İnsanların asılardır takip ve merak ettiği burçlar, insan karakterini ve geleceğini okumak amacı ile yıldızları baz alarak yapılan bir yorumlama şeklidir. On iki takımyıldızı üzerinden yapılan burç yorumları, insanların doğduğu ay ve gün tarihlerine göre ayrılmaktadır.
Tarih boyunca tüm insanlık burçlar konusunda son derece hassas ve ilgili olmuş. Öyle ki günlük burç yorumu ile hareket edenlerin yanı sıra bir de astroloji ile hayatına düzen verenler var. Hatta düğün tarihi, evlenmek teklif, yatırım gününü astrolojiye göre dizayn edenler oldukça fazla.
Günümüzde kuaför, kasap sürekli gittiği aile hekimi gibi bazı insanların kişisel Astrologları var, yaşam koçu gibi düşünün...
Sizin ne zaman ne yapmanız gerektiğini o söylüyor. Hangi gün ne renk giyeceğinizi, ne yiyeceğinizi, hangi yatırımı ne zaman yapacağınızı o belirliyor!
İyi de tüm hayatınızı bağladığınız ve onun gücüne inandığınız burçlar doğru mu?
Ya da şöyle sorayım, burçlara bu kadar bağlı kalmak inanan bir insan hiç caiz mi? Burçların ne kadar gerçek olup olmadığına dair kesin kanıt yok. Ancak bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığının bir fetvası var;
Diyanet İşleri Başkanlığının yayınladığı Çağdaş İnanç Problemleri kitabında şu satırlar yer alıyor:
“İnsanları burç ve yıldız falı gibi yöntemlerle doğum tarihlerine göre sınıflandırmak, karakterlerini tespit etmeye çalışmak ve geleceklerini okumak İslam inancına göre meşru değildir. İnsanların kaderini ve geleceğini okumak dinimizce yasaklanmıştır.”
Yıldızlara ve burçlara gereğinden fazla anlam yükleyenlere diyecek bir sözüm elbette yok. Ama biliriz ki kaderde ne varsa o yaşanır. O nedenle inanan için ne rüya ile ne burç ile ne de kahin ile amel edilmez.