Şair Nefi Ortaokuluna sevgim nereden geliyordu ve neden bu kadar bu okulda okumak için ısrarcıydım? İlkokulda tertipli ve çalışkan bir öğrenciydim. Görev abidesi ve sorumluluklarını yerine getiren bir isimdim. Ödevlerimi zamanında yapardım. Matematik ve fen derslerindeki not ortalamam sınıf ortalamasının üstündeydi. Yani ben sınavdan kaçan bir öğrenci değildim. Şair Nefi Ortaokuluna olan sevdam ise başkaydı. Galiba bu sevgiyi bende doğuran Fikrîye teyzemin çocukları ve annemin dayısı İlhami amcanın çocuklarının o okul mezunu olmasından kaynaklıydı. Zira gerek teyze çocukları gerekse İlhami dayının çocukları Şair Nefi Ortaokulundan mezun olmuş ve iyi yerlere gelmişlerdi. Teyze ve annemin dayı çocukları hem madden hem de manen toplumun örnek aldığı bireylerdi ve iyi meslek sahibi olmuşlardı. Elde edilen bu başarılar tüm sülale de konuşuluyordu. Çocukların mezun oldukları okul gündeme geldiğinde ise Şair Nefi Ortaokulu ilk sıradaki yerini hemen alıyordu. Bizim evde, aile sohbetlerinde ise Şair Nefi Ortaokulunun öğretmen kadrosu övülüyor benim de bu okuldan mezun olmam gerekliliği hep canlı tutuluyordu. Bende çocuk aklıyla Şair Nefi Ortaokuluyla alakalı söylenilen her sözü dinliyor, okulun koridorlarında, kantininde, sınıflarında bazen de bahçesinde koşuşturmalarımın hayallerini kuruyordum. Artık benim için diğer okulların herhangi bir hükmü kalmamıştı. Varsa yoksa aklımda ve hayallerimde Şair Nefi Ortaokulu vardı. Rahmetli İlhami dayının ve Fikrîye teyzemlerin evleri Şair Nefi Ortaokuluna çok yakındı. Her onlara gittiğimde kendimi mutlaka okulun bahçesinde buluyordum. Ne kadar da çok çift kale maçlarımız olmuştu o güzelim okulun bahçenin içinde…
Ben bu okula mutlaka gelmeliydim. Her ne pahasına olursa olsun Anadolu liselerinin ortaokuluna giriş sınavından kaçmalıydım. Ömer Ferda hocamın sınava katılmam yönündeki tüm çabalarına rağmen sınava başvurunun son gün olduğu o günde onu yine atlattım ve sınava girmemeyi başardım. (Bu arada yazımız yayımlandıktan sonra Ömer hocam beni aradı. Bilseydim bu hayalin vardı seni bu kadar sıkıştırmazdım dedi. Canım hocam sen benim hayatımda çok farklı bir sayfa açtın. İlkokul da eğer ben bir şeyleri başardım ise bunun ilk sebebi siz oldunuz. Ellerinizden öperim. Benim için çok ama çok kıymetlisiniz. Hayatıma yön verdiniz. Var olun rabbim ömrünüzü uzun etsin.) Hocam benim nitelikli bir okulda okumam taraftarıydı ben o zaman bunu anlayamamıştım. Anlamış olsam da benim gönlüm Şair Nefi Ortaokulundaydı ve iyi ki de öyle olmuştu. Dönem sonu gelmiş ve ben ilkokuldan mezun olmuştum. Rahmetli babam Şair Nefi Ortaokuluna yazılabilmem için İlhami dayının kapısını çalmış ve kayıt olabilmem için ondan söz almıştı. O yıllarda Şair Nefi Ortaokuluna yazılabilmek zordu. Ya okulun bulunduğu mahallede ikamet etmiş olmanız veyahut ta bir tanıdığınızın olması gerekliydi. Babam bir akşam eve geldiğinde okula yazılabilmem için İlhami dayının söz verdiğini bana söylediğinde havalara uçmuştum. Yerimde duramamıştım. Hemen sokağa çıktım ve arkadaşlarıma hava attım. Zira ben artık Şair Nefi Ortaokuluna yazılacaktım. Bir ay sonra okula kayıt için gerekli evrakların babam tarafından toplanmaya başlandığında benimde Şair Nefi Ortaokulundaki serüvenimde başlayacaktı. Ömrüm boyunca Şair Nefi Ortaokulu mezunu olmanın gururunu hep yaşadım. Bu kimliği hep onurla taşıdım ve taşımaya da devam edeceğim.
Peki, 1990-1991 eğitim-öğretim yılıyla başlayıp 3 yıl süren Şair Nefi Ortaokulundaki eğitim-öğretim sürecimde neler yaşandı? Hayatımda iz bırakan hocalarım kimlerdi? En yakın arkadaşlarım kimler oldu? Derslerimize giren hocalar hangileriydi? İşte o dönemin altın karmasında yer alan hocalarımdan Türkçe öğretmenim Nevzat Türkmen, matematik öğretmenim Mevlut Pirimoğlu, Fen Bilgisi öğretmenim Ecehan Tuncel, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenim Cevdet Adıgüzel, Vatandaşlık öğretmenim Türkan Kocaman, Milli tarih öğretmenim Hilmi Polat, Milli coğrafya öğretmenim İsmail Dölek ve beden eğitim Müfit Bayraktar öğretmenim…
Her biri gerçekten bir yıldız idi. Her birinden bir şeyler aldım. Allah hepsinden razı olsun. Bizlerden onlarda aldığımız ışıkla bu yola girdik ve inşallah onlar gibi bizler anılır ve hatırla yad ediliriz. Bir sonraki yazımızda görüşmek umuduyla esen kalın.