Seçimden önce ve sonra bu zamların olacağını, acı reçetenin avucumuzun içine sıkıştırılacağını biliyorduk. Sadece iktidar kanadı değil, muhalefet de kazansaydı bu kadar ağır olmasa da muhtemelen benzer bir reçete ile karşılaşacaktık.
Ülke ekonomilerinin istikrarı noktasında güven en önemli etkendir. Bir kez güveni kaybettiniz mi gerek uluslararası kuruluşlardan, gerek yerli ve yapancı sermayeden, gerekse faklı ülkelerden ihtiyacınız olan desteği, krediyi yani dövizi bulmakta zorlanırsınız. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in farklı ülkeleri ziyaretinde ne gibi sonuçlar elde edildiğini hala bilmiyoruz. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ziyaretlerinin ise; detayları kamuoyuna açıklanmasa da artı ve eksileri yakında netlik kazanacaktır. Aslında bu noktada Millet İttifakı bir adım önde olabilirdi. Onlarında yapısal sorunların çözümlerinde eksiklikleri olduğundan zaafları vardı.
“Uluslararası Para Fonu (IMF) kredi vermek için yanıp tutuşmuyor mu?” diye sorabilirsiniz. İlk olarak IMF’nin şu an kredi verip vermeyeceği tartışılır. Velev ki krediyi verdi. Bu kredi diğer kuruluşların verdiklerinden çok farklıdır ve ülkenin tasarrufu anlamında ciddi ölçüleri vardır. Makam araçlarından kamu masraflarına, projelerden özelleştirmeye, memur ve emekli maaşlarından asgari ücrete kadar ülkenin finansal anlamda her işlerine müdahale ile taahhüt talep edilir.
IMF tasarruf tedbirlerine önce kamudan başlar, sonra vatandaşa yönelir. Ancak sayın Şimşek önce vatandaşlardan başlayarak MTV, kurumlar vergisi ve ÖTV gibi artışlarla maaş zamlarını eritti. Gelen tepkiler üzerine ise kamu kurumlarına tasarruf genelgesi gönderdi. Genelgede deprem kaynaklı maliyetler haricinde taşıt edinimi, bina yapımı, temsil, tören, tanıtım giderleri gibi birçok kalemde harcamaların azaltılacağını söyledi.
Haliyle kamuoyu sormadan edemiyor. Ekonomik programa neden kamu harcamalarından başlamadınız da ÖTV zammından sonra gelen tepkiler neticesinde genelge gönderme gereği duydunuz? Ki geçmiş döneminizde çerez parası dediğiniz bazı giderlere kamuoyunun gazını almak için mi yer verdiniz?!
Göstermelik Faiz Artışı
Hafize Gaye Erkan yönetiminde ki Para Politikası Kurulu toplantısının ikincisinde politika faizi yüzde 15’ten yüzde 17,5’e çıkarıldı. Aslında iktidara yakın bazı gazeteciler karardan önce bu rakamları dillendiriyordu. Tahmin mi, yoksa bilgi akışı mı bilemeyiz. Ancak özellikle bu günlerde ülkenin en önemli kararlarından bir tanesinin tahminde olsa önemli bir gazeteci tarafından açıklanması doğru bir yaklaşım değildir.
Şimşek ve Erkan isimlerinin gündemde olduğu günlerde belirlenen kadrolara atanmaları noktasında halkın büyük çoğunluğunun desteği ve güveninin olduğunu burada yazmıştım. Tek bir çekinti vardı. O da ekonomi yönetiminin kararlarına müdahale edilmesiydi. Perşembe günü açıklanan faiz oranının beklentinin çok altında olduğu ve göstermelik bir artış gerçekleştiği kamuoyunun ortak görüşü olduğunu belirtmek isterim. Yani politika faizinde yüzde 20’nin üzerinde karar alınması gerektiği, bu nedenle açıklanan oranın Şimşek ve Erkan’ın rasyonel misyonuna ters olduğu belirtiliyor. Bu arada faiz kararı ile altın ve dövizde artış olmadı gibi söylemlerin ekonomik seyirde karşılığı yoktur. Çünkü müdahale edildiği kabul edilmese de çok açıktır.
Son olarak zamlar, üretim, lojistik, hizmet sektörüne kadar her alanı zincirleme etkileyecek, TUIK verilerinde dahi enflasyon rekor seviyeye ulaşacaktır. Daha yolun başındayız. Tek tesellimiz ekonominin başında alanında uzman kadroların olması...