Yeni ekonomi yönetiminin para politikasında sıkılaştırma çabaları talepte zorluk yaşatsa da özellikle konut ve araç fiyatlarına yansımasını önemli bir gelişme olarak gözlemliyorum. Bu çaba kısa vadede enflasyona tam etki etmese de uzun vadede mutlaka planlanan hedefe ulaşmada katkı sağlayacaktır.
Vatandaşlar ise her ne kadar finansal arza ulaşamıyor olsalar da konut ve araç fiyatlarının aşağı yönde seyretmesinden memnun bir şekilde yeni maliye politikasına genel olarak destek veriyorlar.
Ancak konut fiyatlarını bilerek, isteyerek daha fazla kazanma arzusu ile artırma gayreti içerisinde olan bazı emlakçıların; evini satmak isteyen ev sahiplerini kendi istek ve çıkarlarına göre yönlendirdiğine, satıcının istediği ücret üzerinde fiyat belirlediklerine ve satılık konutları uygun fiyata alıp, üzerine yüzde 30, yüzde 40 koyarak sattıklarına dair duyumlar alıyoruz.
Eskiden işsiz olanlar için kurulan ve yoldan geçenin müracaat ettiği pazarlama sektörü vardı. Şimdi internetin etkisiyle oldukça azalan pazarlama sektörünün yerini emlakçılık almış. Genç, yaşlı fark etmeksizin işsiz olanların tek adresi mantar gibi büyüyen gayrimenkul danışmanlığı olmuş. Kapı kapı dolaşarak evini satmak isteyenlerle görüşmelerin yanında, satmak istemeyip de sırf piyasayı canlı tutmak için yönlendirmelerle satışa çıkarılan evler var.
Merdiven altı emlakçıları, 100 saatlik mesleki eğitimi, deneyim eksikliğini, yeterlilik belgesini yazmaktan ve denetim yapılmasını önermekten dilimizde tüy bitti.
Denetim mekanizması etkili yürütülemiyorsa, bu konuda tek çözüm, ilgili bakanlığın bir düzenleme yaparak emlakçıların hizmet bedelinin satış rakamı üzerinden değil de sabit bir fiyat üzerinden belirlemesi olacak. Eğer sabit fiyat uygulanırsa o zaman emlakçılar ev fiyatlarını yüksek tutmak için çaba göstermezler. Alacakları komisyon sabit olur ise düşük fiyatlı ev daha hızlı kiralanacağı ve satılacağından piyasanın düşmesi işlerine gelecektir.
Zaten asgari ücretin 11 bin 500 lira olduğu bir ortamda hem satıcıdan hem de alıcıdan alınan yüzde 2 komisyon gerçekten çok fazla. Düşünsenize 2 milyon 800 bin liraya satılan bir konuttan emlakçı 112 bin lira komisyon ücreti alıyor. Sadece 1 konut satışından alınan ücret 112 bin lira! Neredeyse 1 yıllık asgari ücret fiyatı... Yüzde 3+3 alınan komisyonu düşünmek bile istemiyorum.
İnternet çağında konutun satılması, tapu devri, kağıt, kürek işleri eskisi gibi zor değil ve herkesin halledebileceği işlemler olduğundan emlakçıların gösterdiği öyle çok büyük bir çaba yoktur. Bu nedenle yasal ya da merdiven altı emlakçıların 2 ev satışıyla 1 yıllık memur maaşını elde etme kazanımlarına son verilmelidir.
Burada satıcılara da önemli görevler düşüyor. “Bana bu kadarını ver, gerisi sana” olan satışları yaptırarak kârınıza kimseyi ortak etmeyin! Bunun yanında evinizin ne kadar fiyatla satışa sunulduğunu mutlaka araştırın ve tapu da alıcı ile kaç liraya işlem yapıldığını detaylı öğrenin.
Elbette işini layıkıyla, dürüstçe ve profesyonelce yapan gayrimenkul danışmanları da var. Ancak başıboş hareket eden ve kötü niyetli sözde emlakçılar olduğu sürece sektörde güven sorununun genele yayıldığını belirtmek isterim.