Yavuz Ağıralioğlu Anahtar Partisi’ni kurup demeçlere başladı. Bir iki videosunu dinledim. Yolun başında fikrimi söyleyeyim belki işlerine yarar: Sn. Yavuz’un siyasi söylemleri günümüz siyaseti için fazla yüzeysel; belagat olarak ikna değil, tekrar üretmeye meyilli. Çözüm sunmadığı için boş bir söz etkisi yaratıyor. Yani Yavuz Bey’de, “muhaliflik yapmak için muhalefet” yapma hali var. Sözleri sistemik eleştiri değil, sezgisel sızlanma.
Şimdi bu noktaları biraz açalım:
İktidarı bir tarafa alırsak Türkiye’de “boş sloganlı” muhalefet üretmme geleneği Anahtar Partisi’nde de, besmelenin ardından, zahir olmuş gibi gözüküyor. Bu tarz “duygu yüklü ama etkisiz” siyaset dilinin yerine nasıl “ikna eden bir muhalefet dili” kurulabilir, önce bu sorunun cevabını bulup sonra besmele çekmeleri gerekirdi.
Yavuz Beyin sarıldığı ağ, “Razı değiliz!” ağı. Bu ağ, balık yakalar mı? Bunu en iyi gösteren seçmen desteği olacak. Her nutuktan sonra ‘razı değiliz’ halkası büyüyor mu büyümüyormu? Bu, somut gösterge olacaktır.
Ama bu ‘razı değiliz’ sözünde bir zayıflık var: Yavuz Ağıralioğlu’nun kurduğu politik dil, "duygu merkezli bir isyan manifestosu." Sürekli tekrar edilen "razı değiliz" ifadesi, bir noktadan sonra duygu boşaltımına dönüşür, politik yönlendirme içermez. Çünkü Yavuz Bey, çözüm üretmiyor, sadece itiraz ediyor: Sorun var, razı değiliz!
Peki? Sonra? Diye soruyor dinleyen. Velhasıl çözümsüz razı değiliz nakaratı seçmende “Eee yani?” duygusu uyandırıyor.
Bir de şu var: Sn. Başkan’ın nutukları fazla nostaljik, az stratejik!
Köycülüğe, hayvancılığa yaptığı atıflar kentli seçmenin gündemiyle çok örtüşmüyor. Seçmen Netflix’ten, yapay zekâdan, 5G’den konuşurken siyasetçi hâlâ keçi sayıyor gibi.
Sonuca doğru gelirsek: Ağıralioğlu, yeni partisini “kilit” bir noktada görüyor: “Biz olursak Türkiye değişir, biz olmazsak hiçbir şey olmaz.”
Ancak şunu unutuyorlar: Seçmen anahtar değil, muhteva arıyor. Anahtar parti olmanın yolu, güçlü bir çözüm paketi ve karizmatik bir uzak görüşlülük sunmaktan geçiyor.
Sn. Başkan, anahtar gibi görünmek istiyorsan, kilide tam oturman lazım. Ama politik dilin, şimdilik, o kilidin neresine girdiğini bile tarif etmiyor.
Anlayacağınız şimdilik sizden de ‘razı değiliz!