Ülkemizde öyle bir korku kültürü oluştu ki zam geldi-gelecek söylentisi çıksa o ürüne topluca hücum ediliyor. Mesela et fiyatlarının yükseleceği haberi ile toplumda yoğun bir şekilde et kuyrukları başladı. Zaten Ramazan ayı geldiğinde et, yumurta, şeker başta olmak üzere tüm gıda ürünlerine küçümsenmeyecek oranda zam yapılıyor. Birde ürüne aynı anda talep çoğaldı mı ve ahlak yoksunları hakkaniyetli davranmadı mı fiyatlar alıp başını gidiyor. Son iki yıldır araç fiyatları böyle olmadı mı! Araçların yükseleceği haberinin pompalanması ve araç stoğuyla gerek galericiler, gerekse merdiven altı satıcılar kısa sürede servetlerine servet kattı. Ev alım satımları keza aynı şekilde şişirilmiş balonla hortlatıldı! Bu nedenle tüketicilerin zam söylentilerine karşı panik yapmaması ve medyada kasıtlı oluşturulan kirliliğe itibar etmemeleri gerekir.
Yardımlaşma ayı olarak bildiğimiz Ramazan’da bazı fırsatçılar yüzde 30 zam yapıp sonrasında yüzde 10 indirim oyunuyla fiyatları geri çekiyorlar. Ramazan’ın sonlarına doğru üç beş yoksula yardım yaparak da günü kurtardıklarını sanıyorlar. Ramazan’da oluşan alışveriş hareketliliği yapay olmadığı için yani markete giren mutlaka alışveriş yaptığı için bazı fırsatçılar bu günleri kaçırmıyorlar. Bu nedenle tek bir yere bağlı kalmadan bir kaç yer gezilerek alışveriş yapılması cüzdanımızı düşünmemiz noktasında daha olumlu olacaktır.
Son olarak enflasyonda artış devam ediyor. Merkez Bankası’nın yıl sonu enflasyon beklentisi olan yüzde 36 hedefinin tutturulacağına dair kamuoyunda güven yoktur. Dolar ve Euro’da beklenmedik şekilde ani bir yükseliş var ve yükselişin illaki enflasyona etkisi olacaktır. Bu nedenle özellikle yıl sonuna kadar hane içi bütçe dengesi iyi hesaplanarak korunmalıdır. Harcamaların iki kat arttığı Ramazan ayında tasarruf ihmal edilmemelidir.
Amaçları Çiftçileri Sokağa Çekmek
Uzmanlar, Türkiye’de tarımın büyük bir çıkmazda olduğu, çiftçilerin borç batağında yüzdüğü, banka ve kooperatiflere milyarlarca lira borç biriktiği şeklinde çarşaf çarşaf açıklamalarda bulunuyorlar! Uzman adı altında yalan yanlış haberler yapmak son günlerde moda oldu(!) Uzman dediklerinin statüsü, branşının ne olduğunu yazsalar daha şeffaf olacağı gibi bu açıklamaları yapanların ne uzmanı olduğunu bilmek de bizim en doğal hakkımız.
Erzurum’da konut fiyatlarının satışları oldukça düştü. Bunun en önemli nedeni, piyasada canlı paranın olmaması. Yani kredi ve benzeri finans kaynaklarına erişimin kısıtlanmasından dolayı konut satışları şu an oldukça gerilemiş durumda. Nakit yada birikimi olanlar tüketici fiyatlarındaki artışın üzerinde artmasına rağmen konut alarak yatırımını yaptı.
Piyasada gerek tüketiciler, gerekse işletmeler üç liralık nakit bulabilmek için kapı kapı dolaşıyorken konut satışlarının diplerde olmamasının en önemli nedeni; uzmanların bitti, tükendi dediği çiftçilerdir. Şu an konut satışlarının büyük bölümünü geçimini çiftçilikle sağlayanlar yapıyor. Aslında geçmişte de öyleydi, diğer alıcıların, yatırımcıların olmasıyla fazla dikkat çekmiyordu.
Son günlerde görüştüğüm emlakçılar, satıcılar hep aynı şeyi söylüyorlar. “Evleri köylülere satıyoruz.” Anlayacağınız kim olduklarını bilmediğimiz uzmanların aksine çiftçiler batmış, bitmiş değil. Devlet desteğiyle iyi çalışan bir çiftçi ektiği, ürettiği, beslediği ile yılı çok rahat kurtardığı gibi yastık altına bir şeyler koyabiliyor. Çiftçilerin tabi ki geçmiş yıllara göre gelirlerinde düşüşler olabilir ancak aylıkçı işçilerin maaşları baz alındığında arada kıyaslanmayacak fark var...