‘Doğduğum şehre hizmet etmek için aday oldum...’
‘Şehrin ve Bölgenin sorunlarını biliyorum...’
Sorunları TBMM’ye taşıyacağım...’
Ve daha başka söylemler...
Aday adayları benzer söylemlerle karşımıza çıkıyor.
Sanki eski vekiller başka şey için aday olmuşlar!...
Sanki onlar sorunları ve çözüm önerilerini bilmiyor!...
Sanki o siyasetçiler, sorunları TBMM’ye değil de başka yerlere taşımışlar!...
*
İşin asıl vahim yanı böyle konuşan insanların, bu şehirle bağları; burada doğmuş olmaları ve belli bir yaşa kadar bu şehirde yaşamış olmaları, o kadar !
Yaşamları, iş hayatları, çocuklarının geleceği, hayattan beklentileri ve ticari hayatları başka şehirde...
Bu insanlara sormak lâzım ‘madem sorunlara ve çözümüne hakimdiler, neden bu şehri terkettiler?...’
Karını-buzunu velhasıl olumsuz yönlerini burada yaşayanlar çekiyor ve tabi güzelliklerini de...
O zaman burada yaşayanların da aday olması kadar doğal bir şey olamaz...
Gerisi Lafügüzaf...
SAYILI GÜNLER HEP BİZE...
Annemle konuşuyoruz, Erzurum’un sayılı günlerini...
O kadar çok ki..
Kara Kış ve Zemheri’den tutunuz da Kocakarı Soğukları ve Abrel’e kadar...
Annem dedi ki, ‘bu soğuklar Kocakarı Soğuklarıdır...Bir hafta oldu, ay sonuna kadar sürer.’
‘Sonrası var mı’ diye sordum.
‘Var’ dedi. Abrel gelecek...
Hani demişler ya, ‘Korkma Mart’ın kışından, kork Abrel’in beşinden.
Öküzü ayırır eşinden...’
Diyeceğimiz geliyor ki ‘Sayılı günler hep bize mi...’
*
Efendim biraz da espri...
Erzurumlu’ya sormuşlar,
‘Sizin memlekete ne zaman yaz gelecek? diye...
Üstat demiş ki,
‘Hele şu Temmuz soğukları geçsin de !..’
*
Hepinize iyi hafta sonları dilerim...