanıdım. Takım elbisesiyle, sinekkaydı tıraşıyla o Adil Atasever hocaydı. Benim dersime hiç gelmedi. Adil hoca dersime hiç gelmedi ama ben ondan çokça istifade eden biriydim. Zira ben sınıf başkanıydım. Sınıf başkanı olarak sınıfla ilgili birçok konuda odasına çağrılan isimlerin başındaydım. Bu yüzden de Adil hocamızın odasına çok kez aşındırdım. Odası devamlı kalabalık olurdu. Öğretmenler, öğrenciler, veliler, idareciler, hizmetliler herkes mutlaka ona bir şey danışmaya daha doğrusu onunla hasbihal etmeye gelirdi. Adil hocamızdan çok kereler nasihat da dinledim. Yanlış yaptığımız bir şey varsa uyarırdı. Kırmadan, incitmeden, kibarca olurdu bu uyarıları. Tane tane anlatırdı. Anlaşılmayan hususlarda tekrar etmekten gocunmazdı. Bir daha bir daha anlatırdı. Var olasın Adil Atasever hocam, ömrün uzun olsun.
Adil hocayı emekli olduktan sonra da defalarca görmek nasip oldu. Gördüğüm yerlerde hemen elini öper, hayır duasını almaya çalışırdım. Adil hoca hiç değişmemişti. Ağırmış saçları, uzayan sakallarını saymazsak, okul yıllarında hatırladığımız Adil hoca karşımızdaydı. Adil hoca adımlarını ağır ağır atıyor, sakin halini koruyordu. Adil Atasever hocamız dersinin hakkını ziyadesiyle veren, hakiki anlamda dininin gereklerini yerine getirmeye çalışan bir hocamızdı. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin hakkını veren ve gerçek anlamda rol model olan bir hocamızdı. Adil Atasever hocamız örnek oldu, örnek alındı, yol açtı, yola revan oldu. Yani Adil Atasever hoca hakiki bir efsaneydi. Değerli hocam iyi ki yollarımız Şair Nefi Ortaokulunda keşişmiş ve iyi ki sizleri tanımışız. Bu vesile tüm öğretmenlerimin öğretmenler gününü kutlarım.