Bu gün sizlere bir öykü anlatacağım...
Yaklaşık olarak üzerinden on yılı aşkın bir zaman geçen hikâye bu...
Ve kahramanı benim...
Kahramanı diyorum, çünkü benim yaptığım bağımlılığa karşı gerçek bir kahramanlık öyküsü...
***
Beni bilenler bilir dostlarım, Sigara aksesuarımdı...
Âşıktım adeta... (Zaten bu merete sevmeden katlanılmaz !... Her tarafınız kokar. En başta da ağzınız ve de elbise dolabınız...)
Her gece terk ediyor, her sabah yeniden buluşuyordum...
Çok istememe karşın bir türlü terketmiyordum.
Demek ki yoğun bir terapi sonucu önce beynimde terketmeliydim...
Bunun için de beklemek lâzımdı.
Ben de öyle yaptım ve ilgili günün gelmesini bekledim.
*
Ve beklenen gün sonunda geldi...
Bir ‘Dünya sigara içmeme gününde’ sigaramı gözümün önünde bir yere, çakmağımı cebime koydum ve birisiyle konuşur gibi sigarayla konuştum, veda ettim...
Ona dedim ki ‘kahrından ölsen bile seni artık içmeyeceğim’
Önceleri kendime bile ‘bıraktım’ diyemedim, ikram edilince sadece ‘içmiyorum, ’ diyebildim.
Dostlarımdan da sakladım...
Soranlara ‘yalnızca şimdilik içmiyorum’ dedim...
İlk üç-dört ay hemen her gece rüyalarıma girdi; korkarak ve sıçrayarak uyandığım çok oldu.
*
Büyük marketlerde kasanın hemen bitişiğinde camlı dolaplar bulunur ve içlerinde çeşit çeşit tütün mamulleri satılır...
İşte öyle marketlerin birisinde, henüz sigarayı terkedişimin üzerinden bir hafta geçmişken eskimeye başlayan dostla bir bakışmamız vardı...
İçimdeki birinci ses ‘ al bir paket dursun lâzım olur...’
İkinci ses ‘Manyak mısın!.. Üzerinden bir koca hafta geçmiş, ne diye para vereceksin; alma’
Ben, ikinci sese kulak verdim ve üstünden on yılı aşkın süre geçti, şimdi azılı düşman oldum.
*
Eskiden Tütün çiftçisi vardı, tarlasına tütün bitkisini diker, hasadını yapar, endüstriyel ürün olarak geçimini sağlardı.
Ürününün bir kısmını da sigara fabrikalarında değerlendirir, o fabrikalar ihtiyaç anında başka fabrikalara dönüşüverirdi.
Bu aynı zamanda Milli Ekonomiye bir katkı da sunardı.
Şimdilerde ne tarla ne de yerli, insanımızı istihdam eden fabrikalar kaldı.
Varsa yoksa insanımızı sömüren ve öldüren Uluslararası Güçler ve markalar...
Hepsinin arkasında uluslararası holdingler ve onları yöneten güçler var.
Biz yalnızca ipte oynayan cambazı seyrediyoruz!...
***
Benim yaşadığım öykü böyle, sizlere bütün ayrıntılarıyla anlatmadım.
Sadece önemli gördüğüm kısımlardan sez ettim.
*
İnşallah; keyif veren, bir o kadar da sağlığa zararlı maddelerden uzak durursunuz.
YEŞİLAY Haftası kutlu olsun...