“Namaz kılınınce artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan isteyin. Allah’ı çok zikredin; umulur ki kurtuluşa erersiniz.” (Cuma 10)
“Onlar bir ticaret ve eğlence gördükleri zaman hemen dağılıp ona giderler ve seni ayakta bırakırlar. De ki: Allah’ın yanında bulunan, eğlenceden ve ticaretten daha yararlıdır. Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır.” (Cuma 11)
İslam’ın hayatın her alanına rehberlik eden mesajlarından biri, ibadetle iş hayatı arasındaki dengedir. Cuma sûresi 10. ayet, namazın hemen ardından “dağılın” emriyle müminleri geniş bir faaliyet alanına çağırır; 11. ayet ise, ibadet vaktine riayet etmeyip ticâret ve eğlence peşine düşenleri ikaz eder. Bu iki âyet, “önce ibadet, sonra ticâret” prensibini vurgularken, rızık arayışına dair kapsamlı bir perspektif sunar.
Namazdan sonra “dağılın” emrinin manası:
Fiiliyata teşvik: “Dağılın” ifadesi, pasif kalmayıp aktif bir çaba sarf etmeyi gerektirir. Burada Allah’ın lütfu, yalnızca dua ve zikirle sınırlı kalmayıp çaba ve gayretle birleştirilmelidir.
Coğrafyalar arası hareket: Tarih boyunca müminler, ilim ve rızık arayışında dünyanın dört bir yanına seyahat etmiş; bu, “dağılın” emrinin hem bireysel hem de toplumsal bir dinamizmi hedeflediğini gösterir.
Uzaktan kazanç yolları: Günümüzde “dağılın” emri, sadece fiziki seferlere değil, internet üzerinden küresel pazarlara açılmaya da işaret eder. E-ticaret platformları, serbest çalışan dijital uzmanlar ve online satış uzmanları da bu amaca hizmet eder.
“Allah’ın lütfundan isteyin” ile eylemin sentezi:
Dua ve aksiyonun uyumu: İstek ve talep, yalnızca dilde kalmamalı; aynı anda adım atarak iş bağlantıları kurulmalı, seminerler düzenlenmeli, satış stratejileri geliştirilmelidir.
Rızkı veren en hayırlı: 11. ayette Allah’ın “rızık verenlerin en hayırlısı” olarak nitelenmesi, emeğin ve niyetin bereketini ancak Rabb’in izniyle kazanacağımızı öğretir. Bu bakımdan dua, planlamanın temeli; eylem ise duanın somut karşılığıdır.
Ticaret ve eğlenceye kapılmanın sakıncaları:
İbadet disiplininin bozulması: 11. ayette eleştirilen, namaz vaktini kaçırarak ticarete ve oyuna yönelenlerdir. Bu hem fert hem de cemiyet bazında manevi zafiyete yol açar.
Denge kaybı: Sık sık eğlence ve ticarete dalmak, ruhsal ve toplumsal dengenin bozulmasına sebep olur; ibadet ve toplumsal sorumluluklar geri plana itilir.
Örnek davranışın müellifi: Hz. Peygamber’in huzurunda böyle bir tutum sergilemek, ümmette olumsuz rol model oluşturur. O hâlde asıl kazanç, Allah’ın yanında mukim kılınan saygı ve dirayetle sağlanır.
“Dağılın” ifadesinin uluslararası ticarete izdüşümü:
Küresel perspektif: Bugün bir tedarik zinciri uzmanı, deniz taşımacılığı mümessili veya online pazarlama danışmanı; hepsi, “dağılın”ın modern karşılıklarını oluşturur.
Sınırlar ötesinde iş fırsatları: Yeni pazar arayışları, yabancı dil öğrenimi, uluslararası fuarlar ve dijital ağlar, müminlerin rızık arayışında sınırsız fırsatlar sunar.
Girişimcilik ruhu: Yenilikçi iş fikirleri ve startup projeleri, “dağılın”ın çağdaş tezahürleridir. Bu da Allah’ın lütfunu araştırırken insanın potansiyelini maksimize etmesine imkân tanır.
Sonuç olarak, Cuma sûresi 10. ve 11. ayetler bize önce ibadet, sonra eylem dengesini; dua ile çalışmayı, manevi disiplinle ticari dinamizmi öğretir. “Dağılın” emri, hem geçmişin ilim ve ticaret kervanlarını hem de günümüzün dijital dünya aktörlerini muhatap alır. Öte yandan, ibadet vaktinde “ticaret ve eğlence” peşine düşmek, bireysel ve toplumsal hayatın dengesini bozup manevi zaaflar üretir. Bu dengeyi koruyan ise, Allah’ın lütfundan samimiyetle istemek ve ardına kararlı bir gayret koymaktır. Böylece mümin, hem dünya hem de ahiret kazancına muvaffak olacaktır.