Bu gün sizlere Erzurum ve Türk tarihi açısından gayet önemli iki kadından -bir gün gecikmeyle- söz edeceğim.
Nene Hatun ve bilinen adıyla Kara Fatma, ya da Fatma Seher Erden…
Birinin ölüm yıldönümü 22 Mayıs 1955, öbürünün 2 Temmuz 1955…
22 Mayıs 1955’te ölen Nene Hatun tabyalarda yatıyor…
Kara Fatma ise İstanbul’da ve kimsesiz…
Nene Hatun, halktan biri, genç bir taze gelin…
Duymuş ki Ruslar, Ermeni askerlerin yardımıyla tabyaları basmış, şehirdeki tüm minarelerden salalar veriliyor, baltasını kaptığı gibi Erzurum halkıyla birlikte Tabyalara yönelmiş ve gücünün yettiğinden fazla vurmuş da vurmuş…
*
Kara Fatma’nın asıl adı Fatma Seher Erden…
Bir çeteci ve Kuvva-yı Milliye’ye katıldıktan sonra Milis Üsteğmen…
Büyük Zafer’den sonra kendisine bağlanan maaşı reddetmiş ve ‘ben bunca işi maaş almak için yapmadım’ diyecek kadar mütevazı…
Darülâceze’de kimsesiz ölmüş, İstanbul’da, mezarının başında bir Fatiha bile okuyanı yok…
(Kim bilir belki bir gün kabri Erzurum’a taşınır ve üzerine bir anıt yapılır…)
*
Nene Hatun, Çeperli köyünde doğmuş ve 16 yaşındayken Erzurumlu Mehmed Efendi ile evlenmiş.
Erzurum Taşmescit Mahallesi'ne gelin giden Nene Hatun, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda 22 yaşında bir anne olmasına rağmen bebeğini beşikte bırakıp yöre halkıyla birlikte Aziziye Tabyasına koşmuş.
5 Mayıs 1955'te 'Yılın Annesi' seçilmiş ve zatürre nedeniyle kaldırıldığı Erzurum Numune Hastanesinde 22 Mayıs 1955'te vefat etmiş.
1952’de NATO Başkomutanı Amerikalı General Matthew Ridgway; 'Avrupa'nın savunması ancak Nene Hatun ruhuyla mümkündür' demiş.
*
Kara Fatma, 1919-1922 yılları arasında Batı Cephesinde 300’ü aşkın serdengeçti ile destanlar yazmış; birkaç kez yaralanmış ölümden dönmüş, o da gücünün üstünde vurmuş, vurulmuş…
Balkan Savaşları ve Birinci Dünya Harbi’ne katılmış, eşini Vanlı Binbaşı Ahmet Bey’i Sarıkamış Harbinde şehit vermiş…
*
Allah her ikisine de rahmet eylesin…