Bu yıl Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100.yılı...
Atatürk’ün ‘Yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz !’ deyişinin üzerinden bir asır geçti....
***
Cumhuriyetin ilanı ile birlikte, koca Osmanlı’nın küllerinden yepyeni bir milli devlet doğdu, millet kavramı üzerine kurulan genç Türkiye Cumhuriyeti…
Geçen yüz yılda Türkiye; bulunduğu coğrafyada yaşamanın zorluğu ve bu bölge için iştahı kabaran bir takım devletlere rağmen önemli bir güç ve denge konumuna kavuştu.
Yüz milyona yaklaşan genç nüfusumuz, yer altı, yer üstü zenginliklerimiz, sürekli büyüyen ve büyük ekonomileri içinde yer alan yapımızla bulunduğumuz coğrafyanın en önemli ülkesiyiz…
Daha da önemlisi Türkiye, Türk dünyasına ağabeylik yapabilecek, bu özelliğiyle de sonraki yüzyıla Türk damgası vurabilecek bir güce sahip…
Bu ülke mevcut potansiyeli ve aydınıyla; demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü ilkeleriyle, Misak-ı Milli hudutları içindeki etnik ve dini kökeni ne olursa olsun çeşitliliğiyle, Cumhuriyet ilkelerine bağlı olarak hedeflerine ulaşacaktır.
Cumhuriyet ilan edildiği günlerde Mustafa Kemal Atatürk; “Cumhuriyet fazilettir… Bu gün ulaşmış olduğumuz sonuç, yüzyıllardan beri çekilen milli felaketlerden alınan derslerin ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir” diyordu…
Cumhuriyet, devletimizin, milli birlik ve beraberliğimizin simgesidir.
Cumhuriyet, devlet-millet bütünlüğü ve milletin iradesine saygı ve milli hudutlar içerisindeki millet fertlerinin dayanışma ruhudur…
Millet, birilerinin dediği, ya da anladığı gibi ırki anlam ifade etmez.
Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan insanlar bir millettir…
Bunu zaman zaman yaşadığımız felaketlerde gördük. Türkiye’nin doğusu-batısı, kuzeyi-güneyi ile millet dayanışması içinde olduğunu gösterdi. Yaşanan felaket ve acılarda bu milletin fertleri, hainlere, bölücülere, dosta-düşmana felaketler karşısında birliğin, aynı çatı altında yaşamanın ve Millet olmanın ne demek olduğunu gösterdi…
Bunu son olarak kayıtlara Maraş Depremi diye geçen ve 10’dan çok ilimizi etkileyen ‘afet’de gördük....
*
1924’te meydana gelen Pasinler depreminde bir köylünün, Atatürk’e seslenmesi çok
önemlidir…
“Esef etmeyiniz Paşam… Hükümet-i Cumhuriyetimiz var olsun… Hiçbir şey istemeyiz… Onların sayesinde biz bu köyleri altından yaparız…"
Evet, yeter ki; ‘Hükümet-i Cumhuriyetimiz’ var olsun…
***
Cumhuriyetle birlikte bir imparatorluktan ulus devlet doğdu… Diğer bir deyişle çok uluslu devletten, milli devlet yapısına geçildi. İnsanlar teba olmaktan kurtarılıp uygar vatandaş konumuna getirildi.
Tek işinin egemenliği yerine Milletin Egemenliği hakim kılındı…
Yüce güç milletti ve onun egemenliği Cumhuriyetti…
Atatürk 4 Aralık 1923’te yaptığı bir konuşmada;
‘Cumhuriyetimiz öyle sanıldığı gibi zayıf değildir. Cumhuriyet bedava da kazanılmış değildir. Bunu elde ekmek için bolca kan döktük… Her yana kanımızı akıttık…
Gerektiğinde kuruluşlarımızı savunmak için gerekeni yapmaya hazırız…’
Cuma Günü; ‘Cumhuriyete Giden yolda üç kahraman...’