“O gün yer hızla çatlayıp onları dışarı atar. Bu, bizim için kolay bir toplamadır.” (Kâf 44)
Kıyamet ne zaman kopacaktır?
Uzay ve dünyanın düzenini kaybetmesi ne anlama gelmektedir?
Biz, fizik dünyayı üç boyutlu; uzunluk, genişlik ve derinlik şeklinde algılıyoruz. Kıyametle birlikte fizik dünya tamamen mi ortadan kalkacak yoksa varlık başka bir boyutta yeniden mi yaratılacak?
Bu sorulara sadece insan aklıyla sağlıklı cevaplar bulmak mümkün olmaz. Ancak Kur’an-ı Kerim, kıyameti ve varlığın geleceğini bize açıklar.
Mesela, yazı konusu ettiğimiz, Kâf Suresi 44’ncü ayetinde, kıyamet başlayınca dünyanın yarılacağını öğreniyoruz.
Meryem Suresi 90’nıncı ayette ise dünyanın başına gelecek olana yine bir atıf görüyoruz: “Neredeyse bundan dolayı, gökler paramparça olacak, yer çatlayacak ve dağlar yıkılıp göçüverecekti.”
Kamer Suresi 1’nci ayette dünyanın uydusu olarak ayın da parçalanacağını öğreniyoruz: “Kıyamet yaklaştı ve ay yarıldı.”
İnşikak suresi 1’nci ayetti dünyanın ve ayın başına gelenin uzayın da başına geleceğini görüyoruz: “Gök yarılıp-parçalandığı, vakit”
İnşikak 3. ve 4. Ayetlerde dünyanın kıyametten sonra alacağı yeni biçimle ilgili bilgi verilmektedir: “Yerküre uzatılıp dümdüz yapıldığı, İçinde olanları dışa atıp boşaldığı…” zaman.
Hac Suresi, 7. ayet: “Gerçek şu ki, kıyamet-saati yaklaşarak gelmektedir, onda şüphe yoktur. Gerçekten Allah kabirlerde olanları diriltecektir.”
Mürselat Suresi, 8. ayet: “Yıldızlar ‘örtülüp (ışıkları) silindiği’ zaman,”
Tekvir Suresi, 2. ayet: “Yıldızlar, bulanıklaşıp-döküldüğü zaman,”
İnfitar Suresi, 2. ayet: “Yıldızlar, dağılıp-yayıldığı zaman…”
Kıyamet Suresi, 9. ayet: “Güneş ve ay birleştirildiği zaman…”
Kıyamet suresinin 1-15 ayetleri konunun bir özeteni bize sunmaktadır: “Kıyamet gününe yemin ederim. Kusurlarından dolayı kendini kınayan nefse de yemin ederim ki diriltilip hesaba çekileceksiniz. İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya getiremeyeceğimizi mi sanır. Evet bizim, onun parmak uçlarını bile düzenlemeye gücümüz yeter. Fakat insan önünü geleceğini, kıyameti yalanlamak ister. O kıyamet günü ne zaman? diye sorar. Gözler kamaştığı, ay karanlığa gömüldüğü, güneş ve ay bir araya getirildiği zaman, o gün insan kaçış nereye? diyecektir. Hayır, hiçbir sığınacak yer yoktur. O gün varıp durulacak yer sadece Rabbinin huzurudur. O gün insana yapıp önden gönderdiği ve yapmayıp geri bıraktığı şeyler haber verilir; hatta mazeretlerini ortaya koysa da, o gün insan kendi aleyhine şahittir.”
Dünya aslında hayatın mezarlığı. Dünya hayatı sona erince mezarlık içindekileri dışarı atacak. Her şey ‘var’dan ibarettir. Bir şey yok olmayacaktır. Haliyle fizik dünya da bozulup (kıyamet) yeni bir yaratılışa kavuşturulacaktır. Yeni yaratılış ahiret hayatı demektir. Fizik âlem ahiret âlemine katılacak veya dönüşecektir, denilebilir. Ama artık üç boyutlu bir âleme sahip olamayacağız. Ruhani varlıklara dönüşeceğiz. Meleklerle birlikte aynı âlemin yeni ve daimi hayatın konukları olarak benzer bir hilkate sahip olacağız.
Yanı; kıyametle birlikte dünyamız başka bir yaratılışa kavuşacak. Dağlar, denizler, ormanlar, hayvanlar, bitkiler, nehirler vs. bugünkü dünyamız artık olmayacak. Din ve imtihan sona erdiğinden, din ve imtihan için hazırlanan yaşadığımız dünya, dinin ve imtihanın sonucuna göre, yeniden düzenlenecek. Bu düzenleme insanın amellerinin değerlendirilmesi ve kalıcı hayatının belirlenmesine yönelik olacak.
Sonuç: Kıyametle birlikte yeryüzünün uzatılıp dümdüz yapılması onun artık üç boyutlu bir çisim olmayacağını göstermektedir, Allah âlem. Tek boyutlu bir evrende yaşasaydık, sadece ileri ve geri hareket edebilirdik. Bu yüzden tek boyutta insanlar sadece bir doğru parçası gibi görünürdü. Yükseklik veya genişlik gibi başka bir ölçüleri olmazdı. Oysa biz şu anda üç boyutlu bir âlemde yaşıyoruz. Bu da demek oluyor ki bizim yüksekliğimiz, genişliğimiz ve derinliğimiz var. Biz de üç boyutlu nesneleri görebiliyoruz. Üç boyutlu nesneleri tek boyuta indirgense bu eksik bir yaratılış olacaktır, oysa ahiret hayatının varlıkları olarak belki çok ileri boyutların varlıklarına dönüşeceğiz; bu insanın ileri bir tekâmülü olacaktır. İnsanın yeniden yaratılışı ve ahiret hayatının nasıllığı aklımızla kavrayabileceğimiz bir konu değildir. Ayetlerde ne olacağı açıklanmaktadır. Bağlayıcı olan ayetlerdeki anlatımdır.