Hepimizi yazılarımızda altını çizerek belirtiyoruz; ‘Erzurum tarihin kendisine yüklediği önemli misyonu devam ettiren, ya da ettirmesi gereken önemli bir kültür merkezidir’ diye.
Gerçekten de Erzurum, tarihi süreç içerisinde önemli görevler üstlendi ve başardı. Uzak doğudan gelen ticaret kervanları burada konakladı ve bu kent bir ticaret merkezi oldu. Bunun yanı sıra doğu ile batı arasında bir geçiş kapısı konumundaki özelliğiyle de Erzurum, kültürlerin sentezlendiği bir kent oldu.
***
Ahmet Hamdi Tanpınar, Anadolu’nun bir çok alanda ‘ticarette, sanatta, kültürde’ önemli kentlerini beş şehir’ ismiyle sıralarken Erzurum’u da bunların içerisinde sayarak, bu kentin hakkını teslim eder...
Tanpınar ünlü kitabında;
‘ O zamanın Erzurum'u, on yıl sonra 1923'te gördüğüm Erzurum'dan çok başkaydı. Her türlü kıyafette bir kabalığın çarşı pazarın doldurduğu, saraç, kuyumcu, bakırcı, dükkanlarıyla senede o kadar malın girip çıktığı hanlarıyla, ambarlarıyla, eşraf ve ayanı, esnafı, otuz sekiz medresesi, elli dört camisiyle, İran transiti beslediği refahlı ve mamur Erzurum'la on yıl sonra gördüğüm harap şehir arasında kolay kolay münasebet tasavvur edilemezdi. Sonradan öğrendiğime göre, muhtelif çarşılarında onbinlerce zenaatçı çalışır, saraçların yapıldığı eğerler bütün şark vilayetlerine hatta Tebriz'e kadar gidermiş, Ben babamla, annemle gittiğimiz siyah kehribarcıları şimdi bir masal gibi hatırlıyorum. Küçük ve yan aydınlık dükkanlarda ince, dikkatli, işin terbiyesini almış, adeta iş terbiyesiyle durulmuş birtakım adamlar, oturdukları yerden konuşuyorlar, pazarlıklar ediyorlar, ellerindeki kehribar işlerini havı dökülmüş çuha şalvarlarına sürterek cilalıyorlardı ....,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,,, Erzurum Milli Mücadele'ye önayak olmuş, Ermenistan zaferini idrak etmiş, yavaş yavaş sağ kalan hemşerilerini toplamaya başlamıştı....................................... Erzurum hatırlıyordu: gömüldüğü , toz ve çamur yığınının içinde canlı dününü, dört kapısından girip çıkan. çarşı pazarın uğultusunu, çalışan insanlarını terli yüzleri ve sağlam ahlaklarıyla şehrin hayatına kutsilik katan alimlerini, güzel sesli müezzinlerini, her yıl hayatına yeni bir moda temin eden düğünlerini, esnaf toplantılarını, bayramlarını idare eden ve halk hayatını bir sazı coşturur gibi coşturan bıçkın endamlı, yiğit örflü dadaşlarını, onların cirit oyunlarını, barlarını, bazen bir alayı birden günlerce misafir eden ve bir menzillik arazisine paytonla gidip gelen eski beylerini, kısacası, bütün hayatını hatırlıyordu...’
1924’te Pasinler’de meydana gelen ve hayli yıkıcı olan zelzele sonrası şehre gelen Gazi Mustafa Kemal’le 3 saate yakın sohbet ettiklerini ve Ata’nın bütün sorularına cevap verdiğini de kitabında anlatır...
Rus Ordusuyla Erzurum’a gelen ünlü Rus yazarı Aleksandr Puşkin,
Erzurum ve coğrafyasını kitabında övgü ile anlatır.
‘1900’lü yıllara gelinceye kadar yüz binin üzerindeki nüfusuyla önemli bir ticaret ve kültür merkezi olan Erzurum, yaşanan savaşlar ve göçler sonucu kan kaybeder ama kimliğini kaybetmez…’
***
Osmanlı-Rus savaşlarının gazisi , Kurtuluş Savaşının da kahramanı Erzurum, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu kenti olma şerefine ulaşır.